Ne demek şimdi bu: ‘Eğer şey kalırsak silah da var’

DÜN Kanal 24’te izlerken şaşkına döndüm.

Haberin Devamı

Görüntü şu:
El Kaide şüphesiyle Muş’ta baskın yapılan malum ev...
Bir takım el bombaları bulunmuş.
Aramalar polis kamerasına çekiliyor. Ve kamera kaydında bir polis diğerine şöyle diyor:
“Eğer şey kalırsak silah da var...”
Ama iddianameye bakıyorsunuz, evde bulunan mühimmat içinde hiç silah yok...
Peki o zaman o polisin sözünü ettiği silah nedir?
Baktıkça inanamıyorum.
“Eğer şey kalırsak silah da var” ne demek?
Yani yetmezse silah da mı var deniliyor.
İnanamıyorum. Bir daha izliyorum. Bir daha...
Peki polis böyle bir şey yapar mı? Delil üretir mi?
Bu durumda kime güveniriz?... Kime sığınırız?
Eğer geldiğimiz nokta böyleyse ben korktum arkadaş...
O polisler ve amirleri, müdürleri eğer varsa bir cevapları çıkıp konuşmalıdır.
Yoksa zaten vahim.
Ama her durumda bana düşen şunu söylemek olur:
Hangi taraftan, hangi kamptan, hangi odaktan ve nereden gelirse gelsin...
Adaletin ve kamunun gücünü, öteki için bir pusu gibi kullanmanın sonu topluca felakettir...
O yüzden ben bu durumdan korktum arkadaş...
Tam bir arınmadan başka çaremiz yok.

Haberin Devamı

Adaletini ararken sen ne çektin be Pınar?

BU konuda hemfikir miyiz?
1) C,ebir ve şiddete karışmamış... Kimsenin düşüncesi ve yazıp söyledikleri yüzünden terör suçlusu ilan edilmesi adalet değildir.
2) Uzun tutukluluk sürelerinin bir ceza haline getirilmesi, adaleti ve vicdanları kanatıyor. Bir korku toplumu yaratıyor. Özgürlükleri tüketiyor...
Hep birlikte tükeniyoruz.
Öyleyse:
Eğer ADALET getiriyorum diye tutuklamayı ceza haline getirirsen, sonunda ADALETİ tutuklamış olursun...
İşte daha ben bu yazıyı yazarken geldi haber.
Mısır Çarşısı’nın bombalanma davasından 16 yıldır yargılanan Pınar Selek beraat etmiş.
Kaç yıl yattın? Nereye gitti o yıllar?
Ne çektin be Pınar Selek...
Daha ne yazsam kalbimdeki adaleti anlatmak için...
Vesselam.

Bravo size

ŞIRNAK Silopi’de... Hediye Demirci...
Kadınlara yönelik bir girişimcilik kursu açıyor... Ücretsiz...
Ve o kursa katılan iki kadın anlatıyor.
Kursiyer Sema Yıldız: “Sera projemi ileride bu kurs sayesinde gerçekleştireceğime inanıyorum.”
Ve kursiyer Bahar Ökten: “Girişimcilik belgesini aldığımda bir tekstil yeri açmak istiyorum. Silopi’deki genç kızlarımız burada çalışsınlar istiyorum.”
Hediye Demirci kursiyerler önünde eşine teşekkür etti.
Niye mi?
Çünkü Hediye Hanım’ın eşi Silopi Kaymakamı Suat Demirci de ondan...
Yani Suat Bey’den gelen görev aşkı, eşinden Hediye olmuş Silopili kadınlara..
İşte bu yüzden size bravo Demirciler...
Memleket bunca gerilim altındayken...
Küçük gelinler, erkek töresi altında ezilirken...
Siz Silopi’de kadınlara bu ufukları açıyorsunuz ya...
İyi ki varsınız...

Haberin Devamı

Cem Yılmaz’a bir öneri



“NOEL Baba denilen şahsiyet, eğer çok makbul bir şahsiyet olsaydı... evlere bacadan değil kapıdan girerdi...”
Duyunca inanamadım...
Bir müftü söylüyor bunu... Ciddi ciddi demeç vermiş. Sonra toparlamaya çalışıyor.
Adını vermiyorum... Biliyorum ki, Noel Baba’yı öğrendiğinde o da gülecek kendisine...
Aklıma Cem Yılmaz geldi...
Nasıl kaçırmış bunu... Çok gülerdik doğrusu...
O yüzden diyorum; Cem bulsun bu müftüyü.
Kim bilir daha neler vardır.

Yazarın Tüm Yazıları