Sıra Tanrı'nın busesinde

‘İşaret edilen’in güneş almayan noktasına indirilen Philae uyanmayı bekliyor.

Haberin Devamı

1-HÜSEYİN Rahmi Gürpınar’ın “Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç” romanı 1912 yılında yayınlandığında büyük ses getirmişti. Roman, 1910 yılında Halley kuyrukluyıldızı, Dünya’dan gözle görülebilir bir mesafeden geçerken yaşanan bir aşk hikâyesini anlatıyordu. O günlerde Halley’in dünyaya çarpacağı haberleri bütün dünyayı kaplamıştı.
Halley, Dünya’ya çarpmadan geçti ve bu olay Dünya’nın sonunu getirecek trajik bir randevuya dönüşmedi.
Bundan 102 yıl sonra, 6 Ağustos 2014 günü, Dünya’nın bir kuyrukluyıldızla daha randevusu vardı.
O gün Rosetta tam 10 yıl, 5 ay, 4 günlük bir yolculuktan sonra 67P kuyrukluyıldızı ile buluştu.
Uzay aracı artık kuyrukluyıldıza 100 km mesafedeydi ve oradan ilk fotoğrafını gönderdi.
Böylece dünya ilk defa bu kuyruklıyıldızın şeklini görebildi.
67P lastik ördeği andıran çirkin bir şeydi ve insanoğlunun kuyrukluyıldızlar hakkında kurduğu romantik hayallere hiç benzemiyordu.
O gün, Darmstadt’ta Rosetta’nın uyanışından sonraki ikinci bayram yaşandı. Dünya tarihinde insan eliyle yapılmış bir araç ilk defa bir kuyrukluyıldızla buluşmuştu.

Haberin Devamı

Sıra Tanrının busesinde

ÇİRKİN ÖRDEĞİN GÜNEŞ GÖREN TARAFI: ‘SİTE J’

O andan itibaren kontrol Darmstadt’taki uçuş merkezinden, Köln’deki iniş operasyon merkezine geçiyordu.
Uçuş direktörü Sylvain Lodiot’nun görevi bitmiş, yönetimi Köln’deki iniş direktörü Stephan Ulamec almıştı...
Rosetta yükünü adresine kadar getirmişti.
Şimdi sıra, ona bağlı olan Philae’nin indirilmesine gelmişti.
Ama Philae nereye inecekti? Bu sorunun cevabını kimse bilmiyordu, çünkü 67P’nin nasıl bir yer olduğunu daha yeni görmüşlerdi.
O andan itibaren jeolojik gözlemler başladı ve sonunda 15 Eylül günü, aracın ineceği yer tespit edildi. Philae, kometin küçük lobunun üst tarafında, güneş gören bir yere inecekti. Buraya “Site J” dendi.

MISIR TAPINAĞI UZAYDA YENİDEN KURULUYOR

Kâşifler, keşfettikleri yeni yerlere isim verirler. Ekim 2014’te Philae’nin ineceği bölgenin artık bir ismi vardı:
Agilkia...
Agilkia, komete inecek araca adını veren Philae obeliskinin bulunduğu yere yakın bir adanın ismiydi.
Asuvan Barajı yapılırken, Philae Tapınağı sular altında kalacaktı. Tapınak UNESCO’nun desteği ile sökülmüş ve Nil Nehri üzerindeki Agilkia adasında yeniden monte edilmişti.
Böylece eski Mısır tapınağının bulunduğu ada, uzayda yeniden kuruluyordu.
Artık yolculuğun son aşamasına gelinmişti. Philae 11 yıla yakın süredir bağlı olduğu Rosetta’dan ayrılacak ve tarihte ilk defa kuyrukluyıldızın üzerine inen araç olacaktı.

