Fabrika ayarlarınıza değil, insanlık değerlerinize dönün

11 Eylül’den sonra ABD savaş ilan etmişti.

Haberin Devamı

Akıllı füzeler, jetler, insansız uçaklar... Toplar... Savaş gemileri...

11 Eylül’deki ABD gibi... Şimdi de Fransa savaş ilan etti.
Şimdi bir Doğu düşmanlığı başlar. Havaalanları adı “Yusuf” olanlara işkence olur.
Tamam, terörle savaşalım...
Ama yalnızca savaşla çözülmüyor ki bu mesele...
İnsanoğlu mutlak yeni ve adil bir düzeni aramaya başlamalı.
Sırasıyla yazarsam:
1) Açgözlü dev tröstler, Afrika ve Ortadoğu’yu yalnızca bir yeraltı zenginliği olarak görmeye devam ederlerse...

2) Akdeniz, bir mülteci mezarlığı haline gelmeye devam ederse...

3) Dünya nüfusunun yarısından fazlası açlık ve işsizliğe mahkûm olmaya devam ederse...

4) Gelişmiş olmayı yalnızca silah gücü olarak algılamaya devam edersek...

5) Dünyanın genç nüfusunun umutsuzluk içinde kıvranmasına karşı bu körlük devam ederse...

6) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde nüfusu Müslüman olan bir tek ülke bulunmazsa...
Afrika kıtası BM yönetiminde yoksa...

7) Dünyanın bir coğrafyası öteki coğrafyasına karşı sürekli olarak duvar örmeye devam ederse...

Dün El kaide... Bugün IŞİD... Yarın bir başkası...
Ne bu öfke biter... Ne de bu vahşet...
Terörün alçakça tuzakları işlemeye devam eder...

 

Haberin Devamı

Alman bakanın o sorusuna yanıt

 


ALMANYA İçişleri Bakanı Thomas de Maizière ile bir sohbet imkânı bulmuştum.
O günlerde Almanya’dan IŞİD’e katılmak üzere giden gençler üzerine konuşuyorduk...
Bakan şöyle demişti:
“Anlamaya çalışıyoruz... Psikologlarımız araştırıyor... Bu çocuklar neden böyle bir vahşete katılıyorlar?”
Alman bakanın bu iyi niyetli sorusunu bugün bütün dünya soruyor.
Bana göre cevap net:
İnsanlığın çok büyük bir bölümü açlık ve işsizlik içinde kıvranıyor... Suriye’den kaçan bir mültecinin bile bile Akdeniz’de kendisini, çocuklarını ölüme atması başka nasıl açıklanabilir? Her şeyi göze alacak kadar isyan halidir bu...”
Ve elbette bir başka cevap daha var:
Onun adı da “vahşi emperyalizmdir”...
Bu coğrafyalara yalnızca sömürülecek yeraltı zenginliği olarak bakarsanız...
Yüzlerce yıl, yer üstünde ‘köle ticareti’ yaparsanız...
Ve böylece bir dünya düzeni olarak ortaya koyduğunuz BM giderek bir ‘oyuncak’ haline gelirse...
BM Genel sekreteri Ban Ki-mun, dünyanın bir bölümü açlık içinde kıvranırken, mülteci kamplarına turistik geziler yaparsa...
Nasıl çözeceğiz bu meseleyi?...
Ve elbette şöyle diyenler çıkabilir:
“Tamam da arkadaş. Neden bu açlık ve sefalet hep aynı coğrafyada oluyor? Tembellik diye bir şey yok mu?”
Var elbette...
Ama Kongo’da pırıl pırıl parlayan kara gözleriyle bana bakan o çocuğun günahı ne olabilir?
Tembellik yakışır mı ona?
Dünya artık bu meseleyi silahların gölgesinde, olağanüstü hallerin altında değil...
Kalplerin üzerinde çözmeye çalışmalıdır...

Özetle:
Bu dünyada emperyalizm ve vahşi kapitalizm o kadar ağır bastı ki...
Demokratik rekabet bitti. Denge bozuldu... Değerler şaştı.
O yüzden Doğu’dan Batı’ya bir öğüdüm var.
Lütfen, fabrika ayarlarınıza değil...
insanlık değerlerinize dönün.

Yazarın Tüm Yazıları