Yerel özerklik için sen ne diyorsun?

SELAHATTİN Demirtaş’tan çok önemli bir ‘özerklik tanımlaması’ aktarmıştım.

Haberin Devamı

Barış sürecinin belki de en kritik meselesidir bu...
Geçen hafta cuma günkü yazımda bütün detayları var.
O kadar çok mesaj aldım ki...
Eleştiren var, saldıran var.
Destekleyen var.
Belli ki tartışmaya açız.
Ve ben bunun tartışılıyor olmasına çok seviniyorum.
Demokrasi zemininde en temel ve en hassas konularımızı özgürce tartışıyor olmak beni umutlandırıyor...
Yıllarca ‘devlet halısı’nın altına süpürülen bu konuların bugün gün ışığına çıkıyor olması mutluluk vericidir.
Gelen mesajlardan anlıyorum ki...
‘Onlar’ diye bir ayrıma düşüyoruz.
Kendisini Türk diye tanımlayanların bir bölümü, Kürtler için ‘onlar’ ibaresini kullanmaya başlamış...
Aynı şekilde kendisini Kürt diye tanımlayanların da bir bölümün Türkler için ‘onlar’ demeye başlamış.
Irkçılığın her tarafı bu açıdan tehlikelidir. Demokrasiyle bağdaşmaz. Çünkü ötekini ‘onlar’ ilan eder. Bunun nedeni de yıllarca en temel meselelerimizin devlet halısının altına süpürülmesi ve özgürce tartışmanın engellenmesidir.
Sonra elbette terörün yarattığı acılar ve nefret duygusudur.
Kızgınlık katsayısı ise yüksek.
Birkaç örnek:
Serkan T: “Özgürce konuşarak, tartışarak ülkeyi böleceğiz. Çok güzel bir sonuç, çok akıllıca. Doğu’ya da pasaportla gideriz olur biter.”
Alaattin Sargun: “Fatih Çekirge Bey... Okur yorumlarını okuyor musun? Ülkenin % 80’i böyle düşünüyor, biliyor musun? Bu nedenle sen ve senin gibi kişilerin işleri biraz zor. Ayrıca kişisel fikirlerini neden açıkça yazamıyorsun da onun bunun ağzından yönlendirmeler yapıyorsun? En iyisi sen öğren de gel.”
Zerwan: “Kürt olarak Türklerin büyük bir kesiminin Kürtlerin doğal haklarından ne kadar korktuğunu görüyorum, okuyorum.”
Serdar Bulut: “Diyarbakır’da yaşayanların ortak lisanı ne olacak? İzmir’de Kürtçe eğitim verdiğiniz okulda ikinci dil eğitimi Türkçe olacaksa, Diyarbakır’da ikinci dil eğitimini kime vereceksiniz?”
Hakkı Koç: “Fatih Bey, tamam İzmir’de özerkliği hallettik. Doğu/Güneydoğu nasıl olacak? Şimdiden duyuyoruz: Vali, kaymakam atamalar, mahkemeler, polis gücü, kimlik kontrolü vb.”

Haberin Devamı


DAHA NİCE BENZERİ YORUMLAR VAR...

Haberin Devamı


Öncelikle küfür, hakaret yerine medeni bir yorumla bu meseleye katkıda bulundukları için her okurumu kutluyorum.
Ve bu meselenin yalnızca iktidar partisi ile Kürt hareketi arasındaki barış süreci görüşmesinden ibaret olmadığına inanıyorum...
Mesele hepimizindir.
O yüzden özerlik tanımıyla ilgili görüşlerinizi göndermeniz en geniş anlamıyla demokratik katkıdır.
‘Katılımcı sivil demokrasi’ de zaten budur.
Bana gelince...
1- Türkiye Cumhuriyeti bölünmez bir bütündür.
2- Bayrağı Anayasamızda tarif edilen ay-yıldızlı al bayraktır.
3- Resmi dili Türkçedir.
Ben bu üç temel vazgeçilmez ilkenin altında her türlü demokratik tartışmanın değerli olacağını düşünüyorum.
HDP’nin gündeme getirdiği ‘yerel özerklik’ önerisine ise, Kürt siyasi hareketinin bir önerisi olarak değil, Türkiye için bir yönetim modeli önerisi olarak bakıyorum.
Üzerinde tartışılıyor olmasını da çok önemsiyorum.
Bir daha silahın, kanın, nefretin, öfke ve düşmanlığın bu topraklara hâkim olmaması için özgürce tartışabilmeyi öğrenmek gerekiyor.
Özgür düşüncenin serpileceği bir yeni yıl umuduyla..
Buyurun bekliyorum..

Yazarın Tüm Yazıları