Haberin Devamı

2-Alkışlar kesiliyor ama o uçuyor

12 Kasım 2014... Saat 08.35...
Philae ana araçtan kopuyor ve inişe başlıyor.
İniş operasyonu Köln’den yönetiliyor, ama bütün ekip Darmstadt’taki ana kontrol salonunda toplanmış...
Kometin çekim gücü, Dünya’nınkine göre 50 bin kat daha az...
Yani aracın yere inmesi için paraşüte ihtiyaç yok. Saatte 3 kilometre gibi, neredeyse ağır adım yürüyüş hızıyla yere doğru gidecek.
Ama iniş için hâlâ bilinmeyen bir çok şey var. Zemin tozlu mu sert mi, güneş rüzgârları ne durumda...
İşte o sırada ilk kötü haber geliyor. İnişe yardımcı olacak soğuk gaz ateşleme sistemi tam çalışmıyor. Ancak iniş devam ediyor.
Philae saat tam 15.34’te 67P kuyrukluyıldızına iniyor. O an salonda bir alkış patlamıyor. Çünkü iniş sinyalinin Dünya’ya ulaşması 28 dakika alacaktır. O nedenle alkış saat tam 16.03’te patlıyor... Herkes birbirine sarılıyor, çığlıklar atılıyor...
Ancak 20 saniye sonra monitörün başındaki uzmanlardan biri bağırıyor:
“Philae hâlâ havada...”
Alkıştan inleyen salon bir anda derin sessizliğe bürünüyor.

Haberin Devamı

Sıra Tanrının busesinde

HARPOON FÜZELERİ ATEŞLENEMİYOR

İkinci kötü haber de o an geliyor. Philae indikten sonra onu zemine demirleyecek olan Harpoon füzeleri ateşlenememiştir. Üçüncü kötü haber de şudur: Aracın indiği zemin, beklediklerinden çok daha serttir. Yere vuran Philae lastik bir top gibi yine havaya fırlamıştır.
Yerçekimi gücü çok küçük olduğu için, Philae yeniden uçmaya başlamıştır.
Philae bir buçuk saat daha havada kalmıştır.
İkinci iniş, saat 17.25’te gerçekleşir. Philae artık 67P kuyrukluyıldızına inmiştir.
Tarihte ilk defa insan eliyle yaratılmış bir araç, bir komet üzerine inmiştir.
Yukarıda durum sakin gibi görünmektedir, ancak aşağıda durum çok farklıdır.
Tekrar havalanan Philae, inmesi planlanan yere 1000 metre uzakta bir yerde sabitlenmiştir. Bir ucundan ötekine uzunluğu sadece 5 bin metre olan bir komet için bu yüzde 20 yanılma anlamına gelmektir.

Haberin Devamı

ROSETTA’S VALSİ ÇALARKEN ÇIT YOK

Ama asıl kötü haber biraz sonra gelecektir. Araç, güneş almayan bir noktaya inmiştir. Üstelik 30 derece yatmıştır. Yani güneş panelleri çalışmayacak ve enerji üretemeyecektir.
Ana baterya ise sistemi sadece 60 dakika besleyecek güçtedir. Salona derin bir sessizlik çökmüştür.
O sessizlik içinde, Vangelis’in bestelediği “Rosetta valsi”nin harika melodisi, zafer duygusunu sessiz bir hüzne çevirmiştir.
Bir mucize olmazsa Philae kısa süre içinde enerjisiz kalacak ve uykuya dalacaktır.
İşte o an, uzmanlardan birinin aklına, Rosetta 67P’nin yörüngesine girdiği sırada oradan aldıkları manyetik alan sesi geldi...

Osiris’in gözü akıllı telefondan bile zayıf

Haberin Devamı

PHİLAE’nin üzerinde 2 ayrı kamera sistemi var. İkisi de Alman yapımı. İlk görüntüler Osiris adlı, yüksek çözünümlü kameradan geldi. Üzerinde bir dar, bir geniş açılı objektif var. 2048x2048 piksel değerindeki kameralar 10 yıl öncesinin teknolojisiyle üretildiği için zayıf sayılabilir. Yani bugün bir akıllı telefon kamerasından bile geri sayılıyor. Yine de gelen görüntüler çok netti.

