Bodrum’un agro-turizm hayali

Haberin Devamı

BODRUM’a her gittiğimde yeşilliğinden mahrum edilmiş tepelerin giderek daha fazla arttığını gördükçe içim sızlıyor.
Daha çok otel, daha çok tatil köyü, daha çok ev, daha çok gürültülü “beach” nereye kadar?
Şahane bir doğa ve tarihi zenginlikle inatlaşma yarışına giren bu “merhametsiz büyüme”nin hiç sonu gelmeyecek mi?
Çalışmadığı günlerini, tavuk, kaz, ördeklerin serbestçe dolaştığı, melisa, biberiye, lavanta kokulu çiftliğinde geçiren, gerçek bir doğal yaşam tutkunu Meltem Kurtsan sayesinde Bodrum için başka bir gelecek planlayanların da olduğunu öğrendim.
Bodrum Belediye Meclisi üyesi harita mühendisi Ali Öztürk bunlardan biri.
Anadolu’nun en kadim medeniyetlerinden Karya topraklarındaki 17 köyü çatısında altında barındıran Karaova Tanıtım ve Dayanışma Derneği’nin (Karaova-Der) kurulmasına öncülük yapmış.
Derneğin amacı turizmle tarımı birleştiren, Batı’nın gözde akımlarından “agro-turizmi” yeşertmek.
Tarıma ağırlık vererek köylülerin ellerindeki arazileri yok pahasına satmalarının önünü kesmek.
Ürünlerini Bodrum’daki büyük otellere pazarlamalarını sağlamak.

Haberin Devamı

DÜĞÜN İÇİN ARAZİYİ ELDEN ÇIKARMASIN

“Yeri geldiğinde düğün için arazisini elinden çıkartan köylüye, küçük üreticiye, halıcılık, oymacılık gibi eski meslekleri icra edenlere yeni bir vizyon vermek istiyoruz” diyor Öztürk.
“Bodrum için turizmin her mevsim devam edebileceği sürdürülebilir bir model yaratmak istiyoruz
” diye ekliyor.
Doğası, tarihi ve kültürüyle ön plana çıkması gereken Bodrum’da inşaat sektörünün lokomotif olmasından mutlu olmadığı belli.
Karaova-Der, haziran ayında, tam da “Toprak Günü”nde, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un desteğiyle “Karaova Köyler Panayırı”nı düzenlemiş.
Öztürk, “Bu bereketli topraklarda o kadar bol çeşit var ki. Köy köy ürün envanteri çıkardık. Bağları, bahçeleriyle Karaova bölgesi Kocadon’un dediği gibi Türkiye’nin Toscana’sı olabilir” diye konuşuyor.
Karaova-Der 26-27 Eylül tarihlerinde Bodrum’da bağbozumu şenliklerine hazırlanıyor.
Derneğin vizyonu Bodrum için önemli bir kilometre taşı.
Hem köylüyü arazisini satmak yerine tarıma teşvik ediyor, hem Bodrum’un geleceğini inşaatın ipoteğinden kurtarmanın, turizmi çeşitlendirmenin yollarını arıyor.

Haberin Devamı

DEMİRER’İN GIDA MİLİ PROJESİ

İşte tam bu noktada TURYİD Başkanı (Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği) Kara Demirer’in dün aktardığı projeye değineceğim.
Proje Karaova-Der’in vizyonuyla birebir örtüşüyor.
Öztürk ile iletişim halinde olan Demirer, dünyada yeni bir akım olan “Gıda Mili” (food miles) sistemini önce Bodrum’da hayata geçirmek istiyor.
“Gıda Mili” çok özetle, tabağınızdaki gıdanın kaç kilometre kat ederek önünüze geldiğini hesaplayan bir girişim.
Gıda zincirindeki sera gazı emisyonunu azaltmayı amaçlıyor ama aynı zamanda yerel üreticinin desteklenmesi anlamına da geliyor.
Yurt dışında İskandinavya ülkelerinde başlayan akım Avrupa’da giderek yayılıyor.
“Gıda Mili” uygulamasına geçen bir lokantadan önünüzdeki mönüde yediğiniz salatanın kaç kilometre kat ederek ve hangi üreticiden size ulaştığı bilgisi yer alıyor.
Yani tarladan sofraya ürün izleniyor.
Bu projeyle ilgili aylardan beri çalışmakta olan Kaya Demirer “Bodrum artık giderek daha çok “Gıda Mili” gibi dünyadaki akımları izleyen varlıklı turistlerin ilgi alanda. Projeyi Bodrum’daki otellerle görüşüyorum. Yarımada’dan çıkan ürünlerin kullanılmasına şeflerin çoğu sıcak bakıyor” diyor.
Projeden Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’e de söz etmiş olan Demirer harıl harıl yerel ürünlerle mönü hazırlığında.

Haberin Devamı

SEFERİHİSAR ÖRNEĞİ


Söz yerel üretimden açılmışken, Türkiye’nin ilk “Yavaş Şehri” (Cittaslow) Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in başlattığı uygulamaya da değinmek istiyorum.
Soyer, geçen hafta birlikte gezdiğimiz pazarda üreticiyle tüketiciyi buluşturuyor.
Kendi bahçesinde ürettiği meyve, zeytin, kendi mutfağında pişirdiği börek, dolma ya da el yapımı kolyesiyle tüketiciyle buluşan Seferihisarlılar uygulamadan mutlu.
Soyer’e nasıl teşekkür ettiklerine bizzat tanığım.

Yazarın Tüm Yazıları