Anneciğim Türkler Venedik’te

TÜRKİYE bu yıl 56. yapılan Uluslararası Venedik Sanat Bienali’nde ilk kez kendi pavyonunda.

Haberin Devamı

Geçen yıl İKSV’nin önderliğinde 21 destekçinin katkılarıyla Venedik’te kalıcı bir mekana kavuşan Türkiye bunu Mimarlık Bienali için kullanmıştı.

Anneciğim Türkler Venedik’te

Venedik Bienali’nin ana sergi alanlarından Arsenal’deki Türkiye Pavyonu önceki gün İstanbul doğumlu Sarkis’in Respiro yerleştirmesiyle ziyaretçilere açıldı.

Fransız Le Monde Gazetesi’nin “Venedik’te Türklerle Ermenileri barıştırdı” dediği Sarkis aynalar, vitray panolar, gökkuşağı renklerinde neon ışıklarla Türkiye Pavyonu’nu çarpıcı bir mekana dönüştürmüş.

Tofaş sponsorluğundaki serginin açılışına ilgi büyük.

İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Roma Büyükelçisi Aydın Adnan Sezgin ve Venedik Bienali Başkanı Paolo Baratta’yı ağırlarken “Respiro’yu tüm sanat dünyasıyla paylaşmaktan gurur duyuyoruz” diyor.

Eczacıbaşı haklı.

Haberin Devamı

SAKIP SABANCI PORTRESİ

Zira Sarkis ve Respiro, Le Monde’un yazısından anladığım kadarıyla büyük yankı uyandırmış.

Aynı şekilde, Arsenal’de sergilenen Kutluğ Ataman’ın “Sakıp Sabancı Portresi” The Guardian, ArtNews tarafından bienaldeki en iyi 5 eser arasında gösterilmiş.

Güler Sabancı, Suzan Sabancı Dinçer, Haluk Dinçer, Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer de Venedik’te.

İtalya’da yüzyıllar öncesi halkın Türklerden korkularını ifade için kullanılan ancak günümüzde şaka haline gelen “Anneciğim Türkler”i bu yıl Venedik’te yerini bulmuş.

Belki ilk kez bir Venedik Bienali’nde Türkiye’den bu kadar çok sanatçı var.

Ahmet Güneştekin “Milion Taşı” sergisiyle, Bedri Baykam “Jump İnto The Unkown” karma sergisiyle burada.

Ayrıca Arsenal’de Meriç Algün Ringborg adında genç bir sanatçımız var.

Bu arada Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk da Venedik’teydi.

İtalya’nın önde gelen tekstilci şirketlerinden Fiorucci’nin davetinde, “Tuzlu Su” temasının işleneceği eylül ayındaki 14. İstanbul Bienali için bir konuşma yaptı.

Anneciğim Türkler Venedik’te

Haberin Devamı

Türklerin yanı sıra yabancı koleksiyonerlerin de olduğu Palazzo Loredan’daki davette “İstanbul’a gelin” dedi.

Venedik, 120 yıllık bienal geleneğiyle mimarlık ve sanatın en yaratıcı isimlerini ağırlarken şehre ünlü zengin sanatseverleri, koleksiyonerleri de çekiyor.

13.7 milyar dolarlık servetiyle Forbes’a göre dünyanın en zengin 65. kişisi Fransız François Pinault’nun tüm koleksiyonunu Venedik’te satın aldığı Palazzo Grassi ve Punto della Dogana’da sergilemesi boşuna değil.

İKSV Genel Müdürü Görgün Taner’in dediği gibi, Venedik’in ekonomisine kanal ve gondollardan ziyade yaratıcı endüstrilerin çok daha fazla katkısı var.

Darısı İKSV’nin büyük katkılarıyla İstanbul’un başına diyelim.

Haberin Devamı

Venedik 56. Sanat Bienali’ne dönersek, ilk kez Afrika kökenli bir küratör Okwui Enwezor işbaşında.

Enwezor, “fikirleri günümüz dramlarına” dokunduğu için Karl Marx’ı bienalin odağına yerleştirmiş.

Marx’ın kitaplarından bölümler üç sanatçı tarafından okunuyor.

Bienali gezdiğinizde zaten küratörün ne yapmak istediği anlıyorsunuz.

Dünyadaki fırsat eşitsizliği, gelir uçurumu, sömürgecik dönemleri, doğanın tahrip edilmesi gibi can alıcı konular şöyle ya da böyle çıkıyor karşınıza.

Giardini’deki Belçika pavyonu örneğin ülkenin Afrika’daki sömürgecilik tarihi üzerine.

Kara kıtanın bugün hala sancısını çektiği sömürgecilik.

Avustralya Pavyonu’nda kıtanın aborijin geçmişinden izleri görüyorsunuz.

Haberin Devamı

Türkiye Pavyonu’nun yer aldığı Arsenal’de ansızın karşınıza Mozambikli sanatçının iç savaşına atıfta bulunan silah-sandalyesi karşınıza çıkıyor.

Üstelik, Abu Dabi’de Saadiyat Adası’nda inşaatı devam eden Guggenheim Müzesi’deki işçi sömürüsünü sorgulayan bir eserin önünde.

Yazarın Tüm Yazıları