3- 10 bin kez büyütülen sesteki şarkı

ROSETTA kometten ilk somut bilgiyi 6 Ağustos 2014’te yörüngeye girdikten sonra almıştı. Kuyrukluyıldızın manyetik alanının salınımı 40 ile 50 milihertzdi.
İnsan kulağının bu sesi işitmesi mümkün değildi. Onun için bu ses 10 bin defa yükseltildi. İnsan kulağının işitebileceği bu sesin ne anlama geldiğini çözebilmek için eşleştirme çalışması yapıldı.
Eşleştirme sonucu geldiğinde herkes şaşkınlık içindeydi.
Aşağıdan gelen ses, György Ligeti adlı bir müzisyenin “Continuum for harpsichord” adlı bestesine çok benziyordu.
Herkes şaşkınlık içindeydi ve buna bir açıklama bulamıyorlardı.
O nedenle, Philae’nin inişten sonra göndereceği somut bilgiler çok önemliydi.
Aracın üç-beş saatlik enerjisi vardı ve yıldırım hızıyla bazı analizlerin yapılması gerekiyordu.
Aşağıdan ilk sinyal 10 dakika sonra geldi. Philae bilimsel araştırmaya başlamıştı.
Ve biraz sonra herkesi ikinci defa şaşkınlık içinde bırakan bir bilgi geldi.
67P Churyumov-Gerasimenko kuyrukluyıldızının manyetik alanı yoktu...
Öyleyse, Gyögry Ligeti’nin bestesine benzeyen o ses nereden gelmişti...
Uzaydan gelen o sesin sırrı bugüne kadar çözülemedi... Sadece “Yanlış bir sinyal almışız” denilebildi.
Güneş göremediği için enerjisi biten ve uykuya dalan Philae için umutlar ağustos ayında...
Komet Güneş’e yaklaşıp ısındığında, panelleri güneş alabilirse uyanacak ve hiyerogliflerden sonra kainatın sırrının çözülmesi için çok önemli bilgileri bize ulaştıracak.
Bu yaz gökyüzüne bakın.
Vangelis’in Rosetta valsini dinleyin.
Bir de 540 milyon kilometre uzaklıktaki bu küçük kuyrukluyıldızdaki uyuyan güzeli de hatırlayın...
Tanrı’nın parmağı o kuyrukluyıldızı işaret etmişti.
Uyuyan güzel uyanmak için şimdi de Tanrı’nın busesini bekliyor...

4- Var ama su demek doğru mu!

DARMSTADT’tan Köln’e geçip iniş operasyonunu yapan ekibin başkanı Stephan Ulamec’le buluşuyorum. Bana, Philae’nin birebir kopyası üzerinde aracı ve inişi anlatıyor.
ERTUĞRUL ÖZKÖK: İndiğinizde sizi en çok şaşırtan neydi?
STEPHAN ULAMEC: Zemin beklediğimizden çok daha sertti. Biz çok tozlu bir arazi olabilir ve Philae onun içinde kaybolur endişesi taşıyorduk.
Zemindeki sert madde neydi, kaya mı?
Hayır buzuldu.
O zaman komette su var.
Buna su demek doğru mu bilmiyorum. Evet hidrojen ve oksijen var. Ama bu su, bizim okyanuslarımızdaki sudan çok farklı. Ayrıca mevsimsel duruma göre değişiyor. Komet, Güneş’in her yakınından geçişinde, 2 metre yükseklikteki bir su tabakası buharlaşıyor.
Nedir farkı?
Kometteki suda, hidrojen ile onun izotopu olan deteryum oranı, dünyadaki suyun 3 katı fazla.
Başka fark var mı?
Bu kometteki suyun bir metreküpünün ağırlığı 470 kilo. Yani Dünya’dakinin yarısı.
Su olduğuna göre hayatın olması da gerekmez mi?
Şöyle söyleyeyim. Su olmadan hayat olmaz. Ama hayatsız su olabilir.
Canlıları oluşturan asitlere rastlandı mı?
Komet organik moleküller açısından zengin ama bu orada hayat var anlamına gelmez. Bunların canlıyı oluşturacak şekilde birleşmesi gerekir.
En önemli soru: Philae uyanacak mı?
Küçümsenmeyecek bir ihtimalle uyanacak. Komet, 26 Ağustos günü Güneş’e en yakın mesafeden geçecek. O sırada uyanmasını bekliyoruz.

BİTTİ

Teşekkür

BU yazı dizisinin hazırlanmasında katkıları ve yardımları bulunan, Bild Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann’a, Bild bilim haberleri uzmanı Ralf Klostermann’a, fotoğrafları çeken Jonas Rotermann, bana zaman ayırıp bilgileri veren ESA uçuş menajerleri Sylvain Lodiot ve Andrea Accomazzo ile Philae iniş menajeri Stephan Ulamec’e çok teşekkür ederim.

Yazarın Tüm Yazıları