Atatürk’ün yolu

BÜYÜK Atatürk’ü ölümünün 78. yıldönümünde özlem ve saygıyla anıyoruz.

Haberin Devamı

Kurduğu ve en büyük eserim diyerek gençliğe emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti 100. yaşına yaklaştı. Çağdaşları bir bir tarihe gömülürken, Türkiye Cumhuriyeti’nin, yaşadığı birçok badireye karşın bir asra yakın süredir ayakta kalabilmesinin nedeni, Atatürk’ün ilke ve devrimleridir.

 

Bu temel, ulusal Kurtuluş Savaşı’nın niteliğini belirleyen Mustafa Kemal Atatürk’ün geliştirip uyguladığı düşüncelere dayanır. Atatürk’ün önderlik ettiği ulusal Kurtuluş Savaşı’nın iki temel niteliği, antiemperyalist oluşu ve tam bağımsızlık hedefiyle yürütülmüş olmasıdır. Bu iki ilkeyle yürütülen ulusal Kurtuluş Savaşı mazlum uluslara örnek olmuştur.

 

Atatürk’ün, bağımsızlıktan sonra geliştirdiği ilkeler ve yaptığı devrimler ise Türkiye Cumhuriyeti’nin, çağdaşları çökerken ayakta kalmasını sağlayan temel direklerdir.

 

TEMEL İLKELER

 

Haberin Devamı

Atatürk’ün temel ilkeleri; cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, laiklik, devletçilik ve devrimciliktir.

 

Bu temel ilkelerin ortak özelliği bilim ve aklı esas almaları ve devrimcilik ilkesinde ifade edildiği gbi, işlevini yitirmiş kurum ve değerlerin yerine yine bilimin öncülüğünde yenilerinin hayata geçirilmesiyle sürekli gelişim anlayışına dayanmalarıdır.

 

Atatürk’ün, “Ben hiçbir dogma bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır” sözü, bu anlayışı ifade eder. Bu nedenle Atatürk’ün devrimcilik anlayışı sürekli devrimciliktir;

 

Atatürk’ün gösterdiği çağdaş medeniyetin üzerine çıkma hedefine ulaşmanın yolu bu anlayıştır.

 

LAİKLİK VE DEMOKRASİ

 

Temel ilkeler arasında laikliğin özel bir yeri vardır. Bunun nedeni demokrasinin ancak laik bir devlet düzeniyle var olabileceği gerçeğidir. Laiklik olmadan demokrasiye geçmek ve onu yaşatmak mümkün değildir. Laiklik özgür düşüncenin, düşünce ve inanç özgürlüğünün güvencesidir. Demokratik bir sisteme ulaşmanın, insan haklarının, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yakalamanın, çağı ıskalamamanın koşuludur.

 

Haberin Devamı

Türkiye bugün, komşularımızda tanık olduğumuz etnik ve mezhepsel içsavaşlara maruz kalmamışsa, bu yönlü çabalara karşı durabilmişse, bunu çok zor koşullarda koruyabildiği laik devlet yapısına ve sürekli tehdit altında, ağır aksak da olsa yaşatabildiği demokrasiye borçludur. Daha çok kısa bir süre önce 15 Temmuz’da yaşadığımız kanlı darbe girişimi, laiklik ve ona dayalı demokrasinin mutlaka korunması gereken, en önemli ve en büyük kazanımlarımız olduğunu bir kez daha göstermiştir.

 

BİRLEŞTİRİCİ NİTELİKLER

 

Atatürk’ün, Türkiye’nin kuruluş felsefesini oluşturan temel ilkelerinin yanı sıra ulusal Kurtuluş Savaşı’na da damgasını vuran birleştirici, bütünleştirici ilkeleri de çok önemlidir.

 

Haberin Devamı

Bunların başında ulusal birlik ve ulusal egemenlik gelir. Atatürk’ün ulusal Kurtuluş Savaşı’nı, Millet Meclis’inde ve Meclis’in kararları ve verdiği yetkilerle yönetmesi, egemenlik anlayışının ilk işareti ve uygulamasıdır.

 

Atatürk’ün ulusal birlik ve ulusal egemenlik ilkeleri, Osmanlı’nın çokuluslu, çok dinli, çok etnikli, çok mezhepli yapısından, demokratik–laik, modern bir ulus ve devlet çıkarmasının temel dayanaklarını oluşturur.

 

Atatürk’ün tam bağımsızlığı hedeflemesi ve en üstün güç olarak millet egemenliğini temel alması Türkiye’ye çağdaşlaşmanın kapısını açan ve dünyada saygın bir yer kazandıran ilkeler olmuştur.

 

ORTADOĞU’NUN ÇIKIŞI

 

Osmanlı’nın yıkıntıları üzerine Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri, yine Osmanlı İmparatorluğu’ndan bağımsızlığını kazanmış bölge ülkelerinin hiçbirinde yoktur. Ortadoğu’da on yıllardır yaşanan sorunun nedeni budur. Emperyalist devletlerin hâkimiyeti altında tam bağımsızlıktan, laik ve demokratik düzenden çok uzakta, babadan oğla geçen krallıklar, diktatörlükler, emirlikler şeklinde yaşayan ve bütün doğal kaynaklarını emperyalist devletlerin sömürüsünde bırakan, bu düzen tehlikeye girdiğinde açık işgale uğrayan, etnik ve mezhep farklılıkları nedeniyle içsavaşlardan kurtulamayan Ortadoğu ülkelerinin yönelmeleri gereken yol, Atatürk’ün çizdiği yoldur. Komşularımızın Atatürk’ün, “Başka milletlerin tavsiyesiyle yükselmiş bir millet yoktur, tarih böyle bir şey kaydetmemiştir” sözü, Ortadoğu ülkelerinin çıkışı için esas almaları gereken bir sözdür.

Yazarın Tüm Yazıları