Kabataşçı arkadaş bir ses de senden bekliyorum

KARŞIMIZDA öyle bir kafa var ki...

Haberin Devamı

Kendinde, hamile bir kadına, “Burada spor yapmayacaksın” deme cüretini bulmuş...

Derdim maraza çıkarmak, ona buna laf sokuşturmak değil...

Nereden bulmuş, kim vermiş diye sormayacağım...
 
Sadece diyeceğim ki, “Bu kafa, Ege’nin ortasına kadar inmiş”...

Milletin parkı, onun gözünde “kamusal alan” değil, “kamusal âlem...”

O kıllı parmağını kızımıza, eşimize, kardeşimize, arkadaşımıza sallayıp diyor ki... “Bu kamusal âlemin kralı benim...” “Benden sorulur bu âlemin ahlakı, namusu, iffeti...”

Sen... Bir zamanlar, kamusal alandaki zaptiyeden çok çekmiş muhafazakâr kardeşim...
Sen... Kabataş’ta, bir kadına kamusal alanda saldırıldığı yalanında bile ayağa kalkıp, o meydana inen arkadaşım...

Bir kamusal alan yalanı bile seni bu kadar öfkelendirdiyse, şimdi bu kamusal alan gerçeği karşısında susma, pısma, yükselt sesini...

Yükselt ki...

Jakoben zaptiyeden kurtardığımız kamusal meydanımız, şimdi kendini muhafazakâr âlemin kralı sanan bu soytarıya, bu hayduda kalmasın...

Bir ses de senden bekliyorum...


SAYIN CUMHURBAŞKANI BU DEFA SORDULAR MI
“GAZZE’ye yardım” adı altında yaptıkları birinci eylem, hem Türkiye’ye hem Gazze’ye pahalıya patladı.

Dokuz insanımız hayatını kaybetti.

Ülkemiz tarihinin en büyük diplomatik felaketlerinden biriydi “Mavi Marmara” olayı...

Sorumsuz bir derneğin felaketle biten sorumsuzluğu olarak tarihimize geçti.

Şimdi aynı şeyi bu defa Halep için yapmaya çalışıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, birincisi için “Bize mi sordunuz” demişti...

Merak ediyorum...

Bu defa sordular mı...

IHH’daki arkadaşlar...

Siz sormadıysanız ben söyleyeyim. Bilin ki, bu defa da yaptığınız işin Halep’teki insanlara yararı değil, zararı olacak.

Türkiye ile Rusya’nın arası henüz düzeliyor, yine bozacaksınız.

Umarım bu defa can kaybı olmaz.

Eğer samimiyseniz, eğer oradaki insanlara yardım etmek istiyorsanız, bu savaşın bir an önce bitmesi için çalışın.

Halep’ten sonra savaş artık sonuna yaklaşıyor.

Lütfen yaptığınız işin, savaşı uzatacak, daha fazla can kaybına neden olacak bir provokasyona dönüşmesine izin vermeyin.

İleride tekrar “Bize mi sordunuz” gibi bir soruya muhatap olmayın...


CENNETE KADAR İSMET ABİ
SİYASETÇİYDİ...

Hem de büyük siyasetçi...

Haberin Devamı


Hoşgörünün, uzlaşmanın, vefanın, saygının erdem sayıldığı bir dönemin son Mohikanlarından biriydi İsmet Sezgin...

Kayınpederim 5 dönem CHP milletvekilliği yapmış rahmetli Hüdai Oral’ın neslinden bize kalan son insanlardandı yani...

Otuz yıl siyaset yapıp da servet yapmayan...

Devletin en üst düzeylerinde yıllarca görev yapıp da arkasında kimsenin “ahını” bırakmayan...

Ankara’nın gri ve vasat ortamında siyaset yapıp da hep renkli kalabilen....

“Vefasızlığın” en yüksek siyaset sayıldığı bir mahallede, insan ruhunun en derinindeki vefayı yüreğinden eksik etmeyen...

Merkez sağda siyaset yapıp da en soldaki insanın ruhuna da bakabilen...

Cumhuriyetçiliğin ve laikliğin muhafazakâr insanların da en büyük değeri olduğuna gönülden inanmış bir insandı...

AP'li kızı Seynan’la, CHP’li Hüdai Oral’ın kızı eşim Tansu, kardeş gibi arkadaşlarsa bugün...

İşte bu, siyasetin yüce bir iş, siyasetçinin erdemli bir insan olduğu dönemlerin mirası sayesindedir.

Ben... Bu fani arkadaşınızsa...

Sadece “İsmet Abimi” değil, pazar yazılarımın en sıkı okurlarından birini de kaybettim.

Abilerin abisini yani...

Türk siyasi tarihine, Hürriyet’in “Kasıma kadar İsmet Abi” manşeti ile geçmişti.

O eşsiz mizahı, yumuşacık hoşgörüsüyle hep birlikte gülmüştük bu manşete...

İnsanlığı ile, yardımseverliği ile, hoşgörüsü ile şimdi asıl manşeti hak ediyor:

“Cennete kadar İsmet Abi...”

Nur içinde yat sevgili İsmet Abim...

Fazla acı çekmedin ya...

Tek tesellimiz de o işte...


CAMBAZ MIYIM YOKSA, YOKSA DERTLİ Mİ
KANAT Atkaya ve Oray Eğin, “Mor ve Ötesi” olayını yeniden gündeme taşıdılar.

Son günlerde ben de onların yeni çıkan “Kayıtlar”ını dinliyorum.

Çevremdekiler onların “Cambaz” ve “Bir Derdim Var” var şarkısı arasında bölünmüş durumda.

Genel Yayın Yönetmeni’yken “Cambaz”dım...

Şimdi Yeni Türkiye beni “Bir Derdim Var”cı yaptı.


GEÇ KEŞİFLER
Fazıl Say’ın “Kumru Op. 12/2”si. Türkiye’nin öldürücü gürültüsünden kaçmak, bir huzur gettosuna sığınmak mı istiyorsunuz... İşte burasıdır.

Cole Porter’ın “Begin the Beguine” bestesinin çeşitli yorumları. En çok Sheryl Crow yorumun seviyorum. Bunu YouTube’dan dinleyebilirsiniz. Spotify’dan bulabileceğiniz Jennifer Antkowiak yorumu da çok iyi. Latin yorumu ile “Tony Evans” enstrümantal yorum, özellikle Beegie Adair’inki.

Yazarın Tüm Yazıları