Irak Türkmenlerinin güvenliği

TÜRKİYE, Irak ve ABD arasında Musul tartışması devam ediyor.

Haberin Devamı


Bağdat’ın yaptığı açıklamalar ve BM başvurusu karşısında Başbakan Binali Yıldırım, Türk askeri varlığının Başika’da kalacağını, Irak’ın önce, Türkiye’ye yıllardır Irak topraklarından saldıran PKK’yı etkisiz kılma sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.

 

Başika krizi geçen yıl aralık ayında yeniden alevlenmişti. Türk F-16’sının Rus savaş uçağını düşürmesinden kısa süre sonra Bağdat, Başika’yı gündeme getirmiş ve krize dönüştürmüştü. O gün Rusya’nın yanındaki İran’ın etkisi altında Başika’ya tepki veren Bağdat, bugün ABD’nin etkisi altında aynı tepkiyi veriyor.

 

Aralık 2015 Başika krizi ABD’nin de araya girmesiyle, “inisiyatif ve koordinasyon” mutabakatı adı altında, Türkiye’nin bölgeye takviye birlikler göndermeyi durdurması, bir kısım birliğini de Barzani bölgesine çekmesiyle sonuçlanmıştı.

 

Haberin Devamı

Bugün yaşanan Başika krizinin Musul operasyonu öncesinde patlak vermesinin nedeni, ABD’nin Musul’u Irak merkezi güçleriyle DAEŞ’ten temizleyeceğine inanmış olması. Bağdat’ın Şii yönetimi, Türkiye’nin Başika’da eğittiği yerel güçlerin Sünni olduğu gerekçesiyle operasyona katılmasını istemiyor. Türkiye’nin eğittiği güçler ise Şii ağırlıkla Irak ordusunun komutası altına girmeyi reddediyor ve Musullu olduklarını, oluşturdukları askeri güçle Musul’un kurtarılmasında aktif olacaklarını savunuyorlar.

 

Oysa Iraklıların ve ABD öncülüğündeki koalisyonun amacı DAEŞ’i Musul’dan çıkarmak ve etkisiz kılmaksa, mezhep çatışmalarını öne çıkarmanın bir faydası yok. Aksine, asgari müşterekte bir araya gelinebilir ve Musul’un kurtarılması yönünde birlikte hareket edilebilir.

 

ABD ve Türkiye’nin koordinasyon yardımıyla, Türkiye’nin eğittiği güçler de Irak merkezi ordusuyla birlikte hareket edebilir. Bu olanak varken, işi mezhep çatışmaları üzerinden yürütmenin kimseye yarar getirmeyeceği açık.

 

BÜYÜK RESİM

 

Haberin Devamı

1 Mart müzakerelerini büyük bir başarıyla yürüten emekli büyükelçi ve siyaset adamı Deniz Bölükbaşı ile dün bu konuları konuşurken şu önemli saptamaları yaptı:

 

Türkiye, ulusal çıkarları için büyük resme bakmak zorunda.

 

1991 Birinci Körfez Savaşı ve 2003’te ABD’nin Irak’ı işgaliyle bölgede oluşan fotoğrafa yukarıdan baktığımızda şunlar görünüyor.

 

ABD’nin Irak’ın işgalinden sonra, ödül olarak ABD’nin askeri ve siyasi desteğiyle pozisyonunu güçlendiren Barzani’nin nihai hedefi Kerkük ve Musul’u egemenliği altına alacak bir bağımsız Kürt devleti kurmak. Bu devletin yaşaması için Kerkük’e ilave olarak Musul petrolüne de ihtiyacı var.
Keza yine 2003 yılında ABD’nin Irak’ı işgaliyle hem askeri hem siyasi yönden güçlenen PKK’nın da hedefi birleşik bağımsız bir Kürt devleti kurmak. Bunun en somut, en güçlü ayağını YPG’yi ABD’ye kara gücü olarak tahsis etmenin karşılığında, Kuzey Suriye’de oluşturmaya çalışıyor. Bu amaçla şehir savaşlarıyla Güneydoğu’ya da yüklendi.

 

Haberin Devamı

Irak merkezi hükümeti de yine ABD desteğiyle Musul’u kontrol altına almak istiyor.

 

Türkiye ise kendi toprak ve ulusal bütünlüğüne karşı tehdit olarak gördüğü için bağımsız bir Kürt devletine karşı. Bu amaçla hem PKK ile mücadele ediyor hem de Suriye’nin kuzeyinden veya güneyinden bir PKK koridoru açılmasını önlemeye çalışıyor.

 

Bu kaostan birleşik veya ayrı bir bağımsız Kürt devleti doğmasına ABD ve İsrail’in bir itirazı olmayacağı düşüncesi hâkim. ABD’nin güdümünde Arap olmayan bir devletin daha oluşması İsrail’in güvenliği açısından tercih edeceği bir durum olarak görülüyor.

 

Türkiye’nin PKK’ya karşı Barzani’yi yanına almış olması ve Irak merkezi hükümetiyle eğittiği yerel güçler nedeniyle çatışmaya girmesi, büyük resim içinde öncelikli sorun gibi durmuyor.

 

Haberin Devamı

TÜRKMENLERİN DURUMU

 

Başika dahil Kuzey Irak’taki Türk askeri varlığının temel iki işlevinden birinin PKK’yla mücadele, diğerinin ise PKK ile DAEŞ arasında sıkışıp kalmış Irak Türkmenlerinin can ve mal güvenliği olması gerekiyor.

 

PKK ile mücadelede bölgedeki Türk askeri varlığının çok büyük katkıları olduğu gerçek. Musul olayında ise iki örgütün mezalimi altında bulunan Irak Türkmenlerinin beklentisi Türkiye’nin kendilerini bu koşullardan kurtarması.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları