Yerel Öcalan mı bölgesel Kandil mi

-Öcalan bizimle işbirliği yapmaya hazır. Eğer ona idam cezası verip infaz edilirse, birden fazla PKK ile uğraşırız. Örgütte sözü geçen bir alternatifi kaybedip belirsizliklere dalarız..

Nitekim aradan geçen onca yılda Öcalan barış sürecinin birçok aşamasında belirleyici oldu.

Çünkü tek muhataptı...

Ama sanki şimdi durum değişiyor.

Öcalan yeni durumda ‘yerel’ kalmış görünüyor.

Ya da şöyle soralım:

- Öcalan’ın acaba eski etki gücü var mıdır?

Bu sorunun cevabı için son olayları farklı bir açıdan analiz etmek gerekiyor.

Soru şu:

- Çözüm süreci bu noktaya gelmişken... Bu kadar kısa sürede alçakça bir ölüm makinesi oluşabilir mi?
- 2 ton patlayıcıyla katliam yapan bir zihniyet, alçaklığın da ötesindedir. Ve doğrudan Öcalan’ın inisiyatif kullandığı çözüm sürecini dinamitlemiştir.
- Bu kadar cephane bir yabancı saldırının ipucudur.
- Belli ki Öcalan’ın barış çağrısı Diyarbakır Meydanı’nda okunurken, dağlarda ‘katliam için toprağa bomba gömüyormuş birileri’...

Çünkü artık sınırımızın ötesinde ve arkada başka yabancı güçler ve işbirlikleri var.

BÖLGESEL GÜÇ OLARAK PKK

Bu son olaylar gösteriyor ki, PKK artık yerli bir örgüt olma özelliğini bırakıyor...

Sözünü ettiğim bağlantı yıllarca anlatılan, ‘kökü dışarıda masalı’ değildir...

‘Arkasında ABD var masalı’ hiç değildir...

Son olaylar farklı bir organizasyonu gündeme getiriyor... Bölgesel bir yapılanma...

IŞİD’e karşı mücadelede ABD desteği almış PYD-YPG var mesela...

Verda Özer aylar önce bir sahne aktarmıştı...

Suriye Kürtleri ile bazı Batılı askeri uzmanların toplantısıydı bu...

IŞİD’e karşı organize oluyorlardı.

Şimdi Esad’ın da desteklediği PKK-PYD işbirliği söz konusu.

Yani...

Biz burada ‘yerli bir temelde’ çözüm süreci ve demokratik Türkiye meselesini konuşurken...

Sınır ötesinde el altından silahlanan bir ordulaşma ve cepheleşme yaşanıyordu.

Üstelik bu defa IŞİD’le mücadele adı altında ciddi şekilde silahlandırılmış bir Kandil ve PYD ihtimali var.

Verda’nın orada gördüğünü elbette MİT de görmüştür.

ÖCALAN FAKTÖRÜ

İşte bu sınır ötesi hazırlıklar ve oluşumlar karşısında Öcalan ‘lokal kalmış’ görünüyor.

Yani IŞİD’e karşı Batılı güçlerin örtülü ve lojistik desteğini alan Kandil, açıktan olmasa da Öcalan’ı reddetmese de farklı bir inisiyatif koyacak hale gelmiş durumda.

Silahlara veda kongresi de bu yüzden toplanmadı. Tonlarca patlayıcıyı bir anda bulup karakolda patlatmak...

Anında yol kesmelere ve yakmalara başlamak...

Aynı anda değişik bölgelerde saldırı planlayıp cephe hareketleri yaratmak...

Hava saldırılarını önceden haber almak...

900 kilometrelik Suriye sınırında organize olabilmek...

Başka nasıl açıklanabilir?

Belli ki Öcalan’ın ‘yerel tecrit hali’...

HDP’nin sınır ötesiyle-İmralı arasına sıkışmış hali...

Ve bütün bunların üzerine, peş peşe gelen şehitler, çözüm süreci ve barış üzerinde kapanması çok zor yaralar açıyor...

Bu yaralar artık yerel çözümlerle kapanamaz. Türkiye sınır ötesi bir sorun yumağının, lokal acılarıyla baş başa kalmış durumdadır...

Bundan da ‘savaş çığlıklarıyla’, hava harekâtlarıyla, nefret söylemiyle kurtulması mümkün değildir.

Kandil’in sınır ötesi gücü, ‘Öcalan’lı yerel çözümler’in üzerine çıkmış görünüyor...

İşte bu nedenle askeri çözümlerin ötesinde yepyeni ve uluslararası temeli olan bir çözüm arayışı gerekmektedir...

Türkiye bir NATO ülkesi olarak bu konuyu bütün çıplaklığıyla müttefikleriyle konuşmalıdır...

NOT: Yine her sabah şehit acısıyla uyanıyoruz... Yine gözyaşı.. Nedir bu Anadolu evlatlarının çektiği yıllanmış acı? Allah rahmet eylesin fidanlarımıza. Yaralılarımıza acil şifa diliyorum.