Seçim ve başkanlık oylaması

BAŞBAKAN Davutoğlu’nun seçim beyannamesine başkanlık sistemini koyması, genel seçimleri aynı zamanda bir “başkanlık oylamasına” dönüştürüyor.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da seçim sürecinde başkanlık sistemi üzerine konuşacağı açık.
Böylece genel seçim aynı zamanda bir başkanlık oylaması oluyor.
Başkanlık sistemi yalnızca bir başkanın seçilmesinden ibaret değildir.
Türkiye Cumhuriyeti yönetiminin, idari ve siyasi yapılanmasının tepeden tırnağa değişmesi demektir...
1- Yürütme, seçilen başkana geçeceğinden parlamentonun şimdiki misyonu kökten değişecektir.
2- İki siyasi partili bir siyasi ortama geçilebilir. Çünkü küçük partilerin başkan çıkarması mümkün değildir. Bu durumda partiler belli merkezlerde toplanabilir.


BAŞKANLIK İSTEĞİ YENİ Mİ


Yıllar önce İzmir’de bir iktisat kongresindeydik...
O zamanki adıyla Efes Otel’inde birkaç gazeteci rahmetli Özal’la sohbet ediyorduk.
Turgut Bey bir ara şöyle demişti:
“Türkiye bir başkanlık sistemine geçse sizce ne olur? Vatandaş buna nasıl bakar?”
Turgut Bey son dönem başkanlık sistemini ciddi ciddi istiyor, hatta bunun için siyasi hazırlık bile yapıyordu.
Geldik bugüne...
Artık bu istek, fikri tartışmadan çıkıp iktidar partisinin seçim beyannamesine girdiğine göre durum netleşmiştir.

Haberin Devamı


ERDOĞAN-DAVUTOĞLU FARKI


Başbakan Davutoğlu başkanlık sistemi tanımlamasını yaparken bir konu dikkatimi çekti.
Sanki Davutoğlu’nun tanımı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beklentisi arasında bir fark var gibi. Cumhurbaşkanı daha aktif, atak ve hızlı bir başkanlık sistemi tanımlaması yapıyor.
Davutoğlu ise parlamentonun, yargının denetim fonksiyonlarını öne çıkaran bir tanım yapıyor.
Elbette bunun böyle olup olmadığını önümüzdeki günlerde seçim beyannamesindeki başkanlık sisteminin detaylarını gördükçe anlayacağız.
Yoksa vatandaş detaylandırılmamış bir başkanlık sistemini nasıl anlayıp oy verecek...
Ya da eleştirip karşı oy kullanacak.


HDP FAKTÖRÜ


Önceki gün Batman’daydım.
Özellikle Güneydoğu’daki aday listeleri üzerine çok yoğun bir söylenti trafiği var.
Mesele öyle bir noktaya gelmiş ki...
HDP barajı geçerse yüzde 80 civarında milletvekili oranı yakalayabilir.
Geçemezse o miktarda o oran AK Parti’ye gider.
HDP ise şu mesajı vermeye çalışıyor:
“Bu seçimler kader seçimidir. Kürtlerin bir Türkiye partisiyle Meclis’e girip girememe mücadelesidir.”
Bu propaganda etkili olur mu?
Önümüzdeki günlerde bölgeye birkaç gezi daha yapacağım. Sanırım o günlerde manzara daha da netleşecek.

Haberin Devamı


HDP YÜZDE 15’İ BULUR MU


HDP’nin barajı geçmesi halinde 60 civarında milletvekili çıkarıyor. Bunların da çok büyük bölümü AK Parti’den geliyor.
Bu durum büyükşehirlerde CHP’li bazı oyların HDP’ye gideceği ihtimalini konuşturuyor.
Siyasetin deneyimli ismi Deniz Baykal bu yüzden önceki gün bu uyarıyı yapmak zorunluluğu hissetti.
Böyle giderse seçimler, AK Parti ile HDP arasında giderek gerilecek...
Bütün bunları topladığınızda, seçmenlerin, siyasi partilerin program ve projelerine bakarak değil, inatlaşma ve hesaplaşmaya göre oy kullanma ihtimalini kuvvetlendiriyor.
Mesela geçmişte hep CHP’ye oy atmış ve HDP’li olmayan bir seçmen...
Bir hesaplaşma için HDP’ye oy verebilir.
Ya da başkanlık sistemini benimsemiyor, ancak bir başka hesaplaşma için AK Parti’ye oy verebilir...
Eğer, hesaplaşma ve inatlaşma yolundaki oylar artarsa bu genel seçimleri demokrasi açısından nasıl algılamamız gerektiğini düşünmeliyiz.
Ama her durumda etrafımız savaş ve kanla çevriliyken Türkiye’nin demokrasi yolunda bir genel seçim yapabiliyor olması bütün bölge açısından ümit vericidir.

Yazarın Tüm Yazıları