Suriye’de kim neyin peşinde?

FIRAT Kalkanı operasyonu çerçevesinde El Bab yakınlarında bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarına dün bir hava saldırısı düzenlendi ve 3 askerimiz şehit oldu, 10 askerimiz yaralandı. Adana’da düzenlenen bombalı saldırıda ise 2 vatandaşımız şehit oldu, 33 vatandaşımız yaralandı. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralı askerlerimize ve vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz.

Haberin Devamı

El Bab yakınlarında askerlerimize karşı girişilen hava saldırısının, geçen yıl Türk F-16’larının Rus savaş uçağını düşürdükleri tarihin yıldönümü olan 24 Kasım’da yapılması dikkat çekiciydi. Saldırının Suriye’de rejimin hava kuvvetlerine bağlı uçak veya uçaklarca yapıldığına dönük ciddi bulgular var. Ancak Suriye rejimi, “Evet, biz yaptık” demedi, olayın araştırıldığını ifade etmekle yetindi. Hava saldırısının 24 Kasım’da yapılmış olması Rusya ile ilgili soru işareti doğurmuş durumda. Bu soru işareti geçerliliğini korumakla birlikte, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Suriye rejim güçlerini çatışmaya yöneltmek isteyen odakların varlığı da bir gerçek.

 

Bu koşullarda Ankara’nın çok dikkatli hareket etmesi, Türkiye’yi Suriye ile açıktan savaşa çekmek isteyenlerin oyununa gelmemesi gerekiyor. Türkiye’nin olayın iyice aydınlanmasını sağlamak ve devlet aklıyla hareket ederek, cephe genişletmeden Fırat Kalkanı’nın sınırları belirlenmiş hedeflerine odaklanması, en doğru hareket tarzı gibi görünüyor.

 

Haberin Devamı

FARKLI AMAÇLAR

 

Dünyanın ve bölgenin önde gelen birçok ülkesinin eli Suriye’nin içinde. Sadece ABD öncülüğündeki koalisyon içinde irili ufaklı 63 ülke var. Bunların çoğu uydu ülke konumunda, çorbada tuzumuz bulunsun dışında bir amaç güdecek güçleri zaten yok. Ancak Suriye’de etkili olacak güce sahip ABD, İngiltere, Rusya, İran, Fransa, Almanya gibi ülkelerin ise farklı amaçları var.

 

Rusya, Esad rejimine askeri olarak tam destek veriyor. Moskova’nın amacı Akdeniz’de tutunduğu tek yer olan Suriye’deki deniz ve hava üslerini kaybetmemek. Parçalanmış da olsa bu üslere güvence olacak bir Batı Suriye devleti Rusya’ya yetiyor. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunup korumaması birinci derecede önemsedikleri ve ilgilendikleri bir konu değil.

 

ABD ise Esad’ı devirmek üzere yola çıkıp, yolda DEAŞ’ı yok etme hedefine yönelmiş durumda. Desteklemese de Esad’dan sonra ne olacağını bilmediği için şimdilik onu devirmeyi arka plana atmış görünüyor. DEAŞ’a karşı PKK-PYD-YPG ile ittifak yapan ABD’nin, Türkiye’nin güney sınır boyunca PKK-PYD kontrolünde bir Kürt koridoru açılması projesine destek veren adımlar attığı biliniyor. Türkiye’nin Rusya ile yumuşayarak Fırat Kalkanı ile fiili müdahalesi olmasa, bu koridor çoktan açılmış olacaktı. Kuzeyden açılamayan bu koridorun güneyden açılması konusunda ise hâlâ hamleler yapılıyor. Suriye’nin toprak bütünlüğü, ABD’nin de umurunda değil. Suriye’nin, kuzeyi Kürt yönetiminde olmak üzere ikiye veya üçe bölünmesi ABD’nin; İsrail’in güvenliği ve enerji kaynaklarına hâkimiyet amaçlarına aykırı düşmüyor, aksine bu amaçlarla örtüşüyor. Bölge ülkelerinin gevşek federasyonlara dönüşmesi veya yeni devletçikler ortaya çıkması, ‘Büyük Ortadoğu Projesi’nin öngörüleri arasında başından beri yer alıyor.

 

Haberin Devamı

İran ise Irak’ın fiilen parçalanmasından sonra Bağdat üzerinde kurduğu nüfuzu Şam üzerinde de kurmayı hedefliyor. Hem Irak’ta hem Suriye’de Şii unsurlarla etki alanını Türkiye sınırına kadar genişletme yönünde çabalar gösteriyor.

 

İngiltere, Fransa, Almanya ise Ortadoğu’daki yeniden paylaşım savaşında pay kapma peşinde koşuyor. Sofrada yer kapmaya çalışıyorlar.

 

Suriye’nin toprak bütünlüğü ile ilgili bir kaygı taşımayan bu ülkelerin Suriye halkıyla da ilgilendikleri yok. Ne can ne mal güvenlikleri ne gelecekleri umurlarında. Umursamazlıkları mültecilere karşı izledikleri politikadan, kapılarını sık sıkı kapatmalarından belli.

 

TÜRKİYE’NİN FARKI

 

Türkiye’nin durumu ise diğer ülkeler gibi değil...

 

Haberin Devamı

Suriye ile 900 kilometre sınıra sahip olan Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünü samimi olarak gözeten tek ülke konumunda. Irak gibi Suriye’nin bölünmesinin ve kuzeyine PKK-PYD-YPG’nin devlet yapısı oluşturmasının, kendi toprak bütünlüğü için de bir tehdit oluşturacağını biliyor. Bu nedenle kendi ulusal güvenliğini, ülke ve ulus bütünlüğünü korumak, bir başka ifade ile bekasını garanti altına almak için hareket ediyor. Fırat Kalkanı harekâtının, Musul’daki gelişmeler nedeniyle Irak sınırına yığınak yapmasının bundan başka bir amacı yok. Ne Irak’ın ne Suriye’nin toprağında gözü var. Kendi toprağına ve bütünlüğüne dönük tehdide karşı tedbir alıyor.

 

Haberin Devamı

Türkiye ayrıca Suriyeli mültecilere de samimiyetle kucak açan tek ülke. Avrupa ülkeleri kapıları kapatıp, neredeyse teker teker mülteci seçerken, Türkiye 4 milyona yakın Suriyeli’yi barındırıyor. Kendini tümüyle Rusya’ya teslim etmiş olan Şam, Türkiye’nin amacını ve konumunu görebiliyor mu?

 

Eğer görebiliyorsa; Suriye’nin tümünde yeni devlet kurmak isteyen DEAŞ ve kuzeyini Kürt devleti kurmak üzere ele geçirmek isteyen PKK-PYD-YPG dururken, Türk askerine saldırmanın, kendi çıkarlarına ters olduğunu da görebilmesi gerekir.

Yazarın Tüm Yazıları