Şaşırmayın! Küba’da son trend Türk dizileri

Haberin Devamı

GEÇEN cuma günkü Küba izlenimlerine devam.
İnternet serüvenim, bu ülkedeki refah eşitsizliği ve Türkiye’nin neden sevildiğini yazacağımı belirtmiştim.
En sonuncusundan başlıyorum.
Kübalı rehberimiz Yoseti Herrera anlatınca epey afalladım.
Meğer geçen yıl Kore dizilerine merak salmış olan Kübalılar için en son trend Tük dizileriymiş.
Herrera, Fatmagül’ün Suçu Ne? Binbir Gece, Sıla, Gümüş, Karagül, Ezel gibi dizileri sayıyor.
Bir erkeğin üç karısı ve bir sevgilisi olduğu diziyi (hangisi olduğunu bilmiyorum) seyreden Herrera’nın annesi Türkiye’de erkeklerin gerçekten öyle yaşayıp yaşamadığını merak etmiş.
150 milyon dolara yaklaşan dizin ihracatımızın böyle bir boyutu da var.
Dünyadaki milyonlarca insanlara toplumumuzun olumsuz yönlerini, özellikle de kadın-erkek eşitsizliğinin somut kanıtlarını altın bir tabak içersinde sunuyoruz.
Sinema biletinin sadece 20 kuruş olduğu (2 nacional peso) Küba’da Türk dizilerine ilgi başka yaşamlara merak diye izah edilebilir.

Haberin Devamı


SEKİZ GÜNDE İNTERNET BİR KEZ

Peki internet sınırlamalarının bıktırıcı boyutta olduğu, youtube’a sansür uygulandığı ülkede insanlar yabancı dizilere nasıl ulaşıyorlar?
Resmi olmayan yollardan dizileri CD ya da flash bellek olarak yaklaşık 1 euro karşılığında paket halinde satın alıyor Kübalılar.
Küba’da kaldığım 8 gün zarfında 5 euro karşılığında Havana’da lüks bir otelden satın aldığım bir kartla sadece bir tek kez internete girebildim.
İkinci kartı ne yazık ki 2-3 saat uğraşmama rağmen kullanmak nasip olmadı.
İnternet kartı satan bir nevi internet kafede ise sabah oluşan uzun kuyrukları gözümle gördüm.
Neticede şu: Kübalı istediği zaman internete bağlanamıyorum hele evinden hiç bağlanamıyor.
Ancak üniversiteler, araştırma enstitüleri, devlete ait turizm ofisleri internetten yararlanabiliyor.
Küba’nın yaşadığı ağır ambargo koşullarında fiber kabloların adaya kadar ulaşmadıkları gerekçesi ne kadar doğruysa sansür gerçeği de o kadar doğru.

Haberin Devamı

Şaşırmayın Küba’da son trend Türk dizileri


BU ÜLKENİN EN ZENGİNİ CASTRO

Refah eşitsizliği (uçurumu demeyelim) meselesine gelince Küba’da her ne kadar sosyalist sistem yürürlükte olsa da yaşam standartları arasında farklılıklar mevcut.
Kaçak CD satıcısı gibi yasadışı yollardan para kazananlar, kendi evlerini lokanta ya da pansiyon gibi kullananlar, çiftlik sahipleri, parti örgütlerine mensup olanlarla Cienfuegos’ta dökülen at arabasına bindiğim yoksul arabacı arasında refah farkı gözden kaçmayacak gibi.
İspanyolcam sayesinde arabacı kendisiyle sürdürdüğüm diyalogda nasıl bir yaşam mücadelesi verdiğini, karneyle dağıtılan gıdanın yetmediğini ayrıntılarıyla anlattı.
2 yaşındaki çocuğuna kaçak süt almak zorunda olduğunu söyledi.
Zorunlu 9 yıllık eğitim sayesinde cehaletten hayli uzak olan arabacı diyalogun bir yerinde Castro kardeşlerden hakkında atıp tutmaktan da kaçınmadı.
“Küba’nın en zengin kişileri Fidel ve Raul Castro” sözlerini duyduğum gün Fidel Castro’nun küçük oğlunun Bodrum’a geldiğinden, 5 yıldızlı otelde ailesiyle suites dairelerde kaldığından haberim yoktu.

Haberin Devamı

Şaşırmayın Küba’da son trend Türk dizileri

DEV BİR LABORATUAR

Ben öğrendim ama “dünyadan kopuk yaşıyoruz” diyen bizim arabacı büyük bir olasılıkla hiç öğrenemeyecek.
Bence esas sorun burada.
Küba’yla ilgili aldığım notlardan günlerce yazmak mümkün.
Jose Marti Küba Dostluk Derneği’nden bize eşlik etmiş olan akademisyen Göksun Özhan’ın çok beğendiğim tespitleriyle bitiriyorum:
Küba sosyalizmi, devrimi gerçekleştiren kadroların da vurguladıkları gibi dünyaya model teşkil edebilecek bir sistem değil.
Model olmak bir yana sistem terzi eliyle Küba’nın üstüne göre biçilip yapılmış bir kıyafet bile değil.
Küba’ya eşsiz sosyolojik ve ekonomik deneylerin yaşandığı
dev bir laboratuar yakıştırılması da bu yüzden.

Yazarın Tüm Yazıları