HDP’nin seçim taktiği

Seçim sathına giren Meclis’te Selahattin Demirtaş’la sohbet ediyorum.
Önce çok sahici bulduğum bir sözünü aktarmak istedim:
“Baskıcı devlete karşı hukukumuzu savunmak için avukat oldum. Yetmedi. Siyasete girdim. Milletvekili oldum, yetmedi. Tek çare var ki... Devleti, kimsenin ve hiçbir partinin kendisinin devleti yapamayacağı demokratik bir sisteme kavuşturabilelim. Bunun yolu da özgürlükler anayasasıdır.”
Sanıyorum son 30 yılda Türkiye’de demokratlar bu cümledeki acıyı çok fazla hissetmiştir.
Zaten o yüzden yeni ve sivil bir anayasa diyorum...
Ve şimdi izlenimlere geçebilirim.
Meclis’in HDP koridorunda müthiş bir trafik var.
Aday adayları. İstifa etmeyi düşünen bürokratlar. Bazı yabancı temsilciler...
İki günlük Ankara gezisinde kimle konuşsam HDP’nin seçimlerde ne yapacağı üzerine tahmin yürütüyor. Yani seçim gelmiş. Sanki HDP’nin ne yapacağına dayanmış.
Ben de en azından cevapların bir bölümünü adresinde aramak için Meclis’teki HDP katına gidiyorum. Dahası Selahattin Demirtaş’la bir sohbet için.
Sorular belli...
HDP barış sürecindeki adımları genel seçimlere kadar bir takvim olarak sıkıştıracak mı? Baskı yapacak mı?
Barajı geçebilecek mi? Geçemezse ne olacak?
Seçimlerde nasıl bir strateji uygulayacak?

SİYASİ SAMİMİYET

Demirtaş her zamanki gibi samimi cevaplar verdi.
O sohbetten ben bazı cevaplar çıkarttım.
Şimdi kendi yorumlarıma göre o cevapları özetliyorum:
1) HDP barış süreci takvimini genel seçimler için bir zorlama haline getirmeyecek. Yani seçimlere kadar şunlar şunlar yapılmalıdır gibi bir zorlama yok. Elbette bazı adımların atılması istenecek. O adımlar bir samimiyet göstergesi olacak. Ancak 30 yılın meselesinin de 5 ayda çözülemeyeceği biliniyor...
2) HDP yönetimi barajı geçeceğine kesinlikle inanıyor. Hatta 70 milletvekilinin üzerini öngörüyor. Demirtaş yüzde 15’i telaffuz edebilir.
3) HDP seçim stratejisini geniş bir demokrasi platformuna taşımayı hedefliyor. Yani herkesi bir temel ortak değerin üzerinde birleşmeye davet ediyor. İnsan hakları. Özgürlükler. Tam demokrasi. Demokratik devletin anayasasının yapılması. Dileyen kendi inancına ve kimliğine göre bu ortak demokratik yapıda vatandaş olarak özgürce yaşayabilmeli. Bunun yolu da demokratik anayasanın yapılması. HDP bunun için oy isteyecek.
Bir de Demirtaş’ın özeti var:
“Batı demokrasisindeki gibi siyasi iktidar değişebilir. Ama devletin demokratik yapısı kimsenin gücüne göre yeniden dizayn edilemez. Bunu sağlamak istiyoruz.”

CHP FAKTÖRÜ

Demirtaş’la sohbetten sonra bazı CHP ve AK Partili isimlerle konuştum.
AK Parti içinde pek fazla bir endişe yok. Bekledikleri oyu alacaklarını düşünüyorlar.
Erdoğan’ın meydanlarda olmaması negatif bir etki yapar mı?
Psikolojik açıdan Erdoğan’ın coşkulu meydanları kadar bir görüntü olmasa da sandıkta negatif bir etki beklenmiyor.
CHP de ise bir HDP endişesi seziliyor.
Özellikle Yunanistan’da sol sosyalist oyların iktidar olmasının HDP’ye pozitif bir rüzgâr olarak yansıması ihtimali CHP kurmaylarını düşündürüyor...
Dahası eğer HDP İzmirliyle bir ortak noktada buluşursa, bunun CHP için çok ciddi etkileri olur.
Şimdilik bu kadar.
Ben aslında Ankara’ya, kıyılarımızın korunmasıyla ilgili bir toplantıya gitmiştim.
Yani bir “çevre” toplantısıydı...
Ama Ankara’ya gidince, “siyasi çevrelere” bakmadan olmuyor...
İyi haftalar...