1 Mayıs ve meydan kültürü

Haberin Devamı

ROMA’nın Popolo Meydanı’nda ellerinde pankartlarla o gençliği izlerken...
Meydana kurulmuş o sahnede patlayan müziği dinlerken...
Sloganları, havaya kalkmış kolları, afişleri...
Bir festival tonunda izlerken.
Yani protestonun zarafetini gördüğümde sormuştum:
-‘Meydan’ın bizdeki karşılığı nedir?
İşte yine 1 Mayıs geliyor.
Önümüzdeki cuma Taksim Meydanı’nı konuşacağız yine.
40 yıldır konuşuyoruz. Yaklaşık 40 yıl önce o meydanda kan akmıştı.
Oysa Paris’te Concorde Meydanı’nda genç komünistler birliği toplantısında bir konser izlemiştim.
Trafalgar Meydanı’nda bir başka şölen...
Peki o meydanlardaki protestonun zarafeti, bizde nasıl görünüyor?
Dilimize yerleşen kavramlarla karşılaştırın:
-Meydan şöleni mi?
-Meydan savaşı mı?
-Meydan sergisi mi?
-Meydan muharebesi mi?
-Festival meydanı mı?
-Yasak meydanı mı?
-Meydanda açık hava tiyatrosu mu?
-Meydan dayağı mı?
Karşılaştırın bu kavramları... Bizim dilimizde meydanın hangi kavramlarda kullanıldığına bakın.
Ve bakın lütfen şehirlerinize; meydanlarınız ne kadar çok? Nasıl yaşanıyor?
Ve ne yapılıyor oralarda?
Törenlerde çelenk konulan, polis denetimindeki devlet meydanları...
Kaymakamlık ve valilik binalarının betondan ön bahçeleri var bizde...
Oysa meydan bir kültürdür.
Protestonun zarafetiyle yeşerir.
Festivalle, şölenle, sergiyle, sanatla, heykelle serpilir... Tarihtir. Güneşle birlikte şehrin nefes alma bahçeleri olur. El ele yaşayabilenler için Özgürlüktür.. Hayal kurma dekorlarıdır.
Ben artık 1 Mayıs’lardaki o insanlık dışı görüntülerden yorgun düştüm.
Bütün emekçilerin ve insanlık onurunu hisseden herkesin bayramı kutlu olsun.

Haberin Devamı


Birisi Körfez’e düşse çıkacak yer bulamaz

ÖNCEKİ gün İzmir Körfezi için bir eleştiride bulunmuştum.
-Neden denizi karadan yaşıyorlar?
-Neden bu güzel deniz kullanılmıyor? Nerede yelkenler, su sporları?
Sanki üstüne üstüne gelir gibi bir de karar çıktı:
Kordon’daki binalar 10 metre daha yükselebilecek...
Bir kent taammüden böyle katledilir.
Zaten bütün Körfez kıyıları cetvelle çizilir gibi betonla dolduruldu.
İzmirli denizci dostum Meriç Köyatası’nın dediği gibi...
“Birisi denize düşse, karaya çıkacak yer bulamaz. Boğulur...”

Haberin Devamı


Anketleri okumuyorum


YAKINDA anketler patlamaya başlar.
Geçen seçimlerde anket firmaları fena halde yanılmışlardı.
Bu defa onları okumayacağım.
Sahibinin sesi olanları zaten ciddiye almadım.
Merak bile etmiyorum.
En büyük anket sandıktır...

Yazarın Tüm Yazıları