Çevrecilere çağrımdır

Bu yazı size, sualtı çayırlarından, mercanlardan, kayalardan geliyor.

* * *

Geçen pazar Marmaris Çevre Derneği uzmanları ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi uzmanlarıyla bir deniz taraması yaptık.
Denize boşaltılan atıkların durumunu ve atık sistemini görmek üzere daldık.
20 metre derinlikteki boru sisteminden denize basılan atıkları görüntüledik.

FATİH ÇEKİRGE / MARMARİS ARITMA / /FOTOGALERİ

* * *

Tüm Marmaris’in dışkısı işte bu borulardan denize basılıyor.
Marmaris Çevre Derneği Başkanı Ahmet Kutengin ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi uzmanları incelemeler yaptı.
Prof. Dr. Ahmet Nuri Tarkan Hoca’dan değerli bilgiler aldık. İki ayrı koldan video çekimleri yapıldı, fotoğraflar çekildi. Deniz dibinden numuneler alındı. Sonuçlar umarım temiz çıkar.

* * *

Şimdi 20 metre derinlikte ve Yalancı Boğaz kıyılarına yakın bir yerden basılan atıkların fotoğraflarını yayınlıyorum.
Öncelikle söylemeliyim ki...
Bu yazı, Marmaris’in turizmine bir baltalama olsun diye yazılmıyor.
Tam tersine, ilk yaptığım tespitler Marmaris kıyılarında öyle “acil ve vahim bir kirlilik” göstermiyor.
Ancak Marmaris’in geleceğini düşünürsek, öncelikle bu fotoğrafları tartışmalıyız.
Ve uzmanlardan gelen şu soruların cevabını bulmalıyız:
-Atık sistemleri, borular halinde kıyılardan ne kadar uzağa taşınmalıdır?
-Kaç metre derinliğe ve kaç metre uzağa atılmalıdır?
-Arıtma sistemi nasıl kontrol edilmelidir?
-Dünyada bu tür atıklar deniz arıtıldıktan sonra basılırsa, böyle bir görüntü mü ortaya çıkıyor?
-Atıklar denize basılırken musluk suyuna benzer bir renk mi almalı, yoksa böylesine koyu mu olmalı?
-Dünyada bunun örnekleri nasıldır?
-Marmaris Çevre Derneği ve Muğla Üniversitesi’nin hazırladığı raporlar neden dikkate alınmıyor?

* * *

Marmaris Oteller Birliği’nden yetkililerle de konuştum.
Onların da bu konuda ne kadar duyarlı olduğunu biliyorum. Marmaris için ellerinden geleni yapacaklarını söylediler.
Eğer bu denizler hepimizin geleceğiyse, bu denizler insanlık mirasıysa, yalnızca orada yaşayanların değil, tüm insanlığın kullanımındadır.
O nedenle, başta çevre uzmanları olmak üzere bu fotoğrafların yorumlanması ve gerçeğin ortaya çıkması için bir platform açıyorum.
Marmaris için, denizlerimiz ve kıyılarımız için en iyisi olsun!
Lütfen görüşlerinizi Hürriyet Sosyal üzerinden paylaşın.
Tabii daha önümüzde Datça Bozburun arasının imara açılma endişesi var.
O konunun da üzerindeyim.
Sadun Bora ve Can Pulak gibi hayatını çevreye adamış büyüklerimizin de desteğiyle bu olayın da üzerine gideceğiz...
Vatan, uğruna kan dökülen bir topraksa eğer...
Şehitlerimizin ruhu için, tertemiz denizleri, bakımlı bahçeleri, yemyeşil şehirleriyle bir vatan için...
Varsa bir eleştiriniz, öneriniz, düşünceniz... El kaldırın. Buradayım deyin. Haykırın. Elinizdeki gerçekleri paylaşın.

* * *

Dün Hürriyet Sosyal’den yaptığım şu çağrıya destek veren herkese, tüm okurlara teşekkürler. İyi ki varsınız...

‘Mühür gözlüm’ aman Okmeydanı’na dikkat

BİLİYORUM...
Uğur’un acı haberi Okmeydanı’ndan gelen bir ok gibi saplandı yüreğimize...
Biliyorum, öfkelisin. Biliyorum, kızgınsın. Biliyorum, isyanlardasın.
Havadan nefret soluyorsun.
O kurşunu atan polislere ben de kızgınım.
Ama bak Mühür Gözlüm...
Senin kültürüne öfke yakışmaz...
Nefret yakışmaz...
Neşet’lerin, Arif’lerin, Pir Sultan’ların tarihine, “yakıp yıkmak yakışmaz”.
O yüzden diyorum ki...
Canım Mühür Gözlüm...
Canlar, canı canan bilirse eğer...
Sen başkasının cehennemine değil...
Kalbindeki çiçeklere göre davran.
Okmeydanı’nda öfkenin değil, kalbinin yüceliği hâkim olsun.