Bağdat’ın tepkisi rasyonel değil

BAĞDAT hükümeti Başika’da Türk askeri varlığı için gösterdiği tepkiyi dün daha da büyüttü.

Haberin Devamı

 Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne başvurarak Türk askeri varlığının işgalci konumda olduğunu ve çıkarılması yönünde karar alınmasını talep etti.

 

Dün de belirttiğimiz gibi Türkiye’nin Kuzey Irak’taki askeri varlığı yeni değil. Başika’daki eğitim kampının dışında da Bağdat ve Erbil yönetimlerinin bilgisi dahilinde PKK’ya karşı değişik yerlerde daha çok istihbarat amaçlı küçük askeri unsurlar yıllardır bulunuyor.

 

Bu gerçek Bağdat hükümeti tarafından yıllardır bilinmesine karşın Musul’a operasyonun yaklaştığı günlerde Bağdat ve ABD’nin tepki vermesi düşündürücüdür.

 

“Söyleyene değil söyletene bakın” diye bir söz vardır. Bağdat’ın gösterdiği tepkiye de böyle bakmak gerekir. Bağdat’ın değil, Bağdat’ı kimin konuşturduğu daha önemli. Konuşturanın ABD olduğuna kuşku yok.

 

AKILCI DEĞİL

 

Haberin Devamı

Irak’ın içinde bulunduğu resmin tamamına bakıldığında Bağdat’ın Başika’ya verdiği tepki akılcı görünmüyor.

 

Üçe bölünmüş ve büyük bölümü DAEŞ işgali ve tehdidi altında olan Irak’ın öncelikli hedefi nedir?

 

Hem Bağdat’ın hem de 63 ülkeden oluşan koalisyonun bu soruya verdiği yanıt “DAEŞ’ten kurtulmak” olduğuna göre Başika neden en önemli sorunmuş gibi sunuluyor?

 

Eğer ABD’nin ve Bağdat’ın öncelikli amacı Irak’ı DAEŞ’ten temizlemek ise Başika’daki Türk askeri varlığı ve eğittiği yerel güçler, bu amacın gerçekleşmesinde zararlı değil, faydası olacak güçlerdir.

 

Bugün bölgede DAEŞ ve PKK ile en etkili mücadele eden Türkiye olduğuna göre Bağdat’ın tepki gösterip BM’ye başvurması yerine Türkiye ile işbirliğine yönelmesi gerekir.

 

Haberin Devamı

Bu nedenlerle Bağdat’ın gösterdiği tepki akılcı değildir.

 

BAĞDAT’IN SORUMLULUĞU

 

Türk askeri varlığının Kuzey Irak’ta bulunmasının temel nedeni bu topraklardan PKK’nın Türkiye’ye yaptığı saldırılardır.

 

Sınırlarını ulusal güvenliğini korumaya çalışan Türkiye’nin ülkesine saldırı yapılan bölgeye müdahale etmesi uluslararası hukuktan kaynaklanan hakkıdır.

 

Türkiye’nin Kuzey Irak’ta güvenlik gücü bulundurmasına tepki gösterebilmek için Bağdat’ın Türkiye’ye karşı sorumluluğunu yerine getirmiş olması gerekir.

 

Eğer Bağdat ülkenin tamamına egemen olan merkezi yönetimse, komşusuna saldırıda bulunan terör örgütlerini topraklarında barındırmaması gerekir. Bağdat ancak PKK’yı ve DAEŞ’i topraklarından çıkarıp güvenliği sağladıktan sonra Türkiye’ye tepki gösterme hakkına sahip olabilir.

 

Haberin Devamı

Oysa durum bunun tam aksinedir. Irak topraklarına yerleşmiş PKK’nın yıllardır bu topraklardan Türkiye’ye yaptığı saldırılar nedeniyle Türkiye’nin can ve ekonomik kaybı ortadayken, Bağdat’ın Türkiye’yi işgalci gibi göstermeye çalışması dayanaktan yoksundur.

 

1991 Birinci Körfez Savaşı’ndan bu yana Irak’ın toprak bütünlüğünü içten ve istikrarlı bir şekilde savunan ülkelerin başında Türkiye gelir.

 

Durum böyle olduğu halde Irak’ı iki Körfez Savaşı ile açıktan işgal edip bölen ve iç savaşa sürükleyen ABD’ye tepki gösteremeyen Bağdat’ın Türkiye’yi hedef alması anlaşılır ve kabul edilebilir bir politika değildir.

 

Nitekim Ankara, Bağdat’ın bu girişimini iyi niyetle bağdaşmaz bulmuştur ve haklıdır.

 

Haberin Devamı

Bağdat Irak’ın tamamına hâkim olup Türkiye’ye saldırıları durdurup, güvenliği tümüyle sağlamadıkça Türkiye kendi güvenliğini kendi imkânlarıyla sağlayacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları