'Sorumsuz' bir cumhurbaşkanına

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet sayesinde, padişahlık sistemi kaldırıldı ve Kasımpaşalı bir çocuk bu ülkenin hem Başbakanı hem Cumhurbaşkanı olabildi.

Haberin Devamı

- İsmet İnönü’nün çok partili hayata geçmesi ve serbest seçimleri yaptırması sayesinde, AKP gibi partiler de yarışa katılabildi ve İslami kökenden gelen biri, bu ülkenin hem Başbakanı hem Cumhurbaşkanı olabildi.


* * *


- 12 Eylül askeri rejiminin hazırladığı ve halkın yüzde 92’sinin onayladığı bir Anayasa ve onun yüzde 10 barajı sayesinde, yüzde 34 oy alan bir parti, Meclis’in üçte ikisini ele geçirebildi ve AKP güçlü bir iktidar kurabildi.
- CHP ve onun genel başkanı Deniz Baykal’ın demokrasiye saygısı ve desteği ile Anayasa’nın ilgili maddesi değiştirildi ve “muhtar seçilme hakkını bile kaybetmiş” bir siyasetçi, bu ülkenin Başbakanı, sonra da Cumhurbaşkanı olabildi.
- 12 Eylül Anayasası’nın Evren’i korumak için hazırlattığı Anayasa’nın “sorumsuzluk zırhı” sayesinde bu ülkenin Cumhurbaşkanı, demokrasinin en temel kavramlarını, Anayasa’yı, seçim kanunlarını, tarafsızlık yeminini hiçe sayarak seçim meydanlarına inebildi.


* * *

Haberin Devamı


Bak kardeşim...
Ne sen unut...
Ne de biz...

Müjdeler olsun yeni rejimin bir Kerinçsiz’i eksikti onu da buldu


YENİ Türkiye diye geldiler..
Eskisinden kalan ne kadar kötü şey varsa hepsini üçe, beşe, ona katlayarak eskisinden bin beter bir ara rejim yarattılar.
Bir tek ‘Kerinçsiz’leri eksikti...
Onu da tamamladılar.
Şimdi onların da yaman bir avukatı var...
Ve farklı düşünen herkesi hapse attırmak için mahkeme mahkeme dolaşıyor.
Eski Kerinçsiz, dönemin muhalif aydınlarını içeri attırmaya uğraşırdı.
Yeni Türkiye’nin Kerinçsiz’i ise Hürriyet’i ve yöneticilerini içeri attırmaya uğraşıyor...
Bak arkadaşım, sana tavsiyem...
Her dönemin bir Kerinçsiz’i vardır...
Dönem geçer...
Geriye kenara
atılmış buruşuk bir kâğıt peçete kalır...


‘Paralı şarlatan’ lafını kime iade etmem gerekir


İLK tepkim şu oldu...
“Ben şarlatan değilim...”
Öyleyse bu lafı iade etmem gerekir...
Ama kime...


* * *


Cumhurbaşkanı “sorumsuz” olduğu için ona dava açma hakkım yok.
Onun bize hakaret etme hakkı var, bizim ona hakaret etme hakkımız olamaz...
O zaman bu lafı kime iade edeceğim...
“Önyargılı davranmayayım, belki iyi bir şey demek istemiştir” diyerek önce “şarlatan” ne demek ona baktım.
Türk Dili Sözlüğü şöyle yazıyor:
“Kendi bilgi ve niteliklerini veya mallarını överek, karşısındakini kandıran, dolandıran kimse...”
Hoppala...
Ne sarayım var, ne külliyem...


* * *

Haberin Devamı


Sözlükte ikinci bir tanım daha var:
“Bilir geçinen kimse...”
Ne camide içki içildiğini bilen gazetecilerdenim,
ne de “Kabataş’ta türbanlı kardeşimize saldırıldı” olayı hakkında malumatım var...


* * *


Bunlar bana uymuyor ama koskoca Cumhurbaşkanı dediğine göre, vardır bir bildiği...
“Acaba” dedim, “Kasımpaşa argosunda, bu kelimenin başka bir manası mı var...”
Sayın Cumhurbaşkanı’ndan rica ediyorum.
Lütfen kullandığınız kelimeye biraz açıklık getirin...
Getirin ki, kelimeyi üzerime mi alınayım, yoksa yakınınızdaki
ücretli gazetecilerden
birine mi iade edeyim karar vereceğim...


Telekinezik saldırılara karşı ruhsatlı ve jöleli iki tabanca


JÖLELİ ADAM çıkmış açık açık itiraf ediyor.
Ruhsatlı iki tabancası ve yüzlerce mermisi varmış.
Biri “Reis”e yan bakarsa o sıkacakmış...
Hayret vallahi...
- Biz zannediyorduk ki: Artık silah ruhsatı vermek çok zorlaştırıldı ve on binlerce insanın ruhsatı iptal edildi, silahlarını satmak zorunda kaldılar.
Meğer ona bir de ikincisini vermişler.
- Biz zannediyorduk ki: Silah ruhsatı bir insana, kendini koruması için verilir...
Meğer bazılarına rejimi telekinezik saldırılara karşı korumak için veriliyormuş...
Herhalde İçişleri Bakanı’nın bir bildiği vardır...

Yazarın Tüm Yazıları