Pandora’nın kutusu

İngiltere’den gelen referandum sonucu Avrupa’da bir başka dönemin açılışıdır.

- Beylikler dönemi...

- Uluslar dönemi...

- Irkçılık dönemi...

Dikkat ettim...

İngiltere’den sonra Almanya ve Fransa’da yükselen ‘ırkçılık’ çığlıkları...

Göçmen korkusuyla doruğa çıktı.

Almanya’yı daha iyi biliyorum.

Irkçı partilerin, aşırı milliyetçi hareketlerin yükselişi var.

Hatta son seçimlerde ‘göçmen karşıtı’ eğilimlerle oylarını artıran milliyetçi parti...

Merkel’in koltuğunu sallayan bu gelişmeler, aslında AB’nin varlığını sallayacak hale gelmişti.

Bütün bunlara, İslam ve ‘Türkiye düşmanlığı’ da eklenince Avrupa’da ‘Pandora’nın kutusu’ açıldı.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in sözünü ettiği ‘Pandora’nın kutusu’ işte budur.

Ve açılmıştır...

Şimdi Almanya ve Fransa, İngiltere’den yayılan bu milliyetçi tisunamiyle sallanıyor.

Devam eder mi?

Edecek gibi görünüyor...

O KOMİSERLİK GENİŞLEMEDEN Mİ PARÇALANMADAN MI SORUMLU

Avrupa Birliği genişlemeden sorumlu komiserliği, isim değiştirebilir.

Mesela, ‘Parçalanmayı önleme komisyonu’ haline gelebilir.

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin ‘dağılma tweet’inin anlamı da budur.

Çünkü Almanya’da Düsseldorf’tan Münih’e kadar her sokakta, her birahanede sorulan soru şuydu:

- Yunanistan’da yan gelip yatanları biz mi besleyeceğiz?

Ancak sonradan bu tepki dolu soru hafiflemişti.

Merkel’in çabalarıyla AB fikri tekrar bir dengeye gelmişti.

Ama şimdi ‘terör’ ve ‘göçmen korkusu’ İngiltere’de açılan Pandora’nın kutusuyla yeniden ateşlendi.

TÜRKİYE NE YAPACAK?

Türkiye AB normlarından elbette uzaklaşamaz.

Ancak AB’nin bir ‘müstemleke’ muamelesi çekmesine de izin veremez.

Ekonomik boyutu: Görünen odur ki... Türkiye’yi de içine alacak bir genel kriz havası pompalanıyor. Ama inisiyatif alan, önlemini alan ayakta kalıyor. Son ekonomik tedbirler Türkiye için bu açıdan da önemlidir. 

Yabancı sermaye akışı: Dün Türkiye’ye yabancı sermayenin yatırım amacıyla gelmesini hızlandıracak önemli tedbirleri aktarmıştım.

Bu tedbirlerin çok iyi sonuç vereceğini, yatırımcı sermayenin geleceğini umuyorum.

Küresel sallantılar sırasında Türkiye’nin yabancı sermaye için cazibe merkezi olmasını amaçlayan bu düzenlemenin tam zamanıydı.

Ve doğru yapılmıştır.

Dün çok büyük bir grubun tepe yöneticisi bir dostum aradı ve şöyle dedi:

“Meclis’e sunulacak tedbir paketinin çok büyük faydaları olacağını biliyoruz. Ancak bir konu var... Cumhurbaşkanımız Erdoğan her fırsatta İstanbul’un
bir finans merkezi olacağını söylüyordu. Bu kapsamda İstanbul’daki bu finans merkezi için bankalara kurumsal olarak bazı kolaylıklar sağlanırsa, dünya bankacılığı ve finans sektörü için çekici olur. Dahası kalıcı olur.”

TÜRKİYE ALGISI

Elbette şu da var:

Türkiye yeni ekonomik tedbirlerle bu önemli çıkışı yaparken bir yandan da üzerine yapıştırılmaya çalışılan ‘kötü imajı’ da tersine çevirecektir.

Çünkü yatırımcı sermaye yeni ufuklar demektir.