Bizim bahşişimizi unutmayın

Gülben Ergen bu hafta Kadırga semtine gitti ve sahur vaktinde Ramazan davulcularını ziyaret etti.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Ramazan ayının tüm güzelliklerini yaşayanların vazgeçemedikleri özellikler vardır. Ramazan’da tüm fırınlarda çıkan mis gibi pide, gülsuyunun tadını içerisine katan güllaç, iftarlık misafirler, iftar sofraları ve sahur saatinin en geleneksel sesi Ramazan davulcularının sesi gibi.
Bu hafta sahurda mahallelerimizde sokak sokak dolaşıp eski bir geleneği yaşatan müzisyen kardeşlerimi ziyaret ettim.
Dertlerini, sıkıntılarını dinledim. Bir robota yerleştirilmiş, uzaktan kumanda ile çalışan davul sesinin mekanik ve insan eli değmemiş hali onların en büyük derdi.
Ne kadar haklılar...
Onlar mesleklerini yapamazken, bu güzel gelenek eriyip gidiyor.
Tıpkı postaneden birbirimize tebrik kartı, mektup yollamak yerine mail, SMS tercih edip, elektronik çözümlerle duyguları yok ettiğimiz gibi kendi seslerinin yok olmasından endişeliler.
Hepsi müzisyen...
Hepsi mahallenin muhtarının onayı ile, emniyet müdürlüğünden sicil taramasından geçip boyunlarında bir onayla, bir kimlikle dolaşıyorlar sahur saati bitene dek.
Bazen yeter diye kafalarına şişe atanlar oluyormuş. Bazen de kek, poğaça ikram edip teşekkür eden.
Bizim bahşişimizi unutmayın diyorlar...
Bizi sevin diyorlar...
Ben onları çok seviyorum... Yaşattıkları bu geleneğimizin sesi oldukları için ve kazandıkları parayı gerçekten hak ettiklerine inandığım için Kadırga’da sokak aralarında dolaştım onlarla.
Cama çıkan yaşlı dedenin gülen yüzünü...
Bebeği olduğu için “Benim evimin önünde çalma e mi” diye tembih eden annenin perdeyi aralayıp bakışını çok sevdim ben...

Haberin Devamı

Bizim bahşişimizi unutmayın
Fotoğraflar: Murat ŞAKA

◊ Ramazan davulu eski bir geleneğimiz… Sizce son yıllarda bu gelenek devam ediyor mu?
- Ahmet Gezer: Maalesef etmiyor. Gittikçe geleneklerimizden ayrıldık. Artık eski Ramazan’lar kalmadı. Bu işten eskisi gibi para da kazanılmıyor.
- Kadir Kaya: Ben sırf bir ay da olsa biraz para kazanayım diye Gaziantep’ten geldim. Orada da davul zurna işi yapıyorum. Akrabalarımla birlikte çalışıyoruz. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Ramazan da bundan payını alıyor.

◊ Bir ayda ne kadar para kazanmayı düşünüyorsun?
- Kadir Kaya: Abla bu kısmet işi. Hiç belli olmaz. 2-3 bin lira kazanabilmeyi umuyorum.

◊ Teknolojiden Ramazan davulu da nasibini almış. Drone Ramazan davulu çıkmış. Gördünüz mü?
- Ahmet Gezer: Gördük abla görmez miyiz. Çocukların balkona çıkıp davulcuyu sevinçle beklemesinin yerini tutar mı o uçan şey? Ramazan davulu ayrı bir zevktir. Robot ya da onun gibi şeyler davulun yerini tutmaz. Biz kültürümüzü korumak için inan çok çaba sarf ediyoruz.

◊ Ne gibi şeyler yapıyorsunuz?
- Ahmet Gezer: Bu sene muhtarlarımızın sayesinde geleneksel kıyafetler giydik. Böylece geleneklerimizi sürdürüyoruz.

