Özgürlükten korkmayın artık yeter

NEDEN korkuyorsunuz?

Haberin Devamı

İnsanların hangi ırktan, hangi inançtan olursa olsun, kendisini özgür hissedebileceği bir düzenden korkulabilir mi?
Seçilmiş belediye başkanları, düşünceleri yüzünden tutuklu bir ülke çevresine nasıl örnek olabilir?
Hangi özgürlük ve demokrasi ışığıyla aydınlatabilir?
Korkmayın, artık yeter!
Bir dönem komünizm gelecek diye Karadeniz’i kapattık.
İnsanlar okuduğu kitaplar yüzünden hapse atıldı.
Irak sınırına mayın döşeyip kapattık.
Suriye’den terör gelir diye dikenli tel çektik.
Ermenistan sınırı kapalı.
Ege’de her gün it dalaşı.
İran’dan irtica gelecek diye sınır kapalı.
Velhasıl onlar korktular, biz kapandık kardeşim.
Yıllar geçti...
Biz sınırı ötekine kapattığımızı sandık.
Oysa biraz yukarıdan bakınca gördük ki, aslında biz dünyayı kendimize kapatmışız.
Korkmayın artık arkadaş...
Özgürlük büyüklüktür merak etmeyin...
NOT: Özgürlük ve demokrasi yolunda Meclis’e gelen her satırı kabul etmek için yazıldı bu yazı...

Haberin Devamı

Rehin alınan diplomasi

SON dönemlerin en kirli taktiğidir bu.
Dağılmış devlet topraklarında yaşanan kirli savaş...
Plan basit...
Cephede savaşamayacağı için, önce sivillerinizi rehin alıyor. Yani caydırıcı gücünüzü alıyor elinizden... Sonra saldırıyor.
Ne kadar güçlü bir ordunuz olursa olsun. Kullanamıyorsunuz.
İradeniz rehin alınıyor çünkü. Eliniz kolunuz bağlanıyor. Diplomasi tıkanıyor.
Düşünün ki, büyük bir savaş gücünüz var... Her türlü teknolojiniz tamam.
Bölgenin en güçlü devleti sizsiniz. Ancak kullanamıyorsunuz.
Çünkü daha tehdit başlamadan önce vatandaşlarınız, bürokratlarınız o terör örgütü tarafından rehin alınmış durumda.
Terör örgütü de öyle bir apartmanın falanca dairesindeki üç-beş militan değil.
Sınırlarınızın ötesinde bir korsan devlet artığı. Eli silahlı vahşi.
Rehin aldıktan sonra, en hassas olduğunuz yerlere saldırıyor.
Ne yapacaksınız? Gücünüz rehin alınmış durumda. Kırmızı çizgiler siliniyor.
Son dönemin kirli savaşı işte budur.
Aslında tarihi eskidir.
1979’da İran’da ABD Büyükelçiliği’nin ele geçirilmesiyle duyuldu.
Körfez Savaşı’nda doruğa çıktı.
Irak’ta rehin alınan ABD’li İngiliz askerleri, gazetecileri hatırlayın.
Beyaz Saray’ın önünde anneler çadır kurmuştu.
Nijerya’da rehin alınan genç kızlara bakın.
Bu aslında sivillerin değil, devletin iradesinin rehin alınmasıdır.
Çok hassas bir durumdur.
Yapma deseniz yaptırımınız yok.
Bir uçak kaldırsanız rehineler için risk...
Tank gösterseniz olmaz...
Sınıra asker yığsanız, aman tahrik olur!
Adamlar her gün internetten kurşuna dizdikleri sivilleri, katliamları yayınlıyorlar.
Dijital tehdit sınırları aşıp, başkentlere dayanıyor.
Nijerya’dan, Sudan’dan, Irak’tan gelen katliam görüntüleri ortada.
İşte bu yüzden diyorum.
Caydırıcı gücü olmayan diplomasi çok zordur.
Eliniz kolunuz bağlanır.
Kan kusup, kızılcık şerbeti içtim dersiniz.

DEMOKRASİ VAR YA

Adam uyanık.
Biliyor ki, demokrasinin olduğu yerde muhalefet de vardır.
Ve bu durumu iktidarın bir ezikliği olarak kendisine bir siyasi artı yazmak için kullanabilir.
Gelelim en kritik noktaya...
Eğer sorumlu muhalefetseniz, elbette sorgulayacaksınız. Ama tahrik etmeyeceksiniz.
Elbette araştıracaksınız. Belki de vahim hatalar bulacaksınız.
Ama o korsan devlet artıklarının uyguladığı bu kirli savaştaki ‘rehin kozu’nu yemeyeceksiniz.
Alet olmayacaksınız. Tahrik olmayacaksınız.
Her şeye rağmen moral bir cephe kuracaksınız.
Zor mu?
Hem de çok zor...
Demokrasi de işte böyle bir şey zaten.
Dışarıda ayrı sınav...
İçeride ayrı sınav...
İktidarda ayrı sınav...
Muhalefette ayrı sınav...
İşte o yüzden diyorum.
Özgürlük ve demokrasi kültürü bütün bu bölgeye yerleşmeden...
Petrol zengini olmayı değil, demokrasi zenginliğini anlamadan...
Yalnızca inançlara, ırklara, mezheplere göre değil...
Evrensel hukuk kurallarına göre yaşamayı öğrenmeden...
Bu bölgede huzur çok zor.

Yazarın Tüm Yazıları