Milli ve demokrat olmadan olmaz

HER Türk vatandaşı gibi, giderek korkuya varan bir endişe ile izliyorum.

Haberin Devamı

Her Türk vatandaşı gibi, bazen duygularım, öfkelerim kabarıyor.
Yapılan yanlışlıkları lanetliyorum.
Yine her Türk vatandaşı gibi, sakin, makul, akıllı yanım ağır basıyor.
Selahattin Demirtaş’ın insanları sokağa davet eden çağrısını tabii ki her Türk vatandaşı gibi öfkeyle izliyorum.
Onu izliyorum da, bize güven vermesi gereken İçişleri Bakanı’nın “Misliyle cevap veririz” lafı içimi rahatlatıyor mu.
Tam aksine, daha da artıyor endişelerim.
Endişe çizgisini geçip, korku ve kâbus hudutlarına dayanıyor.

* * *

On gün ayrılıktan sonra Türkiye’ye dönüşümde, beyaz bir kâğıda dönüşmüş hafızam yine kargacık burgacık laflarla dolmaya başlıyor.
“Yahu arkadaş, nerede o akıl, o mantık” diye soruyorum.
Nerede bu ülkenin menfaati..

* * *

Haberin Devamı

Sonra şu soruyu soruyorum:
“Hepimiz, hepiniz sadece kendi cephelerimizde, kendi mevzilerimizde sıkışıp, şahsi düşmanlıklarla, kişisel ihtiraslarla, kibirle, burnumuzdan kıl aldırmaz bu nobran ruh haliyle mi yaşamaya devam edeceğiz...”
Arkadaş, bil ki yaşayamayız...
Bil ki, hepimizin, evimiz, sığınağımız o mevziler, o kurşun ve top mermisi geçirmez sandığımız ‘bunker’ler, ağır ve habis bir ruh halinin istilası altında.
Akıl ve mantık kapıdan içeri sokulmuyor.
İşte öyle anlarımda, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin seçim öncesi söylediği bir söz aklıma geliyor:
“Bu ülke milli olmadan yönetilemez, demokrat olmadan kalkınamaz...”
Dur hemen dudak bükme.
Söyleyen kişi bir muhalefet lideridir diye elinizin tersiyle itmeye kalkma.

* * *

Hayatımda hiçbir zaman MHP’ye oy vermedim.
Ama benim gibi yap.
Düşün biraz bu cümlenin manası üzerine...
Bir de küçücük de olsa bir ders çıkarmaya bak şu yaşadıklarımızdan.
Bir düşün...
Nerede yaşamak istersin.
Şu eli bıçaklı, insan kalbi yiyen fanatiklerin alikıran başkesen olduğu, terör ve savaşın her gün hiç bitmeyen bir metastazla yayıldığı Ortadoğu’da mı.
Yoksa Avrupa Birliği’nin sakin, dengeli, makul, demokrat, özgür, bireye saygılı, inanca saygılı ikliminde mi.
Eğer Avrupa Birliği diyorsan ve bu kesin cevabınsa, o zaman lütfen şu yandaki yazıyı da oku.

Haberin Devamı


Hem Allah’ın ipine sarılmak hem de Cumhuriyet’in ipine


EĞER orası değil, burası diyorsan, al Avrupa Birliği’nin son İlerleme Raporu’nu..
Orada madde madde yazılmış.
At içinden o kamplaşmış, kutuplaşmış duyguyu, madde madde oku...
Görecek, anlayacaksın ki hepsi makul, hepsi mantıklı, hepsi Türkiye’nin menfaatine olan tespitler.

* * *

O yüzden, henüz kapkara hale gelmemiş hafızamla buradan haykıracağım.
-Ey Türkiye...
“Milli” olan, sana ait olan, Kurtuluş Savaşı’ndan beri seni sen yapan o ortak değerlere sahip çık.
Küçümseme onu, küçümseyeni ayıplamayı da öğren artık.

* * *

-Ey Türkiye...
Sen, laikliğe sahip çıkıp da, bayrağa sahip
çıkıp da, başörtüsüne, inancın özgürlüğüne burun kıvıran modern, seküler, Atatürkçü sen.
Ben de yani...

* * *

Haberin Devamı

-Ey Türkiye...
Sen, kızının türbanına, eşinin başörtüsüne, Kuran kursuna sahip çıkıp da, laik değerlere burun kıvıran, Atatürk’ü, Cumhuriyet’i edepsizce, nankörce ayaklar altına almaya kalkanlara sesini çıkarmayan, hatta o irkiltici müstehzi bakışınla gizli gizli onaylayan sen...

* * *

-Ey Türkiye...
Hepimiz... Gelin hep birlikte...
Hem Allah’ın ipine sarılalım...
Hem de Cumhuriyet’in ilkelerine...
Allah’a değil de Tanrı’ya inanan arkadaş.
Ve sen Allah’a inanmayan arkadaş... Sen de kendi inancına, kendi inançsızlığına sarıl...

* * *

Arkadaş, sanma ki, bu ikisi birbirinin akıyla karasıdır.
Hayır bu ikisi birbirinin can kardeşi, Siyam ikizi, aynı yumurtanın ikizleridir...

* * *

Haberin Devamı

Ey Türkiye, öğren artık milli olmayı... Korkma o kelimeden.
Bir de demokrat olmayı...
Gerçek demokrat.
Vicdan sahibi, adil, hukuka dayalı, hesap soran, hesap veren, şeffaf ve çoğulcu bir demokrasinin 21’inci yüzyıl vatandaşı...
Arkadaş, “istikamet neresi” hâlâ bilmiyor musun.
Yaşadığın ve hâlâ atlatamadığın onca badireden, doğu sınırının iki adım ötesine yerleşmiş, Peşaver’den, o kapkara adamlardan sonra, hiç olmazsa “istikametinin neresi olmadığını” öğrenemedin mi...
Hâlâ anlamadın mı o Ortadoğu batağında sana kurulan tuzakları, seni oraya kendi yanına çekmek isteyen o karanlık provokasyonu...

* * *

Unutma...
Türkiye milli olunmadan yönetilemez.
Demokrat olmadan kalkınamaz...
Hiç olmazsa bu sese kulak ver...
Öteki ses, Türkiye’yi nerelere götürüyor görüyorsun.
Biraz da başka seslere kulak ver...
Belki de hepimizin yanlışları yanında doğruları da var.
Ve aradığımız huzur, aradığımız ortak vatan, mensubu olmakla övüneceğimiz toplum, ait olacağımız kimlik bütün bu seslerin kakofonisinden doğacak...

Yazarın Tüm Yazıları