Haberin Devamı

İzin kağıdı olmayan davulculara para vermeyin

◊ İzin kartlarınızı gördüm. Hepinizin muhtarlıktan aldığı izin kağıtları var değil mi?
- Ahmet Gezer: Hepimiz muhtardan ve emniyetten onay alıp öyle çalışabiliyoruz. Bu işi maalesef kötüye kullanan çok fazla insan var.

◊ Kaçak davulcular var yani…
- Ahmet Gezer: Olmaz mı. Kapı kapı dolaşıp “Biz Ramazan davulcusuyuz” diye vatandaşlardan para istiyorlar. Herkese duyuralım. Lütfen fotoğraflı izin belgelerini görmeden kimseye para vermeyin. Kimliklerine bakmanız lazım. İnanmadığınız kimseye para vermeyin. Davulcu kılığına girmiş hırsızlar bile duyduk.
- Mehmet Gezer: Gece bir mahalleye gidiyoruz ve zamanla mahalleliler bizi tanımaya başlıyor. Biz çalıyoruz ama başkaları bizim yerimize bahşiş toplamaya gidiyor. Bu sefer mahalleliler bize şüpheyle yaklaşıyor. Gördüğümüz herkese lütfen yaka kartlarına bakın diyoruz. Kaçak davulcular yüzünden çıkan bir olayda suçlu durumuna düşüyoruz. Çünkü insanlar sürekli bizi görüyor.

Haberin Devamı

Bizim bahşişimizi unutmayın

DAVULCULARIN ŞİKÂYETİ

Evlerden kafamıza şişe atıyorlar

◊ Bazı yerlerde davulcular bir kamyonetin ya da motosikletin arkasında dolaşıyor. Sizce bu doğru mu?
- Mehmet Gezer: Ben doğru bulmuyorum. Yürüyerek gezeceksin, o teri dökeceksin ve alınteriyle o parayı hak edeceksin. İnsanlar emek verdiğini görmeli.
- Ahmet Gezer: Ben de oğlum gibi düşünüyorum. Ama bazı yerlerde evlerden kafamıza şişe atıyorlar, köpekler kovalıyor ya da tinerciler saldırıyor. Belki o yüzden yapıyor olabilirler. Bu işin riski çok fazla.

Bebeği olan evlerin önüne gelince davulu durduruyorum

◊ Röportaja gelmeden önce bir arkadaşım dedi ki “Evde bebeğimiz var ve davul sesiyle uyanıyor”.  Sizce haklılık payı var mı?
 - Ahmet Gezer: Her gece geçtiğim bir sokaktaki kadın bir gün cama çıktı. Bebeğinin olduğunu ve onların evinin önünde çalmamamı istedi. O sokağa gelince davulu durduruyorum. Bebeği olanlara hak veriyorum. Dün gece çalmadığımı görünce “Abi, Allah razı olsun” dedi. 

Haberin Devamı

EN ÇOK BAHŞİŞİ KİM VERİYOR?

25 KURUŞ VEREN DE  VAR 10 LİRA VEREN DE

◊ Bahşiş vermemek için kapıyı açmayan ya da sizi tersleyenler oluyor mu?
- Mehmet Gezer: “Sizin burada ne işiniz var” diyorlar. Ya da kapının göz deliğinden bakıp kapıyı açmıyorlar. Geçenlerde biri “Burada davul çalmaya gerek yok, telefonumuzun saatini ayarlar kalkarız” dedi. Ben de özür dileyerek “Bundan 20 yıl önce cep telefonu var mıydı? Nasıl kalkıyordun” dedim. Bize 1 lira ya da 5 lira vermeleri mesele değil. Ne sen zengin olursun ne de ben fakir olurum. Bizim en büyük amacımız geleneği sürdürmek. Ben gariban olabilirim ya da ileride sen de olabilirsin. 10 lira versen ne olacak? Değmeyen her şeye para veriliyor. Ama iş geleneklere gelince tıkanıyor.

