Hayali gerçek oluyor

Sencer Hoca bu dünyaya miras olarak “aklının terini” bırakmak istedi. Bugüne kadar topladığı 5 bin kitap ve yayını bir üniversite kütüphanesinde genç bilimadamlarına bağışlamaktı hayali.
Olmadı...
Ve ben bu hayali yazdım. Biraz da sitem ettim üniversitelerimize...
Ve bu ülkede bilimadamlığının hâlâ ölmediğini gördüm. YÖK’ün memurlaştırmak için elinden geleni yaptığı üniversitelerimiz daha kurumamış. Tükenmemiş. Hâlâ bir
nefes var.
En azından bu yazımı okuyan bazı üniversitelerden ses geldi.




İTÜ REKTÖRÜ

İLK telefon İTÜ Rektörü Prof. Mehmet Karaca’dan:
“Bir kitap kurdu olarak Sencer Hoca’nın kitaplarını mutlak İTÜ kütüphanesine getirmeliyiz. Ne olur eşiyle beni konuşturun...”
Prof. Karaca, gerçek bir bilim
sevdalısı olarak “O kitaplar korunmalı. Özellikle mühendislik okuyan çocuklar okumalı” dedi.


YAŞAR ÜNİVERSİTESİ

Daha o telefonu kapatmıştım ki, bu defa İzmir Yaşar Üniversitesi adına sevgili kardeşim Hakan Atis aradı.
Onlar da büyük bir gururla o kitapları kabul edeceklerini söylediler.


SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

Sonra Süleyman Demirel Üniversitesi’nden bir mesaj:
“Öncelikle böyle önemli bir konuyu köşenize taşıdığınız ve bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim. Bu vesile ile hayatını araştırmaya, bilime adamış Sencer Divitçioğlu Hocamızı rahmetle anıyorum. Hocamızın hayal ettiği kütüphaneyi “Süleyman Demirel Üniversitesi Bilgi Merkezi” nde oluşturarak koleksiyonumuzu zenginleştirmeyi ve bağış yayınları kullanıcılarımızın hizmetine sunmayı arzuluyoruz. Sencer Hocamın eşi hanımefendiye bağış yayınları almak istediğimizi iletebilirseniz memnun olurum.
Uğur BULGAN
Kütüphane ve Dokümantasyon
Daire Başkanı
Süleyman Demirel Üniversitesi”


GÜNGÖR URAS

Ve ardından Güngör Uras’tan çok anlamlı bir mesaj geldi. O da kütüphane ve bağış sistemindeki sıkıntıyı anlatıyordu.


KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ

Ve Kastamonu Üniversitesi’nden Kaan Yılmaz:
“Sayın Fatih Çekirge,
Türk bilim tarihine mal olmuş bir insanın hatırasını, önce üniversitelerin sahiplenmesi gerekir.
Ben, Kastamonu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde görevli bir öğretim üyesiyim. Sencer Divitçioğlu’nu birkaç yıl önce doktora tezimi hazırlarken incelediğim “Kök Türkler” adlı eseri vasıtasıyla tanıma fırsatı buldum. Kanaatimce kendisinin ne kadar değerli bir bilimadamı olduğunu anlamak için sadece bu eserini dikkatle incelemek bile yeterli olacaktır.
Sizin yazınızı okuduktan sonra hemen üniversitemizin Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın’ı aramak suretiyle, bağışlanacak kitaplarla ilgili, Kastamonu Üniversitesi adına teşebbüste bulunmak istediğimi belirttim ve Rektörümüz bu teklifimi gayet olumlu karşıladılar.
Sözün özü, merhum Prof. Dr. Sencer Divitçioğlu’nun aziz hatırasını yaşatmak adına, Kastamonu Üniversitesi olarak üzerimize düşen vazifeyi yerine getirmeye hazırız. Bu konuda sizin de görüş ve önerilerinize açık olduğumuzu ifade eder, bayramınızı tebrik ederim. Saygılarımla.”
Ve daha onlarca mesaj...
Doğrusu Anadolu’nun her köşesindeki üniversitelerden gelen bu talep beni çok mutlu etti.
Bu arada İlber Ortaylı’nın da Sencer Hoca’nın kitapları için bir halk kütüphanesiyle anlaşma yaptığını duydum.
Ve sonuçta İTÜ Rektörü Mehmet Karaca, Hoca’nın eşi Sevgi Divitçioğlu ile konuştu.
Umarım o yayınlar İTÜ kütüphanesine gider.
Böylece bu konuyu bana hatırlatarak gündeme getiren Ali Özgentürk’le birlikte, hem Sencer Hoca’nın anısına saygımızı sunmuş hem de Türkiye bilim dünyasına bir katkıda bulunmuş oluruz...