Bu anlaşma bütün dünyevi başarıların üzerindedir çünkü...

İsrail’le normalleşme...

Ardından, Putin’e gönderdiği mektup...

Türkiye, gergin diplomasinin seyir haritasında, barışa yönelik önemli günler yaşıyor.

Aslında İsrail’le olan bu normalleşmenin izini...

Başbakan Binali Yıldırım’ın gazetecilere verdiği iftarda görmüştük.

‘Düşmanları azaltmak’ sözünün diplomasideki en pratik örneğiydi bu...

Anlamıştık ki...

‘İsrail’le barış için günler sayılıyordu.’

Açıklanması an meselesiydi... Ve oldu...

Öyle hamaset dolu uzun konuşmalar falan yapılmadı.

‘Kadim topraklar... Tarih yazmak’ gibi sözler duyulmadı.

Duyulmadı çünkü Binali Bey pratiktir. Hamasetten hoşlanmaz.

Bir karayolu köprüsü yapar gibi...

Bir Boğaz köprüsü yapar gibi... Sabaha karşı bir viyadüğün hesabındaki gibi...

Devletler arasındaki ilişkilere de öyle bakar.

Köprüdür sonuçta...

Birisi yolları birleştirir...

Diğeri diplomasi köprüsü olarak ülkeleri birleştirir.

Kolay da değildir.

Mesela...

Mesafeyi iyi ölçemezsen ayakların yerden kesilir. Köprünün ayağıyla birlikte çökersin.

Hesap ister... Sabır ister... Güven ve samimiyet ister...

Belli ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çizdiği rotada, Binali Bey o köprülerin kurulmasına özen gösterecek.

İsrail’le böyle oldu...

Ardından Rusya geliyor...

TÜRKİYE ONURLA ÇIKTI

Bu barışın en önemli sonucu şudur:

- Türkiye ‘Gazze ablukası’nı kaldıran ülke olmuştur.

Filistin’de zulüm altında olan o insanlar için...

insanlık tarihine geçecek bir himmettir bu...

O nedenle Türkiye bu krizden, mazlumların kalbine açılan yoldan geçerek çıkmaktadır.

Bu kalp yolunda çıkış...

Bütün dünyevi başarılardan daha önemli bir çıkıştır.

İSRAİL İÇİN

İsrail’in de hakkını vermek gerekiyor.

İnatlaşmanın batağında çırpınabilir...

Türkiye ile Rusya krizini kaşıyabilir... PKK’ya destek verebilirdi.

Yapmadı...

RUSYA’YI BEKLİYORUM

İsrail’le barış Rusya barışının Akdeniz’de atılmış adımı gibidir.

İsrail’in Rusya ile hep köklü ilişkileri olmuştur.

O nedenle bu barışın olumlu yansıması olacaktır.

Zaten Rus Dışişleri Bakanı’nın, Dışişleri Bakanımız Çavuşoğlu’nu daveti bu kapının açıldığının işaretidir.

En önemlisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Putin’e üzüntülerini bildiren mektubudur.

Türkiye bu kapıdan geçmeye hazırdır.

Eğer bu gelişmeleri, iki ülke arasında yapılan bir ‘bilek güreşi’ gibi değil de...

Türk ve Rus halklarının ortak menfaatlerinin yeniden buluşması olarak görürsek...

Rusya ile ilişkilerin normalleşeceğini de anlarız.

Düşmanlar azalıyor... Dostlar çoğalıyor...

Hayırlı olsun...