Baykal'ın ve Başbuğ'un teşhisleri

15 Temmuz kanlı darbe girişimi ve FETÖ ile ilgili olarak CHP’nin bir önceki lideri Deniz Baykal ve eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, kayda geçirilmesi gereken değerlendirmeler yaptılar.

Haberin Devamı

Baykal ve Başbuğ’un, 15 Temmuz’daki darbe girişimine koydukları teşhis ortaktı.

Her ikisi de bu kalkışmanın, doğrudan Atatürk’ün kurduğu laik Cumhuriyet’i ve demokrasiyi ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu vurguladılar ve daha önceki askeri darbelerden farkını ortaya koydular.

Bu teşhis, FETÖ ile mücadele açısından büyük önem taşıyor.

Daha önceki askeri darbeler, hiyerarşik olarak komuta kademesi tarafından planlanmış veya 27 Mayıs’ta olduğu gibi bir cunta tarafından planlanıp uygulanmıştı. Eski darbe ve darbe girişimlerinin ortak özelliği TSK tarafından yapılmış olmasıdır.

15 Temmuz ise TSK dışında planlanıp, sivil terör örgütü FETÖ’nün TSK içinde yuvalanmış asker mensupları tarafından girişilmiş bir darbe teşebbüsüydü.

Daha önceki askeri darbeler demokrasiyi askıya alıp iktidarı devirmiş ancak laik Cumhuriyet’e yönelmemişti, ancak 15 Temmuz demokrasiyle birlikte laik Cumhuriyet’i de ortadan kaldırmayı hedeflemiştir.


BAYKAL’IN TEŞHİSİ
Deniz Baykal, CNN Türk’te katıldığı Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan, Abdülkadir Selvi ve Hande Fırat’ın sorularını yanıtlarken, 15 Temmuz darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve demokrasinin ötesinde doğrudan doğruya Atatürk’e karşı yapılmış bir girişim olduğunu söyledi.

FETÖ’nün kalkıştığı bu kanlı darbe girişiminin hedefinin laik Cumhuriyet’i yıkmak ve böylece rövanş almak olduğunu vurguladı. Amacının Atatürk’ün kurduğu laik Cumhuriyet’i ve demokrasiyi ortadan kaldırıp, din devleti kurmak olduğunun altını çizdi.

Baykal, bu yönleriyle diğer askeri darbe ve girişimlerinden farklı olduğunu, demokratik-laik Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmayı hedeflediğine dikkat çekerek, bu nedenle FETÖ’nün devletteki uzantılarının temizlenmesinin hayati önem taşıdığını söyledi. Bu mücadelede herkese görev düştüğünü, bunun Türkiye’nin geleceği açısından belirleyici önemde olacağını da kaydetti.

Devlet ve siyaset deneyimiyle konuşan Baykal, partiler üstü bir yaklaşım gösterdi. Bu örgüt devletten temizleninceye kadar mücadelenin sürdürülmesinin önemi üzerinde durdu.

Baykal ayrıca bu mücadelenin hukuk çerçevesinde nasıl yapılması gerektiğine ilişkin görüşlerini de açıkladı.

Baykal’ın teşhis, analiz ve önerileri hükümetin de dikkate alması gereken nitelikteydi.


BAŞBUĞ’UN TEŞHİSİ
FETÖ’den en fazla zarar gören komutanların başında kuşkusuz eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ gelir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Genelkurmay Başkanı olarak ‘terör örgütü üyesi’ olmakla suçlandı, iki yıla yakın cezaevinde kaldı, mahkûm edildi. Başından beri elle tutulur en küçük bir iddia ve kanıta dayanmayan davanın kumpas olduğunun kabul edilmesiyle beraat etti. Bir Genelkurmay Başkanı için kabullenilmesi, katlanılması çok zor olan bu süreci Başbuğ Paşa vakur karşıladı ve örnek bir duruşla, alnının akıyla çıktı.

Başbuğ Paşa da dün, Meclis Araştırma Komisyonu’na bilgi verirken 15 Temmuz hakkında, isabetli teşhisler ve değerlendirmeler yaptı.

Başbuğ, 15 Temmuz kanlı darbe girişimi yapanlar için, “İnanıyorum ki, onlar başarılı olsaydı ne demokrasi ne laik devlet sistemi ne de hukuk devleti, zerresi ortada kalmazdı” dedi. Başbuğ, 15 Temmuz gecesi de “15 Temmuz gecesi Cumhuriyet’in yaşadığı en korkunç gecelerden biridir” dediğini de aktardı.

İlker Paşa da Deniz Baykal gibi bu kalkışmanın doğrudan demokratik-laik Cumhuriyet’i hedef aldığını, bu sözleriyle kayda geçirdi. Keza darbe girişiminin niteliğiyle ilgili olarak da ‘askeri darbe’ demenin doğru olmayacağını vurguladı.

15 Temmuz’u askeri darbe girişimi olarak değil, ‘FETÖ’nün silahlı darbe girişimi olarak’ isimlendirdi. Başbuğ’un bir teşhisi de darbe girişiminin, TSK’nın komuta kademesinin hayatları pahasına direnmeleri nedeniyle başarılı olamadığıydı. Başbuğ bu nedenle, “Bu askeri darbe değil, Fetullah Gülen’in Silahlı Kuvvetler’e sızdırdığı cuntacıların silahlı kalkışmasıdır” dedi.

Baykal’ın ve Başbuğ’un teşhis ve analizleri 15 Temmuz’u anlamak ve geleceği doğru yapılandırma açısından çok değerliydi.

Yazarın Tüm Yazıları