Türkiye IŞİD’e karşı Kürtleri desteklemelidir

TÜRKİYE IŞİD’e karşı Kürtleri desteklemelidir...

Haberin Devamı

Neden mi?
Çünkü bu savaşa bir tek eksenden bakmalıyız.
Bir tek ölçüden, açıdan ve mercekten...
Onun adı da demokrasidir!
Tek ölçümüz demokratik toplum bilinci ve barış olmalıdır.
Böyle baktığımda...
Ben bu Ortadoğu coğrafyasında demokrasiyi içine sindiren iki halk görüyorum.
Türkler ve Kürtler...
Öyleyse mezheplerin ve ırkların ötesinde şöyle soracağız:
Demokrasiyi içine kim sindiriyor?
Son dönemde Türkiye’de BDP-HDP yeni anayasa önerileri ve daha demokratik Türkiye istekleriyle bir örnek oluşturuyor.
Artısıyla eksisiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasi tarihi bu coğrafya için en temel ve en kadim örnektir.
Irak’ta Türkmenler bir örnektir. Bütün eziyete, zulme rağmen Türkmenler demokratik uygarlığa örnek olmuştur.
Irak’ta Kürtler demokrasi sandığından çıkarak bir örnek olmuştur.
Bunun ötesinde, bu coğrafyaya bakarsak...
Şeyhlikler, emirlikler, krallıklar ve diktatörlükler görürüz.
Baas rejimi görürüz.
‘Yanardöner’ bir emirlik ve krallık diplomasisi görürüz.
Mesela, bu çağda hâlâ kılıçla kafa kesen Suud Krallığı...
Şimdi emir büyük yerden gelince IŞİD’e karşı cephe oluyor.
‘Yanardöner’ bir cephedir bu çünkü, orada demokrasi yoktur.
Talimat petrol şirketlerinden gelir, kral uygular...
Ne parlamento vardır ne de muhalefet...
‘Emir’ silah şirketlerinden gelir, ‘Emir’ milyar dolarlık silah alır. O nedenle onların teröre karşı oluşturdukları cephe geçicidir, plastiktir, naylondur.

EN DOĞRU CEPHE

Teröre karşı en doğru cephe demokrasi cephesidir.
Akan onca kandan sonra Kürtler Türkiye’de ve Kuzey Irak’ta demokrasinin filizine sarılabilmişlerse eğer...
Türkiye’de Selahattin Demirtaş’ın cumhurbaşkanı adaylığı bu coğrafyadaki bütün Kürtlere bir ‘demokrasi mesajı’olmuştur.
‘Ayrılık’ değil ‘birlikte’ yaşamanın umudu olmuştur.
O yüzden çok önemlidir.
İşte bütün bunlardan dolayı Türkiye IŞİD’e karşı mücadele veren Peşmerge’nin, PYD’nin ve bütün Kürt güçlerinin, yani demokrasiyi içine sindirmek isteyenlerin yanında olmalıdır.
Biliyorum, bu sözlerime kızanlar olacaktır.
Ama ortaçağ vahşetine karşı, demokrasiyi tercih etmek isteyenler, kızmadan önce ve hiçbir kampın, inancın ve etnik yapının etkisinde kalmadan bu açıyı ve öneriyi düşünmelidir.

Haberin Devamı


Bak yine bayram geliyor
Suruç’ta akrabalık ne demek sordun mu?

Haberin Devamı

SURUÇ’tan, Bismil’den, Cizre’den o genç kadın, o genç çocuk Kobani’ye doğru koşuyorsa eğer...
Gidip IŞİD’e karşı direnmek istiyorsa, buna yalnızca bir etnik kimlik ya da ideolojik açıdan bakmamak lazım.
Neden?
Çünkü mesele daha çok duygusaldır...
Düşünün ki bir hafta sonra normalde o sınırlar açılacak Kobani’deki amcasıyla Suruçlu o genç çocuk bayramlaşacaktı.
Hatırlayın... Eskiden bayramda sınırlar açılmıyor muydu?
Suruç’la Kobani arasında vizesiz karşılıklı gidip gelmeler, bayramlaşmalar olmuyor muydu?
Kardeş sofraları kurulup yemekler yenmiyor muydu?
Bizler o yemekleri, yer sofralarını manşet yapmıyor muyduk?
O yüzden diyorum ki...
O insanlar akrabadır arkadaş.
İşte o çocuk var ya o çocuk...
Geçen yıl bayramlaştığı dayısını kurtarmak için geçiyor şimdi o sınırı.
Senin dayını vursalar, kafasını kesseler durur musun arkadaş?...
Şimdi iyi düşünelim. Bayramlaşanlar, yas tutanlar birbirleri uğruna ölebilenler önce insandır, sonra halktır, akrabadır.
Bu isyana böyle bakmak yerine, biber gazı sıkmak...
Akrabalığa, duygudaşlığa, insanlığa biber gazı sıkmaktır.
Ne olur bu meseleye ‘biber gazı’ndan ‘sinir ötesi’nden geçip bir de böyle bakın arkadaş.

Haberin Devamı

NOT: Anadolu’dan bir aşk şairi geçti. Vefat edeli 2 yıl olmuş. Allah rahmet eylesin Neşet Ertaş’ımıza...

Yazarın Tüm Yazıları