Şimdi gördünüz mü 28 şubatçılar kimmiş

ŞU fotoğrafta en başta oturan kişiye dikkat ettiniz mi?

Haberin Devamı


Mesut Yılmaz...

 

Yani, 28 Şubat döneminin başbakanı...

 

Şimdi gördünüz mü 28 şubatçılar kimmiş

 

* * * 

 

Ne yapıyor orada biliyor musunuz?

 

Gönüllü olarak, ülkesini ve demokrasiyi savunuyor.

 

* * * 

 

Bazılarınızın gözünden kaçmış olabilir.

 

15 Temmuz gecesi, Cumhurbaşkanımız ve Başbakan’dan iki dakika sonra CNN Türk ekranına çıkıp, “Bu bir darbedir ve kabul edilemez” mesajını veren ilk sivil kişi bendim.

 

Haberin Devamı

Ve bana “Çık bunu söyle” diyen insan da patronum Aydın Doğan’dı...

 

* * * 

 

Pazar günü, New York’tan gelen o fotoğrafı görünce, Darbeler Komisyonu’nda AKP’li milletvekillerinin bize sordukları önyargılardan ibaret sorulara cevap verdiğim günü hatırladım.


O komisyon, rahmetli Demirel ve Mesut Yılmaz’la Aydın Doğan’ı da davet etmiş, gitmemek hakkımız olduğu halde, gidip sorulara cevap vermiştik.

 

* * * 

 

Üç yıl boyunca iktidar yanlısı bazı köşe yazarları köşelerinden, televizyon ekranlarından bizleri gammazladılar.

 

Üç yıl boyunca sabah gelip alacaklar diye başucumda hazır bir bavulla uyudum.

 

* *  *

 

Darbecilere karşı vatanı ve demokrasiyi savunmaksa söz konusu olan...

 

Haberin Devamı

Dostumuz da düşmanımız da bilsin ki...

 

Bir saniye bile düşünmeden, vatanımızın, demokrasimizin ve seçilmiş yöneticilerimizin saflarına katılırız.

 

Çünkü bizim safımız da orasıdır...

 

 

NAGEHAN, RASİM OZAN’A SOLCU  BİR SERSERİYKEN Mİ ÂŞIK OLDU

 

TOPA biraz geç girdim ama damardan girdim.


Cumhuriyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş, Tarık Akan’ın ölümünün ardından yazdığı yazıda şöyle demişti:

 

“Kadınlar aslında sadece solcu erkeklere âşık olur. Gerisi fasa fiso... Bir kadının yüreğini hoplatan, içini sızlatan, asla unutamadığı hep o mahalledeki serseri solcudur.”

 

Aslı orada da durmadı. Beni bile baştan çıkarabilecek şöyle bir laf etti:

 

“Benden duymuş olmayın ama gücü ya da kurulu düzeni savunmak hiçbir erkeği seksi kılmaz. Bratt Pitt bile olsanız, bir kavganız olacak. Bir itirazınız olacak...”

 

Haberin Devamı

Tansu’ya sordum. “Haklı. Ben sana bu yüzden âşık oldum” dedi.

 

Doğrusu o gün muhafazakâr kesimin kadın yazarlarının görüşünü merak etmiştim...

 

Mesela Nihal Bengisu Karaca, eşine âşık olup mu evlenmişti?

 

Nagehan Alçı, Rasim Ozan’a Taraf gazetesinde yazan solcu bir serseri iken mi âşık olmuştu?

 

Sonunda cesur muhafazakâr kadın yazar yine Hürriyet’ten çıktı.

 

Ayşe Baykal, Hürriyet Sosyal’deki köşesinden topa girdi.

 

BİZİM MAHALLE KADINLARI DA  SERSERİ SEVER, TEBLİĞCİYİ DEĞİL

 

AYŞE Baykal, Aslı’ya “kısmen katılıyorum” diyor ama... “Ama”sı var...

 

“Sağcıların da sıkı serserileri vardır. Serseriliğin erkeklere çekicilik kattığı bir gerçektir.”

 

Peki sağcıların da serserisi var da kadınlar onlara niye âşık olmuyor?

 

Haberin Devamı

İşte burada Ayşe kendi mahallesine çok sıkı bir eleştiri getiriyor. Dikkatle okuyun:

 

“Muhafazakâr dediğimiz erkekler adeta kendilerini kadınlara gönderilmiş bir tebliğci olarak görüyorlar. Kendilerini öyle bir yere konumlandırıyorlar ki, karşı cinsin kadın olma özgürlüğünü elinden aldıklarını fark edemiyorlar. Kadının düşüncelerini, kimi sevip kimi sevmeyeceğini, arkadaş seçimini, her şeyi kendileri tayin etmek istiyorlar.”

 

Peki sonuç?

 

“İş böyle olunca aşk da olmuyor. Kadınlar kendilerini sadece kadın olarak görebilen erkeklere âşık oluyor.”

 

 İKİ ERKEK TÜRÜ


AYŞE Baykal’ın yazısının son 2 cümlesi var ki üzerinde epey konuşulur:

 

“Kadınlar serseri erkeklere âşık olurlar ama eş olarak pek tercih etmezler. Benden duymuş olmayın ama kadınlar erkekleri ‘âşık olunacak erkekler’ ve ‘evlenilecek erkekler’ olarak sınıflandırıyor haberiniz olsun.”

 

Haberin Devamı

SALİH KARDEŞİM MERAKTAYIZ BEKLEDİĞİN ‘O SES’ GELDİ Mİ 

 

ALİ Bayramoğlu’nun Yeni Şafak gazetesinden ayrılması, tabii ki bana darbe öncesindeki “O ses” tartışmasını hatırlattı.

 

Hani, Yeni Şafak yazarı Salih Tuna bir gün durup dururken celallenmiş ve gaibe doğru şöyle seslenmişti:

 

“Ya bir ses verin ya da ben gidip kendime yeni bir ses bulayım.”

 

Araya darbe girdi, biz de unuttuk.

 

Salih...

 

O ses neydi? Geldi mi? Geldiyse kimden geldi, birinden geldiyse ne dedi?

 

Veya dışarıdan bir ses gelmedi ama içinden gelen bir ses sana “Gitme kal” mı dedi?

 

‘Yeni Şafak Sitcom’unun sezon finalini merakla bekliyoruz ha...

 

Darbeyi bahane edip kaçma sakın...

 

KREDİ NOTUNUN KIRILDIĞI GÜN FİNAL FOUR BAŞARISI

 

TÜRKİYE’nin kredi notunun kırıldığı gün, Euroleague’in Final Four maçlarının İstanbul’da oynanacağı haberi geldi.

 

Türk Hava Yolları’nı da Euroleague yönetimini de kutluyorum.

 

Geçen yıl Berlin’de Final Four’u seyretmiştim.

 

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Ülker Arena Berlin’deki salondan çok daha iyi ve modern.

 

Bence Sinan Erdem yerine orada yapılması daha uygun olur.

 

GÜNÜN ŞARKISI


THE WEEKND süper bir şarkıyla döndü.

 

Hem de yanında “Daft Punk” var.

 

Şarkının adı “Star Boy”

 

“Gri’nin 50 Tonu” filmindeki harika şarkısı ile tanıdığımız Kanadalı “The Weeknd”de hiç boş yok...

 

Bütün şarkıları harika.

Yazarın Tüm Yazıları