◊ Bahşiş Ramazan’ın sonunda bir kere mi toplanır?
- Ahmet Gezer: İki defa topluyoruz. Birincisi Ramazan’ın 15. gününde. Diğeri de sonunda. Sonunda helallik almak, bayramlarını kutlamak için gidiyoruz. 25 kuruş veren de oluyor 10 lira veren de. Yeter ki gönülden versinler, hayrını görelim.

Bizim bahşişimizi unutmayın


SİTELERİN ETRAFINDA ÇALIYORUZ AMA İÇERİ GİRİP HAKKIMIZI ALAMIYORUZ

◊ Sitelerde oturan kişilerden nasıl bahşiş topluyorsunuz? Sitelere girebiliyor musunuz?
- Mehmet Gezer: Yöneticilerden izin alabilirsek girebiliyoruz. Onun dışında giremiyoruz.
- Ahmet Gezer: Birçok site izin vermiyor. Halbuki biz sitelerin etrafında iki-üç defa dönüyoruz. Ama içeri gidip hakkımızı alamıyoruz.
- Kadir Kaya: Bu konuda mağdur oluyoruz. Diyelim bir sitenin bir bloğunda 40 daire var. Hepsi 1 lira verse 40 lira eder.
- Mehmet Gezer: Bunun zaten bir amacı da birbirimizi kalkındırmak değil mi?

ESKİDEN FLORYA’DAN İYİ BAHŞİŞ TOPLARDIK AMA BELEDİYE DAVULU YASAKLADI

◊ Diğer semtlerde durumlar nasıl? Örneğin Beşiktaş ilçesinde daha çok mu bahşiş toplanır?
- Mehmet Gezer: Etiler, Bebek tarafında bahşişler daha iyidir.
- Ahmet Gezer: Eskiden Florya’da da çok iyiydi ama orada davul yasaklandı.

◊ Belediyeler mi yasakladı?
- Ahmet Gezer: Gürültü gerekçesiyle bazı semtlerde yasaklandı. Oruç tutmayanlar şikâyet edince belediyeler karar alıp yasaklıyor. Yasaklanmasını biz davulcular doğru bulmuyoruz.

◊ Geçen sene ne kadar para kazandınız?
- Ahmet Gezer: 1000 lira kazandık. İşler kesattı. Kazandığımız para zaten çocukların bayram alışverişine gidiyor.

FATİH MUHTARLAR DERNEĞİ BAŞKANI MURAT HAKVERDİ: Eski Ramazan gelenekleri günümüzde bitmek üzere

◊ Murat Bey, sizce Ramazan geleneklerini yitiriyor muyuz?
- Maalesef yitiyoruz. Eski Ramazan gelenekleri günümüzde bitmek üzere. Bir tek davulcular kaldı. Eskiden mahalle aralarında iftardan sonra şenlikler olurdu. Karagözler oynatılırdı. Sokak iftarları olurdu. Komşular birbirlerine iftar vakti bir tabak sıcak yemek götürürdü. Popüler kültür bu işleri bitirdi.

◊ Peki Kadırga’da bu durum nasıl?
- Buranın bir avantajı mahalle kültürünü devam ettirmesi. Burada geleneklere sahip çıkmaya çalışıyoruz.

◊ Davulcuları nasıl belirliyorsunuz?
- Muhtarlıklar ve emniyetten izin alınarak belirleniyor. Bu sene buraya yeni arkadaşlar geldi. Tanıdığımız birinin aracılığıyla bu arkadaşları bulduk. Onlara güvendik. Güvendiğimiz insanlarla çalışınca kafamız rahat oluyor. Önceki yıllarda bu iş çok suistimal edilmiş. Şimdi bunun için gerekli tüm önlemleri alıyoruz.

◊ Davulcuların rotalarını siz belirliyormuşsunuz… Neye göre oluyor bu?
- Daha çok ailelerin oturduğu güzergâhları belirliyoruz.
Rotayı çizip davulcu arkadaşlara söylüyoruz.
Onlar kendi aralarında görev dağılımlarını yapıyorlar.

