Türkiye'yi bastırıp Suriye'yi bölmek

ABD’nin Ortadoğu politikaları iki temel amacı gözetir:

Haberin Devamı

İsrail’in güvenliği.

Petrol kaynaklarının kontrolü.

Özü Ortadoğu devletlerini bölüp devletçiklere ayırmak olan ‘Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) aynı amaca yönelik olduğu açıktır. George W. Bush döneminde Condoleezza Rice, bölgenin 22 devlete bölüneceğini açık açık söylemişti.

Aslında bu süreç oğul Bush ve Rice’tan önce baba Bush tarafından başlatılmıştı.

İran’ın yayılmacılığına karşı Saddam’ı güçlendiren Bush, sonra onu Kuveyt’e işgale teşvik etmiş, sonra da işgali bahane ederek Birinci Körfez Savaşı’nı başlatmıştı. Bu savaşta Irak’ı bölmüş ve Kuzey Irak’ta Kürt yönetimini ve PKK’yı güçlendirmişti. İşin sonunu oğul Bush getirdi ve Irak’ı işgal ederek Saddam’ı devirip, idam ettirdi. Bölünen ve içsavaşa sürüklenen Irak, İsrail için tehdit olmaktan çıktığı gibi, petrol kaynakları da ABD ve İngiliz kontrolüne daha sağlam girmiş oldu.

“Demokrasi geliyor” diye estirilen Arap Baharı da Libya’yı yok etti, Suriye’yi içsavaşa sürükledi, Mısır’da askeri darbeyle sonuçlandı. Bu ülkelerin hiçbirinde demokrasinin esamisi okunmuyor. Tunus dışında ayakta durabilen de yok...

Irak gibi Suriye de İsrail için tehdit olmaktan çoktan çıktı. Petrol kaynakları üzerinde söz edecek hali yok. Şam yönetiminin varlığı Rusya ve İran’ın desteğiyle sürebiliyor.

ABD’nin bu politikasından en çok yararlanan, bu ortamdan bir devlet çıkarmayı hedefleyen Kürt hareketleri ve en fazla da PKK oldu. Askeri ve siyasi açıdan ABD desteğiyle güçlenen PKK, şimdi bütün yoğunluğunu Türkiye’de terörü tırmandırmaya ve Kuzey Suriye’de, ileride diğer parçalarla birleşmek üzere bir devlet kurmaya vermiş durumda.


SURİYE’Yİ BÖLMEK
ABD’nin etkili gazetelerinden Wall Street Journal’in dış politika yazarı Bret Stephens, Suriye’nin bölünmesinin en iyi çözüm olduğunu savunan bir yazı yazdı. Stephens, Suriye’nin bütünlüğünü savunmanın gerçekçi olmadığını, Ocak 2017’de göreve başlayacak yeni ABD yönetiminin bu amaçtan vazgeçip, Suriye’nin bölünmesi tezini savunmasını önerdi.

Stephens’in söylediği özetle, Türkiye’nin ‘ikna edilerek’, Kuzey Suriye ile Kuzey Irak’ın birleşmesi.

Türkiye’nin buna itiraz etmesi halinde Suriye Kürtleri ile PKK’nın bağlarının kesilmesi ve ABD’nin bu konuda Türkiye’yi ikna etmesi...

Bu arada, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’nin birleşmesiyle oluşacak coğrafyayı ABD Hava Kuvvetleri’nin koruması önerisi de var...

Stephens bir bakıma ikinci bir ‘Çekiç Güç’ uygulaması istiyor. Bu kez sadece Kuzey Irak’ı ve PKK’yı değil, Kuzey Suriye ve PYD’yi de birlikte korumak üzere...

Bu öneriyi yaparken bir yandan Türkiye’nin ‘ikna edilmesi’nden söz ederken diğer yandan ABD Hava Kuvvetleri’nden söz ederek, aba altından sopa da gösteriyor Stephens...


KCK ÖNERİSİ GİBİ
Bu öneri, KCK projesinin iki ayağının gerçekleştirilmesi önerisidir. Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de KCK’ya bağlı iki devletin kurulması. Sonra güçleri yeterse üçüncü ayak olarak Türkiye’nin güneydoğusu ve yine güçleri yeterse İran’nın kuzeybatısı...

Böylece KCK’nın; KCK-Güneydoğu (Türkiye), KCK-Rojava (Suriye), KCK-Başur (Irak) ve KCK-Rolhilat (İran) parçalarının birleştirilmesi projesinde önemli bir mesafe kat edilmesi...

Stephens’in önerisi KCK’nın projesiyle tam örtüşme halinde...

ABD’nin izlediği politika da farklı sayılmaz...


TÜRKİYE’NİN İTİRAZI
Türkiye’nin itirazı ve Fırat Kalkanı operasyonu tam da bunu önlemeye yöneliktir.

Çekiç Güç deneyiminden ders alan Ankara, bu kez uçuşa yasak bölgeyi TSK kontrolünde fiilen oluşturuyor. ABD’de de Türkiye’nin amacını bildiği için güvenli bölgeye şimdi de soğuk bakıyor ayak sürüyor...

Türkiye’nin istediği ve kontrol ettiği uçuşa yasak bölgenin, “Çekiç Güç”ün Kuzey Irak’ta çalıştığı gibi çalışmayacağını, aksine işlev göreceğini biliyor...

Stephens’in önerdiği gibi Türkiye’nin Kuzey Suriye için ikna edilmesi, Kuzey Irak için ikna edilmesi kadar kolay değil...

Yazarın Tüm Yazıları