Türkiye’nin Suriye’deki rolü

Türkiye’nin Suriye politikasında yaptığı değişiklik gösterdi ki, ABD’nin dümen suyundan ayrılırsa daha etkili oluyor ve daha iyi sonuçlar alıyor.

Haberin Devamı


Bu gerçeği New York’ta bir kez daha gördük.

 

Türkiye, uçak krizini çözerek Rusya’yla uzlaştıktan sonra ABD’ye karşı elini güçlendirdi ve yeniden Suriye denklemi içinde yer alabildi.

 

Eğer Ankara bu politika değişikliğine gitmeseydi, 15 Temmuz öncesinde olduğu gibi eli kolu bağlı Suriye’de olup biteni sadece izlemekle yetinecekti.

 

Ankara, koalisyonun üyesi olarak ABD’yle uyumlu kalmayı önemserken, ABD, Rusya ile uçak krizini de kullanarak Türkiye’nin felçli kalmasından rahatsız değildi. Aksine memnundu.

 

Türkiye’nin Suriye sınırında çakılı kalması, Washington’un Kürt koridoru oluşumuna desteğini kolaylaştırmıştı.

 

Haberin Devamı

Başından beri Türkiye’nin güvenli bölge önerisine karşı durması da bu koridorun oluşmasını yeğlemesindendi.

 

ABD’nin bu planını Türkiye’nin Rusya ile krizi çözüp, kendi askeri gücüyle hareket edeceği konusunda kararlılığını göstermesi bozdu.

 

New York’ta Amerikalıların en çok Türkiye-Rusya ilişkilerini öğrenmeye çalışması, bu politika değişikliğinin etkili olduğunu gösterdi.

 

Türkiye, ABD’nin dümen suyundan çıktı ve kendi gücünü kullanmaya başladı.

 

ANKARA’NIN ROLÜ

 

Bu değişim Ankara’nın Suriye konusunda önemli bir rol üstlenmesini de beraberinde getirdi ki, bu zaten sorunun yükünü en fazla çeken ülke olarak hakkıydı.

 

Mültecilerin en çok yükünü çeken, Suriyelilere insani yardım ulaştırılması için en çok çaba gösteren ülke olmasına ve PKK-PYD-YPG ve DAİŞ’in (IŞİD) can yakıcı saldırılarına ve nihayet 15 Temmuz darbe girişimiyle ele geçirilmesi riskine rağmen, ABD başta olmak üzere hiçbir ‘dost ve müttefikin’ kılı kıpırdamamıştı.

 

Haberin Devamı

Bu durum Ankara’nın kimseden bir şey beklemeden kendi gücüyle harekete geçmesinin en doğru yol olduğunu gösterdi ve askeri güçle desteklediği bir hamleyle terör örgütlerine dayalı Batı politikasını geriletti.

 

Bundan sonra Suriye için çalıştırılacak karar mekanizmalarında Türkiye’nin de önemli rolü olacaktır.

 

Artık ABD, Ankara’nın ne tepki göstereceğini hesaplamadan, sınırımızda istediği gibi düzenleme yapamayacaktır.

 

Suriye içsavaşı ve bu savaşta Batı dünyasının tutumunun, Türkiye’yi dağılma sürecine sürüklediğini fark etmiş, ulusal ve sert bir tepki göstermiştir.

 

TÜRKİYE’NİN HEDEFİ

 

Türkiye üstlendiği yeni rol ve gösterdiği askeri güçle denklemdedir.

 

Haberin Devamı

Bekasını etkileyecek hiçbir formüle evet demeyecektir.

 

Fırat Kalkanı operasyonuyla DAİŞ’e en fazla darbe vuran Ankara olmuştur.

 

Artık ABD, DAİŞ’i destekliyorsunuz argümanıyla Ankara’nın karşısına dikilemez.

 

Ancak Ankara, PKK-PYD-YPG’yi destekliyorsunuz diye Washington’un karşısına dikilebilir.

 

Türkiye’nin hedefi Suriye sınırı boyunca PKK-PYD-YPG’nin egemenliğinde bir devlet yapısının kurulmasını önlemek ve sınırlarını güvenlik altına almaktır.

 

Başka hedefi yoktur.

 

Ne Musul’da ne Halep’te gözü vardır.

 

Hedefini kendi bekasıyla belirleyen Ankara’nın koalisyona daha fazla katkı vermesi mümkündür.

 

Bunu New York’ta bir kez açık biçimde dile getirmiştir.

 

Haberin Devamı

Bundan sonrası ABD’nin tercihine bağlıdır.

 

Eğer Rakka’ya YPG ile gitmek istiyorsa, bunun yaratacağı sorunlarla baş etmesi gerekecektir.

 

Türkiye’yi ilgilendiren boyutu kendi demokratik laik devlet düzenini, ulusal birliğini ve toprak bütünlüğünü korumaktır.

 

Ankara bu süreçte önemli dersler çıkarmıştır.

 

Şimdi ders çıkarma sırası ABD’dedir...

 

 

Yazarın Tüm Yazıları