Kentsel dönüşüm mağdurları: Sesimizi duyuramıyoruz

“KENTSEL dönüşüm mağduruyum” yazısına gelen tepkilerden anlaşılıyor ki Kadıköy’de kentsel dönüşüm bir “mağdurlar ordusu”na yol açmış.

Haberin Devamı

Mağdurlar arasında gazeteden dostlar da var.Dönüşümün hayatlarını karartması nedeniyle Güzin Abla Tuzla’ya, Muammer Elveren Adatepe’ye yerleşmiş.

 

“Kadıköy’den kurtulayım” diye Bodrum’un yolunu tutanların dahi olduğu çıktı ortaya. “Kadıköy’de yaşamak bir ayrıcalıktır”tan “Kadıköy bir işkencedir”e geçmişiz hiç farkında olmadan.

 

Yazıya gelen yorumlardan, gelen maillerden mağduriyetin pek çok boyutta olduğu anlaşılıyor. Öncelikle yetkililere sesini duyuramamanın mağduriyeti var. İnsanlar dertli, hem de çok dertli ama çaldıkları kapılar sessiz.

 

Otomotiv ve Yönetim Danışmanı İlkim Sancaktaroğlu örneğin, Kadıköy Belediyesi’ne yazılı olarak eski inşaatlardan çıkan asbest gibi insan sağlığına zararlı malzemelerin nasıl bertaraf edildiğini, bu malzemelerin yarattığı çevre kirliliğine karşı nasıl önlem aldıklarını sormuş.Cevap alamamış.

 

Haberin Devamı

Sokakları fütursuzca kapatan müteahhitleri çağrı merkezlerine nafile şikâyet etmiş.Feci sonuçlar doğuracak şekilde daracık sokaklara hızla dalan hafriyat kamyonlarını, beton mikserlerini yine nafile polise bildirmiş.

 

Bunca kapı çaldım maalesef aynı düzen devam ediyor” diyor Sancaktaroğlu.

 

Dikkat çektiği sokakları kapatma meselesi herkesin ortak yarası.

 

İnsanlar arabayla evlerine ulaşamıyor, evlerinden caddeye çıkamıyor.

 

MERMER PARÇASI ARABAYI SIYIRDI

 

Mail atan bir okurum soruyor: “Sokakları kapatma yetkisini kim veriyor inşaat yapanlara?”.

 

Bir başka okurum İstanbul Büyükşehir, Kadıköy Belediyesi ve hatta Başbakanlığa kadar yazmış şikâyetlerini.

 

Haberin Devamı

“Herkes topu birbirine atıyor” diyor her hangi bir yetkiliden doğru dürüst bir cevap alamadığının altını çizerek.

 

Sokakların kapatılmasına ilaveten kaza ihtimalleri ürkütücü boyutta.

 

AÇEV İletişim sorumlusu Nevin İlhan, yıkılmakta olan inşaattan arabasını sıyıran bir mermer parçasından eşiyle zor kurtulmuş.

 

“Ölümden döndük. Mermer ön camdan içeri girebilirdi. Yıkım sırasında her hangi bir önlem alınmamıştı” diyor.

 

Geçen yazımda söylediğim gibi Kadıköy Belediyesi ruhsatları peş peşe veriyor ama denetim yapacak elemanı yetersiz.

 

Ölüm tehlikesine yol açan bir bina yıkımının mühürlenmesi gerekmez miydi?

 

Her gün aynı yoldan geçen İlhan bırakın mühürlenmeyi yıkımın aynı şekilde önlem almadan devam ettiğini söylüyor.

 

Haberin Devamı

SAĞLIĞA ETKİSİ

 

Mağduriyetin bir de sağlık boyutu var ki, bunun etkisini belki birkaç yıl içerisinde göreceğiz.

 

Sancaktaroğlu’nun işaret ettiği kanser riski taşıyan asbestin yanı sıra Kadıköy sokaklarında gaz beton tozları bulut halinde.

 

Bir okurum “Bu maddeyi ciğerlerimize çekiyoruz gün boyu. Hepimiz silikozis riski altındayız. Yakında toplu akciğer iflası vakalarıyla karşılaşabiliriz” diyor.

 

Kronik öksürüğe yakalananlar, evlerinde gaz maskesi takmak zorunda kalanlar da yazmış.

 

Dikilen gök delenlerin hava akımlarını nasıl engellendiğini hatırlatanlar.

 

Seslerini duyurmak isteyenler o kadar fazla ki.

 

Ne ki Kadıköy Belediyesi başta tüm yetkililer kapı duvar.

 

Haberin Devamı

Kadıköylülerin mağduriyetlerinin de bir de Kurbağalıdere yönü de var ancak o başka bir yazı konusu.

 

 

Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü

 

GEÇTİĞİMİZ pazar günü 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’ydü.Pek çoğumuz hafta sonu evimizde, kırlarda, plajlarda vakit geçirirken İstanbul’un köhne bir atölyesinde -son dönemlerde çoğu Suriyeli- küçük çocukların cumartesi-pazar demeden çalıştıklarını unutmayın istedim.Unicef’ten çocuk işçiliğiyle mücadele günü nedeniyle gelen mailde, Suriyeli küçük çocukların de bizim çocukların çalıştırıldığı sektörlerde çalıştığı belirtiliyor.Tarımda mevsimlik işlerde, küçük-orta boy işletmelerde (tekstil, ayakkabıcılık, oto tamiri gibi) okula gidemeyen küçük Suriyeli çocuklar çalışıyor.

Yazarın Tüm Yazıları