Bizim bahşişimizi unutmayın

BİR GECEDE 40 SOKAK GEZİYORUZ KENDİ SAHURUMUZA ZOR YETİŞTİRİYORUZ

◊ Saat kaçta çıkıyorsunuz?
- Hüseyin Siper: 1.30’da başlıyoruz 03.00’de bitiyoruz.
- Mehmet Gezer: Kendi sahurumuza bile zor yetişiyoruz. Yolda bir şeyler yiyip öyle eve gidiyoruz.

◊ Bir gecede kaç sokak dolaşıyorsunuz?
- Hüseyin Siper: Kişi başı ortalama 30-40 sokak dolaşıyoruz. Hepimiz ayrı sokakları dolaşıyoruz.
- Ahmet Gezer: Muhtarlar güzergâhı belirliyor. Biz de arkadaşlarla aramızda paylaşıyoruz. Gençler daha çok sokağa gidiyor.

◊ Mahalleden size sahur yapmanız için yemek getirenler oluyor mu?
- Ahmet Gezer: Sağ olsunlar soruyorlar. Düşünüp aşağıya börek filan getirenler oluyor. Burada ilk senemiz. Daha önce başka ilçelerde çalmıştım. Burada bize çok sevgiyle yaklaşıyorlar.

Kara üzüm habbesi de çalıyoruz çiftetelli de

◊ Genellikle akrabalar birlikte çalışıyor değil mi?
- Kadir Kaya: Bu işte genellikle öyle olur. Biz de hepimiz akrabayız. Gaziantepli’yiz. Adanalı davulcular da çoktur. Onlar da akrabalarıyla birlikte çalışır.
- Ahmet Gezer: Bir de bu iş çoğu zaman baba mesleğidir. Benim babam da davulcuydu. Şimdi benim oğlum da davulcu oldu.

◊ Çocuklarınız var mı?
- Ahmet Gezer: Benim üç çocuğum beş de torunum var. Buradaki tüm arkadaşların da üç çocuğu var.

◊ Hangi ritimde çalıyorsunuz?
- Hüseyin Siper: Roman vuruyoruz. Bazen ‘Kara Üzüm Habbesi’ bazen ‘Çiftetelli’. İstek yapanlar da oluyor. O zaman istedikleri şarkıyı çalıyoruz.

Bizim bahşişimizi unutmayın

Oruç tutmayanların hoşgörülü olmasını istiyoruz

◊ Ben tutsam da tutmasam da davul sesi bana her zaman iyi gelir…
- Ahmet Gezer: Alt tarafı bir ay ve bu bizim geleneğimiz. Tutmayanları da anlıyoruz ama sabır göstermelerini istiyoruz.

◊ Sizin bir ay boyunca bahşiş dışında herhangi bir geliriniz oluyor mu? Diyelim ki bahşiş alamıyorsunuz. O zaman ne yapıyorsunuz?
- Ahmet Gezer: Hiçbir gelirimiz, sigortamız ve aylığımız yok. Üstelik can güvenliğimiz de yok.
- Hüseyin Siper: Başka hiçbir gelirimiz yok. Bahşiş olmazsa para kazanamıyoruz.
- Kadir Kaya: Halkımız duyarlı olursa ve gerekeni yaparsa aslında böyle bir sorunumuz olmaz.

◊ Eskiden kışın sokaklarda bozacılar bağırırdı… Almasak bile eskileri hatırlar burnumuzun direği sızlardı…
- Ahmet Gezer: Eşekle dolaşır boza satalardı. Bu davul da boza gibi. Davul olmazsa Ramazan’ın geldiğini bilmezsin. Keşke bütün eski âdetlerimiz devam edebilse.

Bizim bahşişimizi unutmayın

Kadırga sokaklarını dolaşırken camdan bir amcanın el salladığını gördüm. Amca, sahura kalktığını ve her gece davulcuları beklediğini söyledi. 

DÜZELTME: Geçen hafta yayımlanan ALS-MNH Derneği röportajımızda Asaf Güneri’nin adı Asaf Zihni, eşi Betigül Hanım’ın adı ise Betül olarak yazılmıştır. 

Yazarın Tüm Yazıları