Ağrı’dan bir öğretmenin çığlığı

Ağrı Patnos’ta sınıf öğretmenliği yapıyorum. Ben çocuklarıma öğretirken onları eğlendirmek, eğitirken de onlara yaşamı sevdirmek istiyorum. Ancak, bulunduğum bölgede ailelerin çok büyük maddi sıkıntıları var. Ben kendimce yardım etsem de yeterli olamadığım için sizlerden, değerli büyüklerimden küçücük isteklerim olacak.

Haberin Devamı

Ağrı’dan, yeni keşfettiğim bu topraklardan hepinize merhaba. Ben Ege’nin bereketli topraklarında, zeytin ağaçları, uçsuz bucaksız deniz ve dünya tatlısı insanları arasında doğan, bozkırın gün ışığı Ankara’da okuyan ve şimdi ise Ağrı Patnos’un Kazanbey köyü Kazanbey İlkokulu’nda namı diğer Kazana’da görev yapan bir sınıf öğretmeniyim.
Bu satırları yazmaktaki amacım sınıfımdaki daha 1. sınıf öğrencilerimin, elmaslarımın, ilk göz ağrılarımın sesini sizlere duyurmak.
Onlar öyle masum öyle temiz ki, inanın hayattaki tüm sıkıntılarımı unutturuyorlar bana.Bir gülüşleri yetiyor dünyayı unutmaya.
Siz değerli büyüklerim benden çok daha iyi bilirsiniz fakat içim içime sığmıyor burada.
Her gün “Ne yapsam, neyi nasıl öğretsem?” telaşı ve heyecanı sarıyor beni. Uyuyamadığım geceler bile oluyor. Bu ne büyük sorumlulukmuş!
Vicdan ile öğretmenlik sözcükleri neden hep birlikte kullanılıyor ve hep birbirlerini çağrıştırıyormuş şimdi daha iyi anlıyorum. İtiraf etmeliyim ki başlarda çok korktum.
Çünkü ülkemin bilmediğim topraklarında, kültüründe, bilmediğim bir lisan ile insanlar bana çocuklarını emanet ettiler. Korktum...
Onlara sahip çıkamamaktan, iletişim kuramamaktan korktum. Ama bir şey oldu. Aynı dilde konuşamaz anlaşamazken, birden oldu üstelik...
Ben onları sevdim, bana emanet ettikleri çocukları çok sevdim. Bu sevgi tüm korkuları, sıkıntıları unutturdu bana. Gurbette o sınıf benim ailem oldu. Hepsi çocuklarım oldu. Bir gün Serman adlı çocuğumun babası geldi okula.
Bana uzun uzun baktı ve “Hoca, sen eli öpülecek insansın. Çocuğum kimseyle konuşmuyordu ama şimdi konuşuyor, okuyor. Okula gelmek için can atıyor, seninle gurur duyuyorum” dedi.
O gün anladım ki bu meslek benim yaşamımın anlamı olacaktı.
Şimdi tek amacım öğrencilerime iyi bir gelecek sağlamak.
Hepsini elimden geldiğince iyi bir sınıf ortamında okutmak.
Ben çocuklarıma öğretirken onları eğlendirmek, eğitirken de onlara yaşamı sevdirmek istiyorum.
Ancak, bulunduğum bölgede ailelerin çok büyük maddi sıkıntıları var.
Ben kendimce yardım etsem de yeterli olamadığım için sizlerden, değerli büyüklerimden küçücük isteklerim olacak:
Kalem, silgi, defter, karton, resim kağıdı, boyalar (pastel, kuru, sulu, parmak boyaları), elişi kağıdı, makas, 6-7 yaş grubu çocuklar için okuma kitapları vb. kırtasiye malzemelerine sınıfımızda çok ihtiyacımız var.
Sizlere Ağrı’dan, günün erken ışıyıp erkenden karardığı topraklardan sesleniyoruz. Biz 33 kişi 1-B sınıfı olarak sizden yardım bekliyoruz...
Size şimdiden teşekkür eder, mutlu sağlıklı günler dileriz...
Naide Bekiroğlu/ Kazanbey İlkokulu 1-B Sınıfı Patnos-Ağrı

Haberin Devamı

Ülkemizin cesur, merhametli, vicdanlı, gerçek öğretmenlerinden birinden gelen bu çağrıya, umarım herkes gönlünden kopan küçük bir yardımla katılır.
Belki birkaç arkadaş, dost toplanıp da bir koli hazırlayabilirler.
Sonuçta istekler öyle kimsenin bütçesini sarsacak şeyler değil. Bir çocuğu sevindirmek, mutlu etmek çok kolaydır aslında.

Yazarın Tüm Yazıları