Harbiden o göktaşları kaçtan gidiyor?

Bingöllülerin şehirlerine düşen göktaşı parçalarını toplayıp oraya gelen Ruslara, Almanlara sattığı haberini okuduğunuzda muhakkak aklınızdan şu soru geçmiştir:

Haberin Devamı

Bunları kim, niye alıyor? Komplo teorisi geldi haanıım! Bak, hemen toplandınız değil mi? Ya siz var ya siz..

 
Harbiden o göktaşları kaçtan gidiyor


Merak ediyorsunuz değil mi? Acaba içinde müthiş değerli bir metal mi var? Endüstride mi kullanılıyor? İlaç mı yapılıyor?
Hatta aklınız belki şöyle başka komplo teorilerine bile gitmiştir: Meteorların içindeki ‘bilmemnoryum maddesi’, yeni bir silah yapımında mı kullanılacak acaba?!
Zira ‘yum’la biten bir madde varsa, o illa tekinsiz bir şeydir! Kanser yapar, savaş çıkarır, herkes onu elde etmeye çalışır filan. Bakınız: Amonyum, rodyum, uranyum vs...


Harbiden o göktaşları kaçtan gidiyor



Ve tabii komplo teorinizde muhtemelen şu da vardır: Batılıların peşinden koştuğu bu göktaşının içinde bulunan ‘yum’lu maddeyle yapılan silah, Ortadoğu’nun haritasını değiştirecek! Ki şu aralar her şey Ortadoğu’nun haritasını değiştiriyor. Sabahları yumurta yesem mi yemesem mi diye düşünürken, bunun Ortadoğu’nun haritasına nasıl etki edeceğini göz önüne alarak karar veriyorum!
Pekâlâ...
Nedir bu meteorları bu kadar değerli yapan? Kim meraklı bunlara? Kime satılıyor bu meteorlar?
Cevap veriyorum: Ben ve benim gibi sazanlara!
Bu olaydan aşağı yukarı bir yıl önce New York’tan 130 dolara (evet tam 130 dolar, yani 390 TL!) başparmağın ilk boğumu kadar bir göktaşı aldım!
Uğurlu mudur uğursuz mudur, radyasyon yayar mı yaymaz mı, başka göktaşlarını çeker mi çekmez mi, hırlı mıdır hırsız mıdır hiç düşünmeden “Aa göktaşııı” dedim ve aldım! Çünkü göktaşıydı, aytaşıydı, fosildi, bunlar bilim meraklısı erişkinlerin “çocuğunu sevindir”leri. Gördük mü hemen istiyoruz!
Çünkü bu iş artık bir endüstri. Nasıl ki UFO meraklılarına müzeler, belgeseller, konferanslar filan var, onun gibi.

Haberin Devamı

 
Harbiden o göktaşları kaçtan gidiyor
Buyurun: Karşınızda 130 dolar bayılıp aldığım göktaşı. 



Bingöllüler meteor halini kazıkladı mı?

 

Haberin Devamı

Bu göktaşları onları yerde filan bulanlardan alınıyor, meyve-sebze halinde olduğu gibi bir yerde toplanıyor.
Aracılarla alıcılar, yani oyuncak, kırtasiye, müze zincirleri bağlantı kuruyor. Taşlar tek tek pamuklara yatırılıp camlı kutulara koyulup, sertifikalandırılıyor. Mesela benimkinin sertifikasında göktaşının ismi, hangi ülkeye hangi yıl düştüğü (Arjantin-1576), ağırlığı (25.4 gram!) ve ne zaman bulunduğu (1988) yazıyor!
Bu sertifika benim için çok önemli. Çünkü göktaşı sahte olabilir. Ben göktaşım sahte olsa ne yapardım? Kütüphanemin başköşesine koymuşum! Ay skandal olurdu!
Peki Arjantin’e 1576’da düşüp 1988’de bulunan bir göktaşının fiyatı geçen sene 130 dolarsa, şu an bulunan bir göktaşı kaça gider? Bunun tazesi mi makbuldür, tarihisi mi? Bir de tabii ışık hızını, zamanın göreceliliğini filan düşünürsek, buraya geçen hafta düşen bir göktaşı, aslında geldiği yerde şimdiden tarihi sayılmaz mı?
Hesap edelim: Sarıçiçek Köyü sakinleri, Rus ve Almanların, taşın gramına 15-60 dolar arası ödediğini söylüyorlar. Bu hesapla, tarlasından bile alsam benim 25 gramlık göktaşına en az 375 dolar vermem gerekirdi.
Bu durumda birkaç ihtimal var:
1) Bingöllüler Meteor Hali’ni büyük kazıklamışlar!
2) Bingöl’ün göktaşı meşhur ve o yüzden pahalı! Hani şey gibi, mesela ramazanda Irak hurması 2 liradır, ama şifalı Medine hurmasını 100 liradan aşağı bulamazsın ya. O tarz.
3) Benim göktaşı gökten değil, Central Park’ın süs çakıllarının arasından geliyor!
4) Son ihtimal: Demek düşündüğüm gibi, meteorun tazesi makbul!

 

Haberin Devamı

Sayın Şimşek görüşümden faydalansın!

 

Yazımın bu bölümünde, göktaşını satan köylülerden vergi alınıp alınmaması tartışmasına taraf olacağım!
Yurtdışındaki meteor alım tecrübelerim, engin maliye bilgim ve bakkal hesabına dayanarak, değerli bakış açımı sunmak istiyorum.
Sarıçiçek Köyü’nde bulunan meteor parçalarından 1 gram olanı da varmış, 1.5 kilo olanı da. Misal 1.5 kiloluk göktaşına en az 23 bin dolar vermiştir gelen adamlar. Evet, bu da vergiye tabi olacak kadar büyük bir kazançtır. Ancaaak...
Biz buna vergici dilinde “Arızi kazanç” deriz. Yani örneğin, bir bakkalın bir reklam filminde oyunculuk yaparak, bir akademisyenin kitap yazarak, bir kerelik veya kırk yılda bir yaptığı bir işten elde ettiği kazanç. Bunlar da vergiden muaftır.
Eğer Sarıçiçek Köyü’ne yılda birkaç kere rutin olarak göktaşı düşmezse, ki Allah korusun, bu kazançları arızi kazanç grubuna sokabiliriz! Benim fikrim bu!
Mehmet Şimşek isterse bu görüşümden bedava faydalanabilir. Para da verebilir esasında, maliyecilik kazancım arızi kazanç olacağı için vergiden muaftır, işime gelir. Bence konu bir arızi kazançtır, ve zaten fakirlikten çok çekmiş Sarıçiçek Köyü sakinleri de, bir zahmet artık bunun için beyanname doldurup vergi vermesinlerdir!
Bilim meraklısı olsam da, yazımı Divan Edebiyatı’ndan bir beyitle bitirmek, aşağıdaki satırları göktaşı bulamayan Bingöllülere ithaf etmek istiyorum. Ziya Paşa’dan gelsin:
Bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez
Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan...

Yazarın Tüm Yazıları