Bir iş adamı dostumla konuşurken hatırladım: ‘Kahraman iş adamı nasıl olur?’

DÜN bir işadamı dostumla konuşurken şöyle bir diyalog yaşadım:

Haberin Devamı

- Bu hafta görüşür müyüz?

 

- Bu hafta Diyarbakır’dayım, sonra Tunceli var...

 

Ne var Diyarbakır’da, Tunceli’de?

 

Barajlar, şantiyeler, fabrikalar var... Karayolları, enerji hatları var...

 

Tam bu sırada hatırladım...

 

Bombaların patladığı yerlere korkmadan barajlar kuran, şantiyeler açan işadamlarımız, mühendislerimiz, işçilerimiz var.

 

İşte tam orada patlatıyorlar bombayı.

 

Mesela Elazığ-Tunceli yolunda önceki gün patlayan bomba...

 

Haberin Devamı

Orada Peri Nehri’ne yapılmış barajlar var.

 

Her gün mühendisler, işçiler o yoldan geçiyor...

 

Nice işadamı korku salmak istenen bir coğrafyada yatırım yapıyor.

 

Yalnızca Peri Nehri’nde kaç baraj var?...

 

Fırat’ın kolları, Munzur’da, Murat’ta kaç baraj inşaatı var?

 

Dicle’de, Botan Çayı’nda...

 

Bir bölümünü gidip şantiye aşamasında görmüştüm.

 

Gece çadırlarda geçen şantiye hayatı...

 

Issız ve sarp dağları, karıncalar gibi delen o mazlum ve kahraman işçiler.

 

Gencecik mühendisler...

 

Ve elbette barajın her metrekaresini neredeyse izleyen mimarlar, işadamları...

 

İş o zaman hatırladım.

 

Dedim ki:

 

Haberin Devamı

“Kahraman, elbette orada ölümüne mücadele eden askerimiz, polisimizdir. Ama bir de oraya yatırım yapan işadamları, mühendisler, işçiler var...”

 

Bugüne kadar hep o bölgede kahraman tanımının içine elbette ki askerlerimizi, polislerimizi, öğretmenlerimizi, savcılarımızı, valilerimizi, doktorlarımızı koymuştum...

 

Dün o işadamı dostumla konuşurken sanki kendimi borçlanmış gibi hissettim.

 

Oraya yatırım yapan işadamlarımıza, çalışan mühendis ve işçilerimize vicdani borcumu ödemek için yazıyorum...

 

İyi ki varsınız...

 

O barajları, fabrikaları, karayollarını, enerji hatlarını yapan herkes kardeşimizdir.

 

Kahramandır.

 

Bu dünya artık Kristof Kolomb’ların, Macellan’ların keşif dünyası değildir. Yatırımcılarımızın markalarını birer öncü, birer kâşif gibi cesaretle, en tehlikeli ve en zor coğrafyalara götürme dünyasıdır.

 

Haberin Devamı

Türk iş dünyasının Asya ve Afrika’daki mücadelesi de budur.

 

Markaların savaştığı, yarıştığı bir yüzyıldayız.

 

O nedenle rahat, kolay, masa başında değil... En zor coğrafyalarda yatırım yapıp mücadele veren işadamlarımıza da selam olsun.

 

Ve Botan Çayı’ndan Tillo’ya...

 

Munzur’dan Murat koluna kadar...

 

Bombalara, tehditlere, şantajlara rağmen oraya yatırım yapan işadamlarımıza...

 

Mühendislerimize, işçilerimize selam olsun...

 

Kahraman işadamı...

 

Kahraman mühendis...

 

Kahraman işçi kavramını hatırlatmak için yazıyorum bunu...

 

Acaba onlar için Müteahhitler Birliği ya da TÜSİAD bir “teşekkür töreni” yapamaz mı?

 

Vesselam...

Yazarın Tüm Yazıları