OHAL millete değil devlete

BAŞBAKAN Binali Yıldırım Olağanüstü Hal ilanının yapısını iki cümleyle özetliyor:

Haberin Devamı

- Olağanüstü hal millet için değil devlet için ilan edildi.

 

- OHAL’i devlet kendine ilan etmiştir. Millete değil.

 

Dün sabah Binali Bey’le kısa bir sohbet yapıyoruz...

 

Bunca badireye rağmen en ufak bir yorgunluk belirtisi yok.

 

Hatta tam tersine şöyle diyor:

 

- Asıl işimiz şimdi başlıyor. Bu millet bir daha böyle bir belayla karşılaşmasın diye çalışacağız. Devlet çarkını onarmak için ne gerekiyorsa yapacağız...

 

AYAKLAR BAŞ BAŞLAR AYAK

 

Ve devam ediyor:

 

Haberin Devamı

- Bugüne kadar olağanüstü haller hep millete karşı çıkarılmış. Geçmişte olağanüstü hal ilanlarına bakın. Mesela ilk Şeyh Said isyanı için çıkmış. Hep darbelerden sonra ilan edilmiş. Ama biz şimdi darbeye karşı ilan ediyoruz. Bizim ilan ettiğimiz olağanüstü hal, millete karşı değildir. Millet için değil, devlet için çıkarıldı. Yani devlet kendine OHAL ilan etmiştir.

 

Devlete içinden kasıt nedir? Biraz daha açar mısınız?

 

- Bakın, devlet içinde birçok yerde hiyerarşi, liyakat bozulmuş. Ayaklar baş olmuş, başlar ayak. Bir bakıyorsunuz, amir memurundan talimat alıyor. Ast üste emir veriyor. Hukuk öyle. Bürokraside bunlar görülüyor. Biz bu olağanüstü hal ilanıyla buna karşı mücadele edeceğiz.

 

HAYAT NORMAL DEVAM EDECEK

 

Vatandaşın gündelik hayatına etkisi nasıl olur?

 

- Vatandaşımızın normal hayatında bir değişiklik olmaz. Hayat normal olarak devam edecek. Biz devletteki bu bozuk yapıyı tamir için OHAL ilan ettik. Vatandaşın hayatını normale döndürmek için, devlet kendine ilan etti. Türkiye çok büyük bir badire atlattı. Allah yardım etti. Millet özgürlüğüne, demokrasiye sahip çıktı. Şimdi bunun gereği yapılacak. Devletin içine çöreklenmiş bu ur, bu pislik, bu çete OHAL’le temizlenecek. Biz kırılıp dökülen devlet çarkını tamir edeceğiz. Bakın, Fransa bir patlama üzerine OHAL ilan etti ve uzatıyor. Bizde yaşanan vahim durumu düşünün.

 

Haberin Devamı

YASAK DEĞİL SOKAĞA DAVET

 

Gerçekten de, OHAL ilan etmiş bir devletin sokağa çıkma yasağı yerine, milleti meydanlara çağırması da Başbakan’ın bu sözlerini en açık şekilde tamamlıyor...

 

Belki darbe atlatıldı ama henüz tehlike tümüyle geçmiş gibi görünmüyor.

 

Çünkü tehlike, devletin içinde yıllarca yuvalanmış. Hücre halinde çalışıyor.

 

DARBE GECESİNDEN KALAN MUAMMALAR

 

Elbette bazı sorular geçerliliğini koruyor.

 

- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbeyi eniştesinden öğrenmesi.

 

- “Neden Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a haber verilmedi” sorusuna bir cevap verilememesi.

 

- MİT’in kendisini, “Cumhurbaşkanı’nın korumasını aradık” gibi mesajlar vermek zorunda hissetmesi.

 

Haberin Devamı

- Genelkurmay’ın “Saat 16.00’da öğrendik” dediği darbe ihtimalini Başkomutan Erdoğan’a bildirmemesi.

 

- Başbakan Binali Yıldırım’a haber verilmemesi. (Ki kendisine ateş açılmış, ölümden dönmüştür...)

 

- Hava Kuvvetleri’ne ait jetlere uçuş yasağı getirilirken, o gece Hava Kuvvetleri komutanının düğünde olması...

 

- Acaba MİT aldığı istihbaratı yeterli bulmadı mı?

 

- Bulunmadıysa, Genelkurmay Başkanı neden bütün uçuşları yasakladı; neden tankların hareketleri ikinci bir emre kadar durduruldu?

 

Eminim ki, bu sorular üzerinde de hassasiyetle duruluyor.

 

Paranoyanın mengenesine sıkışmadan, güvensizlik çukuruna düşmeden, makul cevaplar bulunacaktır.

 

KREDİ KURULUŞU KREDİSİNİ KAYBETTİ

 

Haberin Devamı

TÜRKİYE’de bir darbe önlendi ama...

 

Yurtdışında hâlâ bir ‘negatif hareket’ var. Türkiye üzerine bir ‘ters algı’ çalışması sürüyor.

 

Bakıyorum... Sanki fırsat bu fırsat...

 

Sanki Türkiye’de normal bir şey yaşanmış gibi... Millet tankların önüne yatmamış gibi...

 

Meclis bombalanmamış gibi... Cumhurbaşkanı’na suikast yapılmamış gibi...

 

Başbakan’a ateş açılmamış gibi...

 

Milletin askeri sanılan terörist gizlenmiş, millete ateş açmamış gibi.

 

Kredi derecelendirme kuruluşu S&P açıklama yapıyor:

 

- Notunuzu düşürdüm...

 

Düşürmezsen ne yapayım arkadaş.

 

“Büyük bir bela atlattılar. Buna rağmen borsası işliyor. Bankaları açık. Üretim sürüyor. Biraz gözleyelim” demek varken...Kur farkı üzerinden bir spekülasyonun kapısını aralıyor.

 

Haberin Devamı

Bunu yapan ‘kredi derecelendirme kuruluşu’, kendi kredibilitesini, inandırıcılığını kaybediyor.

 

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek kibarca söyledi zaten:

 

- Biz hazine olarak S&P ile çalışmıyoruz. Aceleci davranmış ve yanlış yapmıştır.

 

NİYE ACELECİ

 

İşte kritik söz de bu zaten...

 

S&P’yi böyle acele ettiren nedir?

 

Türk hazinesi onunla çalışmadığı için ‘intikam’ peşinde mi?

 

Yoksa başka bağlantılar mı var?

 

Bunlar da çıkar yakında...

Yazarın Tüm Yazıları