Sus Allah aşkına sus bırak biz konuşalım

SURİYE politikamızın şahane mimarı Ahmet Davutoğlu bayramda demiş ki:

Haberin Devamı

“Suriye politikamızı eleştirenler çıktı. Ama... Millet olarak bir destan yazdık.”

 

***

 

Arkadaş, sus...

 

Sus artık... Allah aşkına sus.

 

Bırak biz konuşalım, düşman azaltmak isteyenler konuşsun artık...

 

***

 

- Ortadoğu’ya gireceğiz dedin, Ortadoğu 100 yıl önceki kahpe bıçak gibi yine sırtımıza saplandı.

 

***

 

- Herkesle barışacağım diye yola çıktın, herkes bize düşman oldu.

 

***

 

Haberin Devamı

- Suriyeli kardeşlerimize yardım edeceğiz dedin, evleri darmadağın oldu, yurtlarından söküldüler.

 

***

 

- İnsanlar ölmesin diyordun, 300 bin insan öldü.

 

***

 

- Ortadoğu bizden sorulur dedin, bizim halimiz Ortadoğu’nun teröristinden sorulur oldu.

 

***

 

- Ilımlı Müslüman’a yardım edeceğiz dedin, meydan insan kafası kesen güya Müslüman’a kaldı.

 

***

 

- 3.5 milyon insan ülkemize göç etti, zaten iyi hizmet veremeyen eğitim sistemimiz, yardımlaşma sistemimiz, dayanışma sistemimiz altüst oldu.

 

***

 

Arkadaş...

 

Baştan sona senin kitabını yazdığın politikaydı...

 

Haberin Devamı

Yazdığın şey bir destan değil, Cumhuriyet tarihinin en büyük diplomatik trajedisiydi. İflas etti. Duvara tosladık.

 

***

 

Sus artık... Sus Allah aşkına...

 

Sus ve hiç olmazsa bugün o yanlışları düzeltmeye çalışan insanların kafasını karıştırma.

 

SELAHATTİN KARDEŞİM SEN NİYE YOKTUN ORADA

 

O Tarık Akan ki, kimsenin sesini çıkaramadığı günlerde, doğunun insanının sorunlarını sinemaya aktarmak için bütün kariyerini yakmayı göze almış insandı...

 

Hadi onu bırak...

 

Hiç mi genç olmadın be kardeşim.

 

Hababam Sınıfı’nı hiç mi seyretmedin?

 

Hiç mi kardeşlerine “Canım Kardeşim” demedin?

 

Böyle bir sanatçı ortak değerimiz olmayacak da ne ve kim olacak be arkadaş...

 

Haberin Devamı

Selahattin Demirtaş kardeşim... Bilesin...

 

Gözlerimiz seni çok aradı o cenazede...

 

 

BU İNSANLAR TARIK AKAN’IN CENAZESİNE SIRF SOLCU OLDUĞU İÇİN Mİ KOŞTULAR SANIYORSUNUZ

 

SAHİ, öyle mi sanıyorsunuz?

 

Bunca insan ellerinde çiçekler, bütün gün onun cenazesini sırf solcu, sırf Atatürkçü olduğu için mi bekledi?

 

***

 

Cumhurbaşkanımız sırf öyle zannettiği için mi acaba bir başsağlığı mesajı bile yayınlamadı?

 

***

 

Değildi kardeşim...

 

Çok daha sahici, sandığımızdan çok daha başka bir şey vardı o kalabalıkta...

 

Bizleri bir araya getiren çok daha derin bir şey...

 

***

 

Posta gazetesi onun arkasından “Türkiye ilk aşkını kaybetti” manşetini attı.

 

İşte oydu asıl hepimizi bir araya getiren.

 

***

 

Haberin Devamı

Temiz ve güzel bir çocuk, okul fırlamalıkları, fakir çocukların temiz aşkları, madenlerimizde çalışan insanların alın yazıları, doğunun makûs talihi...

 

Modernitemiz...

