Seçilmiş başkana domuz diyebilme hürriyeti

8 Kasım 2016 gecesi...

Haberin Devamı


Amerika’nın yeni başkanı seçildikten sonra bir adam masaya oturuyor ve kızına ve eşine şu mektubu yazıyor:

 

* * * 

 

“Kızlarım,

 

Dünya dün gece, artık sizi koruyamayacağım bir şekilde değişti.

 

Bu bir baba için çok feci bir şey.

 

Bugüne kadar, seçimlerde 6 kere oy kullandım. Bu seçimde oy verdiğim kişi kazanamayan ilk aday değildi. Ama ilk defa, tehlikeli düşünceleri olan, çok ciddi zihinsel bozukluklara sahip, dünya hakkında hiçbir bilgisi bulunmayan ve öğrenme merakı olmayan bu kadar cahil bir domuz seçildi.”

 

* * * 

 

Haberin Devamı

“Kazanan sadece o değildi, onunla birlikte destekçisi Ku Klux Klan da kazandı. Beyaz milliyetçiler, cinsiyetçiler, ırkçılar, rap müziğin ülke için tehlike olduğunu düşünenler de kazandı.”

 

Evet o gece yazılan mektup bu...

 

Şimdi dikkat...

 

Bu bir baba ile kızı ve eşi arasında kalmış mahrem bir mektup değil.

 

Çünkü yazan kişi bunu hemen o gece Vanity Fair dergisinin internet sitesinde yayınladı.

 

* * * 

 

Yazan kişi, sıradan bir insan da değil.

 

Mark Zuckerberg’in hayatını anlatan “Social Network” filmi ile Beyaz Saray’ı anlatan “West Wing” dizisinin Oscar ödüllü senaristi Aaron Sorkin...

 

Hollywood’un en başarılı senaristlerinden biri.

 

* * *

 

“Seçilmiş başkanına” “Domuz” diyerek hakaret etmek...

 

Haberin Devamı

Benim defterimde olan bir özgürlük, bir hak değil.

 

Ama orası Amerika ve Trump işte böyle bir demokrasi ve özgürlük rejimi devralıyor.

 

* * * 

 

Yeni bir McCarthy dönemi açılabilir mi...

 

Aaron Sorkin’in akıbeti, Dalton Trumbo gibi, takma isimlerle senaryo yazmaya mahkûm edilmek olabilir mi...

 

* * * 

 

Amerikan Anayasası’nın değiştirilemeyecek birinci maddesi İfade özgürlüğü”...

 

Kimsenin elini dokunduramayacağı bir özgürlük bu...

 

* * *
 

Seçilmiş başkana “Domuz” diyebilme özgürlüğü yaşayabilecek mi...

 

“Seçilmiş başkan” buna tahammül edebilecek mi...

 

* * * 

 

Hiç şüpheniz olmasın, geçmişte Dalton Trumbo, bugün de Aaron Sorkin gibi sahip olduğu çok büyük imkânları, hatta kendi adıyla yazma özgürlüğünü kaybetme bedelini göze alan cesur aydınlar oldukça, Amerika’da bu 4 yıllık süre asla totaliter bir “Trumpizm”e dönüşemeyecektir.

 

Haberin Devamı

ÜLKEMİ TERK EDERSEM NEREYE İLTİCA EDERİM

 

SAHİLLERDEKİ Amerikalılar ülkelerini terk etmeyi düşünüyor.

 

Artık bizim için de karar alma zamanı geldi.

 

* * * 

 

Geçen hafta Hürriyet Pazar’da iki cesur kadın konuşuyordu.

 

Ayşe Arman soruyordu:

 

İnsanlar mutsuz, bu ülkeden gitmek istiyor. Siz gider misiniz?”

 

Ayşe Kulin’in cevabı şuydu:

 

“Benim bundan sonra nereye gideceğim belli. Edirnekapı Aile Mezarlığı...”

 

* * * 

 

Ayşe Kulin devam ediyordu:

 

“Ben burada kalıyorum... Benim dedelerim de buradaydı, anam da, babam da...”

 

* * *

 

Dedelerim, anneanne ve babaannem, annem, babam Bulgaristan doğumluydu...

 

Bana bir tek anneciğim kaldı...

 

Geri kalan hepsi bu vatanda öldüler...

 

Ben de kararımı verdim.

 

* * * 

 

Haberin Devamı

“Benim de bundan sonra gideceğim yer, Urla’da 2 metreye bir metre toprak parçası...”

 

ŞOKTAKİ AMERİKALIYA KIDEMLİ BİR TÜRK’TEN 

 

DÜŞ kırıklığına uğramış Amerikalı kardeşim...İşte sana hayalleri kırılmış kıdemli bir Türk’ten dayanışma mesajı:

 

Çetin Altan’ın ölmeden önce söylediği şucümleyi İngilizceye çevirt: “Hayal ettiğimiz ülke bu değildi...”Sonra sık sık tekrar et.

