Sandıkta üç aday var 6 Aralık zorlu bir gün

DEMOKRASİNİN en dinamik tarafı, aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarının seçimleridir...

Haberin Devamı

Geçmişe doğru bakıyorum.

DİSK Genel Başkanlığı seçimleri.
TÜRK-İŞ, TÖB-DER seçimleri.
Müthiş bir rekabet... Tatlı bir yarış.
İnsanların kendi meslek birliğinde seçime gitmesi...
Son dönemde bu heyecan pek yoktu.
Mesela TOBB’da Rifat Hisarcıklıoğlu “kalıcı başkan” durumunda...
Şimdi Türkiye turizminin en geniş örgütü TÜRSAB seçime gidiyor.
Ve bu defa 18 yıllık başkan Başaran Ulusoy’un karşısında iki güçlü aday var.
Firuz Bağlıkaya, Emin Çakmak.
Eleştiriler var. Tartışmalar var. Ölçülü suçlamalar var.
250 milyon dolarlık TÜRSAB’ın yönetimi.
6 bini aşkın üye.
Ve her biri Türkiye turizminin motor gücü.
Bana göre bu rekabet, CHP kurultayı ya da MHP kongresindeki başkanlık tartışmasından çok daha heyecanlı ve verimlidir...
Çünkü delege pazarlığının ötesinde ve “sivil”dir...

 

Haberin Devamı


Benim için yaşamak demek

 


“BENİM için yaşamak demek,
Bir teneffüs vakti, okul bahçesinden gelen cıvıl cıvıl çocuk sesleridir.
Hele bir öğle saati emekli bir öğretmen okul bahçesinden gelen o sesleri bir ‘mazi orkestrası’ gibi dinliyorsa...
İşte o öğretmen
O sesleri hayatı boyunca ve bütün maddi zorluklara rağmen her defasında aynı coşkuyla duyabilen kişidir..”
Yarın 24 Kasım Öğretmenler Günü..
Sevgili öğretmenim, içimden geldi bu sözler...
Sizi bütün çocuk kalbimizle seviyoruz...
Mesela diyorum ki.
Bu 24 Kasım herkes ilkokul öğretmenini hatırlasa. Küçücük sıralara geri dönüp onu ansa ne güzel olur.
Sevgili öğretmenim Naciye İçelli.
655 Fatih Çekirge sizi unutmuyor...

 


Ahmet Hakan’a dostça bir hatırlatma

 


AHMET Hakan karşılıklı fikir beyanını sever.
Fikir düzeyinde kalmak kaydıyla ben de severim.
Dünkü yazısının başlığını yadırgadım..
Diyor ki:
Cumhurbaşkanı şu şartları yerine getirsin onu desteklerim.”
Destekleyince ne olacak onu bilmiyorum.
Ya da desteklerse Cumhurbaşkanı bir şey mi kazanacak? Halk desteği mi artacak.
Onu da bilmiyorum.
Doğrusu bu üslupta biraz fazla ve gereksiz bir “ben” sezdim.
Yüzde 52.5, halk desteğiyle seçilmiş bir cumhurbaşkanına bir yazarın “tek kişilik destek şartı öne sürmesi” bana tuhaf geldi.
Bazı yönlerini eleştirebilirsiniz. Bazılarını övebilirsiniz.
Ama destek için şart öne sürmek nasıl bir anlam ifade eder...
Bu konuyu kesinlikle bir polemik için yazmıyorum.
Saygı platformunda bir ölçü tartışması olarak görüyorum.

Yazarın Tüm Yazıları