Aşk mı alışkanlık mı

“Anılar gözünüzü yumduğunuz anda önünüze gelen ve hiç gitmeyen gölgeler gibidir. Hatırlamak istedikçe hatırlarsınız ve acıtırlar...” İşte anahtar cümle bu... O halde hatırlamaktan kaçınmaya çalışın. Onu hatırlatan her şeyden uzak durun, resimler, mektuplar, müzikler, hatta bir süre için bile olsa, müşterek arkadaşlardan... Hele hele şu ünlü facebook’tan, onu hemen kapatın. Çünkü sizi rahat bırakmayacak eski dostlar, sizi gereksiz ve zalimce tutumlarıyla hasta edeceklerdir.

Haberin Devamı

Sahi neyini sevdim seni Hiç aklınızla kalbiniz arasında kaldığınız oldu mu? Aslında neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu bilip de yine de peşinden sürüklendiğiniz bir insan? Olmayacağını bile bile derinlerde aradığınız küçük bir neden. Hayat bu kadar insafsız olmak zorunda mı peki?
Neden her şeyin doğrusunu doğru insanlar yapıyor ya da neden onlardan bu bekleniyor? Keşke biraz daha doğru olsaydın, dediğiniz insanlar oldu mu? Aşk mı alışkanlık mı yoksa sadece bazı yaşanmışlıklar mı cesaretinizi kırıyor?
Anılar gözünüzü yumduğunuz anda önünüze gelen ve hiç gitmeyen gölgeler gibidir. Hatırlamak istedikçe hatırlarsınız ve acıtırlar. Bazen yürüdüğünüz sokaklar, geçtiğiniz köprüler, gecenin bir yarısında sadece onu hatırlamak için gittiğiniz ama artık onun yaşamadığı kocaman bir satılık yazısının bulunduğu evi, her şey bazen geçmişten kötü birer anıdır.
O artık olmayacak. Belki de zamanı gelmiştir, kendini avuttuğun bu peri masalından uyanmanın zamanı... İşte Güzin Abla benim hikayem bu; kısaca anlatayım... Biz onunla ilk defa yolda giderken karşılaşmıştık, bana çarpıp arkasına dönmüştü. Biraz da tuhaftı, deli midir ne diye düşündüm. Ben ilerledim, sonra baktım arkamdan geliyor, beni takip ediyor gibiydi. Şüphemde haklıydım gerçekten.
İki dakika sonra yanıma yaklaşıp “tanışabilir miyiz” diye sordu. “Aramızda kısa süreli bir etkileşim oldu, ben de cesaretimi toplayıp yanına geldim” dedi. Ben de “Siz her önünüze gelene bu şekilde mi yaklaşıyorsunuz? Ben sizi deli falan zannettim. Korkuttunuz beni” diye azarladım onu. Biraz daha ısrar edip gitti.
Sonra günler boyunca onu düşünmeye başladığımı fark ettim. Hep içimde bir merak, acaba kimdi, neydi diye... Giderken ismini söylemişti bana. 20 gün sonra ne yapabilirim de onunla tekrar karşılaşırım diye düşünmeye başladım.
Facebook’a ismini yazdım ve grubundan aynı şehirde olduğumuz için onu buldum. Çok sevindim, ona mesaj yolladım; “O gün yolda karşılaştığım siz misiniz” diye. Hemen cevap yazdı. “Evet benim. Görüşelim mi?” dedi. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşayacağım için çekindim. Ama daha sonra biz yine yolda karşılaştık, bu sefer zorladı ve bir yerde oturduk. Tavırları, konuşması bana biraz garip geldi.
Ben üniversitede okuyorum, o da orada yaşıyormuş ailesiyle. Açıktan okuyormuş. Ben içimden, ”hayır bu olamaz, beklediğim ve istediğim kişi bu olamaz” diyorum. Ama garip bir şekilde de bir çekim var aramızda.
Biz bir ay boyunca birlikte zaman geçirdik, bir yerlere gittik ama o hep biraz garipti. Çıkmaya başladık ama hiç benim beklediğim bir ilişki değildi. Çünkü benim karşımdakinden beklediğim ince düşünce, kibarlık, hiçbiri onda yoktu.
Onun bazı özelliklerini çok seviyordum ama hep bir şeyler eksikti. Mesela beni çok arayıp sormazdı, el ele tutuşmazdı. Sonra çok uzun süreli ilişkileri olmamış.
Öte yandan beni ailesiyle tanıştırdı. Ailesi beni çok sevdi, ben de onları çok sevdim ama öğrendim ki sevgilim esrar kullanıyormuş. Uzun süredir garip davranışlarının sebebini o zaman anladım. Bu konuma nasıl geldiğimi inanın anlayamıyorum. Sonuçta ayrılma kararı aldım ve ayrıldık. Ama birkaç ay sonra yeniden barıştık; tabi yine benim çabalarımla...
Ancak o duygularını göstermiyordu. Dayanamadım, “niye böyle davranıyorsun” diye sordum. “Ben sana yetemeyeceğime inanıyorum, senin iyi bir hayatın olacak, bense boş biriyim, yanlış biriyim. Sen dört dörtlük birisin, benim neyimi sevdin” dedi. İşte bu soruyu kendime sordum? Neyini sevmiştim bilmiyorum. Sonra bana “arkadaş kalalım” dedi. Şimdi ara sıra “nasılsın, görüşelim mi” diyor ve ben onu anlayamıyorum. Sadece artık onu unutmak istiyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum.
Rumuz: Güçlü

Yazarın Tüm Yazıları