Uludağ Kriterleri

BUNCA kavganın ve hesaplaşmanın ortasında...

Haberin Devamı

Cinnet halindeki tartışmaların ve komplo teorilerinin arasında...
“Türkiye için ne istiyorsun?” diye sorsanız...
Cevabın dün Uludağ’dan geldiğini söylerim.
İster AK Partili olun... Ya da olmayın... Koyu bir CHP’li ya da MHP’li de olabilirsiniz...
Sonuna kadar HDP de diyebilirsiniz...
Sıkı bir komünist... Muhafazakâr ya da ateist...
“Birlikte yaşama modeli için ne öneriyorsunuz” diye sorulsa...
Dün Uludağ Zirvesi’nde Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın konuşmasını örnek gösteririm.
Başlıklar halinde özetlersem:
Demokratik cumhuriyet: Öyle demokratik cumhuriyet demekle demokratik olunmuyor. Dünyada ne çok kendisine demokratik diyen ülke var. Öyleler mi? Hayır...
İstikrar: Evet, istikrar arıyoruz. Ama nasıl bir istikrar? Özgürlüklerin olmadığı, ağır baskı ve zulümle yönetimde sürekliliğin olduğu ülkelere bakın. Güvenlik odaklı istikrar sağlayan ülkelerin hepsi bataktadır. Asıl istikrar, özgürlüklerle birleşirse tamam olur.
Bizim için hak ve özgürlüklerin, hukukun üstünlüğünün tavizsiz bir ortamda sağlandığı istikrar önemlidir.
Hukuk güvenliği: Eğer hukuk yoksa. Demokrasi yeterli olamaz. Hukuk yoksa halkın iradesi anlamsız hale gelir. Ve hukukun olmadığı bir ülkede kalkınma olamaz. Bu nedenle önümüzdeki dönemin en önemli reformu yargıdadır. Hukuk güvenliğidir.
Yeni anayasa: İşte bu nedenle önümüzdeki dönemin en önemli konusu yeni bir anayasa yapılmasıdır. Bu anayasayı yapacak bir parlamento yapısı gerçekleşir umarım.
Kolay anlaşılan.
Evrensel normlarla yazılan. BM, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normlarını dikkate alan.
Merkezine özgürlüklerin konduğu bir anayasa gerekiyor.
Bu nedenle önümüzdeki dönem kritiktir.

Haberin Devamı


ASIL ZENGİNLİK


Babacan’ın bu konuşmasını ben “Uludağ Kriterleri” olarak hafızama yerleştiriyorum.
Defalarca yazdım, söyledim.
Bu genel seçimlerde, meydanlarda nutuk savaşı yerine keşke siyasi partiler yeni anayasa önerilerini açıklasalar.
Bu seçimler, bir özgürlükler ve yeni anayasa yarışı olsa...
Mümkün mü?
Siyasi genetiğimiz açısından çok zor.
Yoksa bakın etrafımıza.
Emirliklerden krallıklara kadar petrol zengini ülkelerle dolu.
Ama o yeraltı zenginlikleri yeterli olmuyor. Asıl refah gerçekleşmiyor.
Çünkü oralarda demokrasi ve özgürlük dediğimiz o yerüstü zenginliği yok.
Dikkat edin; özgürlük yoksa fakirlik vardır. Hukuk yoksa demokrasi de yoktur. Ve demokrasi ancak özgürlük hukukuyla vardır.
Ekonomiden sanata, spordan teknolojiye kadar...
Asıl zenginlik de işte budur.

Haberin Devamı


O masum ölümleri durdurmak için müthiş bir buluş

HER lodosta alırız o kara haberi...
Özellikle Bursa’dan gelir:
“Dün gece lodosla birlikte aynı aileden 4 kişi zehirlendi.”
Bir sonraki kış:
“Bursa’da lodos yine vurdu! İki kardeş soba zehirlenmesinden hayatını kaybetti...”
Ve bu masum ölümler, bir kader gibi böyle sürer gider.
Şimdi buradan başta Bursa Belediyesi olmak üzere bu sorunu yaşayan bütün şehirlere sesleniyorum.
Muğla Üniversitesi’nden bir doçent müthiş bir buluş yapmış. Evlerin perdelerine yerleştirilen gelişmiş bir kumaşla, bu ölümler en aza indirilebilir. Benden duyurması.
Bir buluşu kullanmak için illa Japonları ya da Amerikalıları beklemeyin.
İşte bizim üniversitemiz, bizim evladımız...

Yazarın Tüm Yazıları