Gökyüzünden suçüstü

YILLAR önce denizin hemen üzerinden Kekova’ya uçurmuştu bizi.

Haberin Devamı

Küçük bir deniz uçağıydı.
Dalgaların köpüklerine dokunacak kadar yakındık.
Bir martı kanadı gibi.
Sanki Allah’ın bize bağışladığı cennetin üzerinde uçmuştuk.
Ve işte yıllar sonra, önceki gün yine karşılaştık.
İster havadan ister denizden olsun, denizciler ya bir su kenarında ya da bir teknenin bordasında bulur birbirini.
Pilot Hakan Osanmaz...
İşte bu fotoğrafları şimdi o çekiyor...


Gökyüzünden suçüstü



Gökyüzünden suçüstü



Doğrusu yazmadan geçemedim.
Düşünün ki bir belediye başkanı 8 yıl önce Hakan’ı buluyor...
Diyor ki:
“Arkadaş, sen denizler üzerinde uçuyorsun. Gel bizim için çalış. Ben bu deniz kirliliğiyle karadan baş edemiyorum. Sen gökyüzünden kontrol edersen, bu denizleri kirleten gemileri yakalarız...”
Hakan kabul ediyor teklifi.
8 yıl önce başlıyor çalışmaya. Havadan tarıyor Türkiye’nin en kıymetli ve işlek körfezini...
Bakıyor ki, inanılmaz bir kirlenme var.
Böylece Türkiye’de bir ilk gerçekleşiyor.
Bir belediye, deniz uçağıyla denizleri, ormanları denetliyor.
Ve denizi kirleten gemilere bu sürede 14.5 trilyon ceza kesiliyor.
Hakan elbette “amaç ceza kesmek” değil diyor...
Ama öyle fotoğraflar gösteriyor ki...
O vahşice kirletme karşısında çarpılıyoruz. Evet, burası Kocaeli Belediyesi.
Başkan İbrahim Karaosmanoğlu müthiş bir iş yapmış.
Örnek bir belediyecilik.
Havadan denetimler sayesinde bugün Körfez mavi bayrak alacak noktaya gelmiş. Ve almış da..
Dahası Körfez’de yeniden olta balıkçılığı başlamış.
Bunca dert, bunca vahşet, bunca nefret ve kamplaşma arasında size bir başarı örneği vermek istedim.
Bravo başkan. Bravo sevgili Hakan...

Haberin Devamı


Mesleki bir öneri

MİLLETVEKİLİ adayı olacak kamu görevlileri için bir “istifa takvimi” var...
Bunun amacı, kamu görevi yapan adayın diğer adaylara karşı haksız rekabet yaratmamasıdır.
Yani kamu otoritesini kullanarak seçimlere girmemesidir. Ben şimdi aynı şeyi medya mensupları için de öneriyorum. Eğer aday olacak meslektaşımız varsa elindeki medya gücünü ve kalemini ya da ekranını haksız rekabet endişesi yaratmadan bıraksın diyorum. Eğer gazetecilik aynı zamanda bir kamu göreviyse bu böyle olmalı...
Ama ben en iyisi bu tartışmayı sağduyusuna güvendiğim okur temsilcimiz Faruk Bildirici’ye emanet edeyim..

Yazarın Tüm Yazıları