Hayali 1 Mayıs mucizesi

Haberin Devamı

Alıştığımız türden bir ‘bayram’ geçirdik ama pekâlâ başka türlü de geçirebilirdik. Ya da bana bir an öyle geldi

Hayali 1 Mayıs mucizesi

Bu yazı cuma akşamüstü yazılmakta. 1 Mayıs canlı yayında. Helikopterler tur atıyor, Beşiktaş’ta müdahale var, yine eli sopalılar ortaya çıktı vs.
Ancak şu tarz görüntüler de var ki gem vuramadığım hayal gücümü tetikliyorlar: Bir grup gösterici, karşılarında cop ve kalkanlarıyla duvar örmüş polisin önünde oturmuş, saz çalıp türkü söylüyor. Birkaçı da halay çekiyor. Kamera polisleri gösterirken, mesleki deformasyon gereği içlerinden ne geçirdiklerini düşünüyorum. Sanki “Bitirseler de gitsek” diyor birisi. Bir diğeri “Şu türkü söyleyenin gözü göz değil” gibi dikkatli bakıyor. Bir başkası ise bence günlerdir stres ve asık suratlardan bıkmış, için için türküye ve halaya katılmak istiyor!
Anlıyorum o polisi. Ben de öyle isterdim. Hatta popüler bir türküye girildiyse, megafonu alıp, “Arkadaşlar, hep birlikte halaya duruyoruz, lütfen zorluk çıkarmayalım, tempoyu kaçırmayalım” deyip, sivil itaatsizlik mi, ‘görevi aşırı iyiye kullanma’ mıdır nedir, kendimi teşkilattan kovdurtacak saçma bir şey yapardım! Tahayyül etsenize. Bir polis aniden elindeki silahları bırakıp türkü ve halaya katılıyor. Göstericiler şaşkın. “Vay be” deyip iyice coşuyorlar. Polisler birer birer ekleniyor, halaycı kalabalık büyüyor. Barikatlar açılıyor, Taksim halaya duruyor!
‘Taksim’de sıcak dakikalar’ başlığı altyazı geçiyor. Sıcak dakikalardan kasıt milletin birbirini şapur şupur öpmeye, helalleşmeye başlaması.
Siyasetçiler şokta ama ortamın sıcaklığına direnemiyorlar. Yerdeki eylemciyi koklayıp polisten tekme yiyen ve rol çalan sarı köpek, Meclis tarafından evlat ediniliyor! Köpeğin kokladığı eylemciyi (hem de) bir iktidar vekili elinden tutup kaldırıyor. “Nedir kardeşim meselen, kameralara anlat” diyor. Çocuk sloganını filan atıyor, artık derdi neyse. Sonra “E olay zaten buydu” deyip, halaya yetişmek için koşturuyor.
Ankara’nın kafası karışmış. Liderler halkla ters düşmemek için İstanbul’daki dev halaya katılma peşinde toparlanıyorlar.
1 Mayıs akşamı, milletin tek acısı, danstan mütevellit baldırlardaki kas ağrısı.
John Lennon ne demiş? “Belki bir hayalciyim, ama tek hayalci de ben değilim...”
Bu böyle biraz romantik bir yazı oldu. Ama tek romantik de ben değilim.

Haberin Devamı


Uzaya giden kolböreği

Haberin Devamı


Hayali 1 Mayıs mucizesi


Bursalı börek ustası, yaptığı peynirli kolböreğini Hong Kong’dan getirttiği stratosfer balonuna koyup gökyüzüne fırlattı ve “Uzaya Türkiye’den kolböreği yolladık” diye açıklama yaptı. Amaç gerçekten Marslıların veya başka galaksilerdeki akıllı yaratıkların böreği tatması mıydı bilmiyoruz. Ama stratosfer balonu 39 bin metre yükseklikte patladı ve börek paraşütle 95 kilometre öteye, İnegöl’e düştü.
İnegöllüler böreğe “Merhaba Bursalı, biz dostuz” demediler, yemeden ustaya iade ettiler. Börekçi şimdi böreği vakumlayıp uzaya gidecek ilk Türk astronotuna hediye etmeyi planlıyor.
Bense bu vatandaşın kendi dünyasındaki ümit ve coşkusunu, ülkedeki atmosferden zerre etkilenmeyip, atmosfere börek yollamasına yol açan yaşam sevincini kıskanıyorum. Bu kafa şişelenip satılsa, pembe bir sıvı olur ve ben parası neyse verip alır, kolböreğinin yanında içerim.

Haberin Devamı


İstanbul felç mi olsaydı?

Hayali 1 Mayıs mucizesi

1 Mayıs günü en çok konuşulan konu, toplu taşımanın iptal edilmesi, yolların kapatılması, İstanbul’da hayatın durması oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklama yaptı: “Taksim’de miting yapmak demek, İstanbul’u felç etmek demektir. Burası aynı zamanda turistik bir bölgedir.” Konuşmanın devamında, Cumhurbaşkanı, kuzey ormanlarındaki ağaçların sökülmesiyle eleştirilen köprü inşaatıyla ilgili de “Biz havalimanı yapıyoruz, onlar engellemeye çalışıyorlar. Biz orayı söke söke bitireceğiz” şeklinde konuştu. Şakacı biri mi yazıyor bu konuşmaları yav? Bu, Ak Parti’ye bir komplo mu, nedir?

Yazarın Tüm Yazıları