Operasyonun büyüme eğilimi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından anlaşılıyor ki Türkiye olaya daha bütünsel bakıyor. Bunun nedeni IŞİD’le PKK’nın sadece Suriye’de değil Irak’ta da faaliyet göstermeleri.

Türkiye açısından bu yeni bir durum değil. PKK, kuruluş günlerinden beri Türkiye, Irak, Suriye ve İran’dan parça kopararak Büyük Kürdistan projesini gerçekleştirme peşinde. Irak’ın ABD tarafından işgal edilip bölünmesinden sonra ortaya çıkan IŞİD de Irak ve Suriye toprakları üzerinde birleşik bir devlet oluşturmayı amaçlıyor.


BİLEŞİK KAPLAR
PKK ve IŞİD’in yarattığı sorun bileşik kaplar gibi çalışıyor. Suriye’deki bir mücadele Irak’ta karşılık görebiliyor veya tersi de yaşanabiliyor.

Türkiye’nin olayı bir bütün olarak ele almasının nedeni terör örgütlerinin bu özellikleri.

Kuşku yok ki Türkiye’nin önceliği PKK’nın Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’yi birleştirerek Türkiye’nin güneyinde yeni bir devlet oluşturmasını önlemek ve sonraki aşamalarda Türkiye’nin güneydoğusunu da bu devlete katma projesine engel olmak...

Bu projeyi engellemek isteyen Ankara, Fırat Kalkanı operasyonundan sonra Musul çevresindeki PKK faaliyetlerini de dikkatle izliyor. Bu bölgedeki
Türkmenlerin özellikle Telafer bölgesinde “etnik temizliği amaçlayan” baskılara maruz kalması Ankara’nın Kuzey Irak konusunda da hareketlenmesine yol açtı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkan Obama ile Musul konusunu masaya yatırmasını böyle okumak gerekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri, Fırat Kalkanı operasyonunda etkili oldukça bileşik kaplar misali PKK da Irak sınırından Türkiye’ye yüklenmeye çalışıyor. Son dönemde PKK’nın bu sınırdan 100-150 kişilik terörist grupları Türkiye’ye sokma çabası TSK’nın Suriye operasyonunu zayıflatmaya dönük bir karşı operasyon niteliğinde.

Bu tabloya bakan Ankara, Fırat Kalkanı operasyonunu sürdürürken, müttefikleriyle birlikte Musul ve çevresi için de ortak hareket etmeye hazır olduğu sinyalini veriyor.

Benzeri bir ortak harekâtın Rakka için de gündemde olduğu biliniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Obama’dan gelen bu mesaja Türkiye’nin hazır olduğu yanıtını verdi.

Son birkaç gündeki gelişmeler, Fırat Kalkanı ile başlayan operasyonun Rakka ve Musul’a yönelik olarak genişleyeceği izlenimi veriyor.


KOALİSYONUN SORUMLULUĞU
Suriye’deki içsavaşın ekonomik ve sosyal yükünü çok büyük ölçüde Türkiye’nin çektiği bir gerçek. 3 milyon civarında Suriyeli göçmenin ihtiyaçlarını da karşılayarak, Türkiye barındırıyor. Bu faaliyet için Türkiye’nin çok büyük bir kaynak harcadığı ortada.

İşin askeri yönüne baktığımızda da Ankara’nın önemli bir yükü daha üstlendiği açık.

Suriye ve Irak sorunu sadece Türkiye’nin ekonomisine ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yüklenmemeli. Türkiye, bundan sonra atacağı adımlarda koalisyon güçlerini etkili şekilde yanında görmek istediğini vurgulamalı.

Gerek ekonomik, gerek asker, gerekse siyasi yönden bölgede barış ve istikrarın sağlanmasında Ankara, yalnız bırakılmamalı.