 

Paraya tamahsızlık...

 

Ve kibrin tavan yaptığı bir yüzyılda, şöhretin çok önünde duran bir alçakgönüllülük...

 

***

 

Zengin insanlar kalabalığı değildi o cenaze...

 

Bir biat kalabalığı da değildi...

 

Kendiliğinden ve sahici bir kalabalıktı...

 

***

 

O kalabalık ki, Mustafa Koç gibi Türkiye’nin en zengininin arkasında da böyle saf tuttu.

 

Mütevazı sanatçısının arkasında da...

 

***

 

Neydi biliyor musunuz o sessiz kalabalığın çığlığı?

 

Hiç de az değiliz... Bu ülke bizim de vatanımız...

 

Sadece bunu demek istiyorlardı.

 

Haberin Devamı

YENİ İKNA ODALARI HALK OTOBÜSLERİ Mİ OLUYOR

 

SÖZÜM muhafazakâr kadınlara...

 

- Biz İslam’ın kadın sorunu var sanıyorduk, meğer erkek sorunu varmış.

 

- Otobüste hiç tanımadığı kadına böyle davranan bir herifin, evinde eşine, kızına, kız kardeşine nasıl davranabileceğini bir de siz gözünüzün önüne getirin.

 

- O herifin saldırısına uğrayan insanın, sizler gibi halk otobüsünde seyahat eden bir kadın olduğunu düşünün.

 

- Sonra ikna odalarını hatırlayın. Hiç unutmayın o günleri.

 

- Ve lütfen şu soruyu kendi kendinize ve çevrenize sorun:

 

Bu dönemin ikna odaları halk otobüsleri mi oluyor?

 

Dün devlet yapıyordu, bugün kendini ahlak muhafızı zanneden herifler...

 

Üstelik bu defa lafla, telkinle değil...

 

Tekme, tokat ve palayla...

 

HAYDAAA ‘BEYAZ TÜRK’E’ SAYDIRANLARA, ŞİMDİ ‘BEYAZ TÜRK’ DİYE SAYDIRIYORLAR

 

SÖZCÜ gazetesi yazarı Oray Eğin, pazar günkü yazısıyla “Beyaz Türklükten” istifa ettiğini ilan etti.

 

Ama kızdığı ve “Beyaz Türk” diye saydırdığı isimlere bakıyorum.

 

Ahmet Altan, Orhan Pamuk, Cengiz Çandar, Nilüfer Göle, Şahin Alpay, Murat Belge, Hasan Cemal...

 

Yahu bunlar bizim bildiğimiz “Liberaller” değil mi?

 

Daha düne kadar asıl onlar saydırıyordu Beyaz Türklere...

 

Kaderin şu tecellisine bak ki, şimdi bir yazar çıkıp onları “Beyaz Türk” diye yerden yere vuruyor.

 

İktidar yanlısı basında da bir sevinç bir sevinç...

 

Yahu arkadaş, Oray Ergenekon, Balyoz kumpaslarında kol kola yürüdüğünüz insanlara “Beyaz Türk” diye saydırıyor.

 

Biraz tuhaf olmuyor mu bu sevinç?

 

Yani o kadar günahsız mısınız ki, hiç sıkılmadan ilk taşı siz atıyorsunuz?

 

BEYAZ OLMAYAN ARKADAŞ ‘BEYAZ’ KÖTÜ İSE, PARTİN NEDEN ‘KARA’ DEĞİL DE ‘AK’

 

İYİ de kardeşim sormazlar mı, “Beyaz” bu kadar kötü bir şeydi de partinin adını niye AK (Beyaz) koydun? 

 

Sen cevap verme ben vereyim.

 

Çünkü “Beyaz” dünyanın her yerinde temizliği, saflığı, dürüstlüğü temsil eder.

 

Söyle o zaman, derdin neyle ve kimle?

 

Yoksa meselen, ‘Beyaz” değil de “Türk” kelimesiyle mi?

 

 

Yazarın Tüm Yazıları