İstanbul Kongresi’nden AK Parti mesajları

DÜN AK Parti’nin İstanbul Kongresi’ndeydim.

Haberin Devamı

Sinan Erdem Spor Salonu’nun girişinden Başbakan Davutoğlu’nun platformda herkesle tokalaşmasına kadar bir dizi mesaj vardı.
İstanbul mesajları... Sırasıyla o gözlemler:

DEĞİŞİM VE YENİ İSİMLER

Tam 7 yıl boyunca İstanbul gibi bir şehrin İl başkanlığını başarıyla yapan Babuşçu için gösterilen film etkileyiciydi. Aziz Babuşçu’nun milletvekili adayı oluşu AK Parti’deki değişimin de sinyaliydi.
AK Parti’de 3 dönem şartı nedeniyle 70 civarında milletvekili bu seçimlerde aday olamıyor. Ve daha da önemlisi. AK Parti son kongrelerinden yeni isimler çıkarıyor.

KAN TAZELEME

Aziz Babuşçu gibi, Denizli’den Kırşehir’e, Diyarbakır’dan Samsun’a, Sakarya’dan Siirt’e kadar birçok ilde teşkilat yönetimleri yenileniyor. Ve oradan milletvekili adayları çıkıyor. Türkiye siyasetinde çok az görülen bir kan tazelemedir bu...

YENİ VEKİLLER

Kongre salonundan aldığım havaya göre, yalnızca 3 dönem şartıyla değil. Ayrıca 3 döneme girmese de AK Parti teşkilatlarında olduğu gibi parlamento grubunda da ciddi oranda bir kan tazeleme olacak.

TAYYİP ERDOĞAN FAKTÖRÜ

Kongre salonunda AK Parti İstanbul teşkilatlarını ve delegeleri dikkatle izledim. Tayyip Erdoğan adı geçtiği an bambaşka bir duygusal iklime giriyorlar. Liderlikle kardeşlik arasında bir iklim. Hele bir de Erdoğan’ın İstanbul şiirini okuyuşu salona verilince... Bir alkış ve haykırış tufanı...
İşte o an kendi kendime sordum:
Bir lider böyle bir halk coşkusundan, böyle bir kucaklaşma ikliminden, böyle bir sevgi selinden kendisini nasıl uzak tutabilir?
Çok zor...
Doğrusu bu sevgi seline karşı, devlet protokolünün kasvetli duvarları arasından çıkmayan bir Erdoğan düşünemiyorum.
Üstelik halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı olarak.
Sanıyorum anlaşılamayan da budur.
Özal bunun acısını çok yaşamıştı. Hatta zaman zaman da halka dokunmanın önemini bize anlatmıştı.
Bir lider halka dokunmadan yaşayabilir mi?
Sanıyorum anayasal çoğunluğu bulup başkanlık sistemine geçiş isteğinin anahtar duygusu budur.
Başkanlık sisteminin daha seri kararlarla ülkeyi yönetmenin bir adresi olduğunu düşünebilirsiniz.
Ya da yanlış bulabilirsiniz. Kızabilirsiniz. Ama eğer duygusunu arıyorsanız. Cevabını ben AK Parti İstanbul İl Kongresi’nde gördüm.

YÖNETİM KAOSU ÇIKAR MI

Kongrede aldığım bir başka izlenim ise şu sorunun cevabı oldu:
Erdoğan ile Davutoğlu arasında bir iktidar sorunu yaşanır mı?
Kesinlikle hayır. Davutoğlu bu dedikodulara fırsat vermemek için çok dikkatli davranıyor. Özen gösteriyor. Üstelik birlikte yönetime inanıyor.

DAVUTOĞLU-SARE HANIM

Kongre salonunu çevreleyen platformda Başbakan Davutoğlu ve eşi Sare Hanım yürürken iki şey dikkatimi çekti...

İŞARET DİLİ, KARANFİLLER

Davutoğlu kendisine uzatılan elleri tek tek sıktı. Bir ara biz de göz göze geldik. El sıkıştık. Genellikle bu durumlarda siyasetçiler salonun ritmine uyar ve boşlukta gibi olurlar. Davutoğlu da Erdoğan gibi kendi ritmini buluyor. Boşluğa düşmüyor. Mesela aniden duruyor. Göz göze geldiği biriyle el sıkışıyor. Konuşmaya başlıyor. Bir ara işitme engelli birisiyle işaret diliyle bir süre konuştu. Davutoğlu’nun bu dili bildiğini bilmiyordum. Doğrusu etkilendim.
Sare Hanım ise karanfilleri delegelere ve halka doğru fırlatmıyor. Platformun en yakınındaki kişiye diğerlerine dağıtması için veriyor. Çiçek fırlatmamaya özen göstermesi dikkatimi çekti.
Evet, ‘İstanbul Kongresi’nden bana kalanlar böyle.
Elbette bir de ‘Anadolu Kongresi’ni görmek gerekiyor.
İyi haftalar.

Yazarın Tüm Yazıları