Türkiye savaşa girer mi?

BU sorunun cevabı için önce şu gerçekleri tespit etmeliyiz:

Haberin Devamı

Süleyman Şah Türbesi’ni koruyan askerlerimizi kurtarmak için bir operasyon yapıldı. Türkiye kuşatma altındaki evlatlarını bir gecede oradan aldı. Neresinden bakılırsa bakılsın, çok yerinde alınmış siyasi bir karar ve başarılı bir operasyondur bu.
Suriye’nin mecburi itirazlarının ve tehditlerinin de hiçbir değeri yoktur.
Türkiye ne yapacaktı?
İç çatışma halinde olan ve devlet otoritesi kalmamış olan topraklarda askerlerini terörün kuşatması altında mı bırakacaktı?
Elbette hayır. Devlet olmak neyi gerektiriyorsa o yapılmıştır.
Dünya da bu operasyonu haklı bulmuştur. Şimdi gelelim asıl soruya...

MUSUL VE KERKÜK

Operasyon duyulur duyulmaz çok sayıda soru ve yorum aldım.
Özeti şu:
“Türkiye savaşa bulaşır mı?”
Öncelikle şunu söylemeliyim ki, Suriye, bırakın savaşı Türkiye’ye karşı bir savaş senaryosu dahi yapacak durumda değildir.
Yani bu nedenle bir savaş olmaz.
Ama bundan daha önemli ve derin meseleler var.
O da Musul ve Kerkük’ün durumudur.
ABD ordu karargâhından üst düzey bir komutan önceki gün gazetecilere bir demeç verdi. Diyor ki:
“Musul ve Kerkük’ü terör örgütünün elinden almak için nisan-mayıs aylarında bir operasyon yapılabilir. Bunun için 20 bin civarında Iraklı ve Kürt askerlerinden oluşan bir güce ihtiyaç duyulabilir...”
Bu sözler üç önemli soruyu tetikliyor:
1) Türkiye için çok kritik konum olan Musul ve Kerkük üzerinde nisan-mayıs aylarında bir savaş söz konusu. Bu savaşta Türkiye nasıl bir pozisyon alacak?
2) Kürt güçlerin ABD ile ortak operasyon yapması PKK ve PYD’yi nasıl etkileyecek? Bu savaştan gelecek muhtemel yansımalar Türkiye’deki barış sürecini ve en önemlisi PKK’nın silah bırakması sürecini nasıl etkileyecek?
3) ABD’li komutanın Iraklı ve Kürt güçlerini ayrı ayrı sayması ne anlama gelmektedir? PYD ve hatta PKK gibi Peşmerge dışında başka Kürt güçleri de gündemde midir?
Bu sorular elbette Ankara’da da soruluyordur. Ve sanıyorum ki bu nedenle Ankara ile Barzani arasında kuvvetli bir trafik yaşanıyor.

SEÇİM TAKVİMİ

Haberin Devamı

Soruları biraz daha ilerideki bir takvime taşırsak...
Haziran ayındaki genel seçimleri buluruz.
Yani Türkiye bir genel seçime giderken, hemen sınırlarında ve Musul-Kerkük gibi en hassas coğrafyada iç siyasetini de belirleyebilecek çok kritik bir döneme giriyor.
Daha net sorarsak:
“Irak ve Suriye’nin kuzeyinde PYD ve Peşmerge ABD tarafından silahlandırılırken, kendisini o bölgede bir güç olarak tanımlayan PKK, kolay kolay silah bırakır mı?”
Ankara’nın Barzani ile sıkı temas içinde olmasında bu sorunun payı olmalı.
Çünkü Ankara, Barzani dışındaki silahlı Kürt güçlerini meşru saymıyor...

Haberin Devamı

KANDİL’İN CEVABI

Önümüzdeki ayların ne kadar kritik bir dönem olduğunu daha iyi analiz edebilmek için şu gelişmeleri de alt alta yazmalıyız:
-Barış süreci Türkiye demokrasisi için tarihi bir dönemeçtir.
-Ve bu görüşmelerin bir ayağı da Kandil’dir.
-İmralı ile Kandil arasında gidip gelen HDP heyetleri bunun göstergesidir.
-PKK’nın silah bırakması barış sürecinin en kritik şartıdır. Ama sınırımızın ötesindeki bu gelişmeler bu şartı giderek zorlaştırmaktadır.
İşte asıl mesele de budur.
Önümüzdeki günlerde Kandil’den gelecek cevaplar bu durumu netleştirecektir.

KAPIMIZDAKİ SAVAŞ

Peki Türkiye, Musul ve Kerkük üzerinden bir savaşa girer mi?
Bence hayır...
Ama bu savaş hep kapımızda, eşiğimizde sürer.
Zaten ne zaman kapımızdan eksildi ki...
-İran-Irak savaşı.
-İsrail-Suriye savaşı.
-Azerbaycan-Ermenistan savaşı.
-30 sene kendi içimizde akan kardeş kanı.
-Kardak, kıta sahanlığı, Kıbrıs...
-Suriye’de içsavaş. 1.5 milyon mülteci topraklarımızda...
Şu tarihe ve coğrafyaya bir bakın..
Kan çanağı gibi.
Savaşın içindeyiz zaten... Ensemiz kanıyor...

Yazarın Tüm Yazıları