 

Emin ol insana çok iyi geliyor...

 

En azından yalnız olmadığını hissedersin.

 

SAYIN SAVCILAR EVİMDEKİ GÜLEN VE EKREM DUMANLI KİTAPLARINI NE YAPMALIYIM

 

 

SORUM şu:

 

 

 

Evimde Fetullah Gülen’in çeşitli kitapları ve Ekrem Dumanlı’nın sinema üzerine yazdığı bir kitap var. Dün, Hürriyet’teki köşemin hemen yanındaki bir haberden öğrendim ki, savcılar FETÖ iddiasıyla gözaltına aldıkları bir kişiye İkametinizde bulunan Fetullah Gülen ve Ekrem Dumanlı’ya ait kitaplar hakkında ifadenizi verin” demiş.

 

 

 

Haberin Devamı

Rejimin niteliklerini iyi öğrenmiş, devletine sadık, öğretilmiş bir çaresiz olarak ne yapmalıyım?

 

 

 

Bu kitapları bir “Otodafe ayini” ile ben mi yakayım mı, yoksa getirip devlete mi teslim edeyim...

 

Seçilmiş başkana domuz diyebilme hürriyeti

 

TAM BUGÜNLERDE BİR UMUT: ‘ERCAN SAATÇİ AKADEMİSİ’ 

 

- Çok genç yaşında, kurdukları Vitamin Türk popuna hiphop çizgilerini soktu...

 

- Sadece Türk popunun değil, Türk sanat müziğinin de en iyi bestecilerinden, icracılarından biridir.

 

- “Sayenizde” ve “Karakışlar” şarkıları, bana göre Türk popunun en iyilerindendir.

 

Torunlarımın babası Ercan Saatçi, sessizliğini harika bir girişimle bozdu.

 

Bir sanat okulu kurdu.

 

Adı, “Ercan Saatçi Akademisi”...

 

Afişine “Herkesin sanat okulu” yazmış.

 

Konservatuvar hazırlığı, Batı müziği eğitimi ve enstrümanları, ses eğitimi, Türk müziği eğitimi, fotoğrafçılık ve resim bölümleri olan bir okul bu. Ercan’ın pozitif enerjisini hep çok sevdim.

 

O enerjiyi insana geçirme sanatını da çok iyi bilir.

 

Eminim ambiyansı, atmosferi, renkliliği, dinamizmi ve gerçekten sanat âşığı yetenekli öğreticilerle harika bir okul olacak.

 

Ara sıra ben de gidip popüler kültür, müzik sosyolojisi konularında konuşmalar yapacağım.

 

Seçilmiş başkana domuz diyebilme hürriyeti

 

BU AKŞAM PARİS’TE O SALONDA OLMALIYDIM

 

BU gece Paris’te, Voltaire Bulvarı’nın 50 numarasında olmalıydım.

 

Bundan tam 1 yıl önce, 13 Kasım gecesi orada bir katliam yaşandı.

 

IŞİD’li caniler o binayı basıp konser dinleyen 89 kişiyi katlettiler.

 

İşte bu bina onarıldı. Katliamın izleri silindi ve bu gece yeniden konserlere açılıyor.

 

Açılış gecesinde Sting çalacak.

 

Ne yazık ki çok önceden verdiğim bir söz nedeniyle bu gece Londra’dayım...

 

Ama kalbim orada...

 

Sting bu gece konserini ‘Fragile’ şarkısıyla açıyor.

 

DAHA MI KARANLIK İSTİYORSUN MAKBER KADAR KARANLIK MI 

 

 

SON CD’sinde ölümün adını koymuştu.

 

“You want it darker...”

 

Daha karanlık mı istiyorsun?

 

Makber kadar karanlık bir yer mi?

 

Bir nakarat sonra cevabını da vermişti:

 

Öyleyse alevi söndüreceğiz...”

 

Üç nakarat sonra da şöyle demişti:

 

“Tanrım ben hazırım...”

 

Leonard Cohen’in 21 Ekim günü çıkardığı son CD’sinin adı ve açılış şarkısı buydu.

 

Kendi cenaze törenini hazırlayan bir adam gibiydi...

 

Biz zamanlar kavak yelleri esen başımıza “Uçur beni aşkın ta dibine kadar” nakaratını yazan adam da gitti...

 

Aşkı Suzanne’ın yanına...

 

İstediği makbere...

 

Bana da büyük hatıralar bırakan bütün müzisyenlerin arkasından söylediğim o küçücük cümle kaldı:

 

“Müzisyenler cennete gitmeli...”

 

Seçilmiş başkana domuz diyebilme hürriyeti

 

 

Yazarın Tüm Yazıları