İnanın şunu başarabiliriz

AÇIK konuşalım, hepimizin kolu, şurası burası kırık...

Haberin Devamı

Hiçbirimizin kırık kolu, yen içinde kalmasın...
Bu devlet hepimizin devletidir ve bu devlet yıkımın eşiğindedir...
Raylar yerinden çıkmış, devlet treni de yerinden çıkmış raylardan çıkmak üzeredir..
Ama içiniz rahat olsun...
Bu devleti yeniden inşa edebiliriz.
Yapacaklarımız da şundan ibaret:
* * *
Hemen adil bir yargı reformu:
Öyle bir hale geldik ki, herkesin alınacak öcü, sorulacak hesabı var...
Yani arkadaş...
Hepimizin adil bir yargıya ihtiyacı var...
Önce oradan başlayacağız...
* * *
“Başkan baba” değil, “anne cumhurbaşkanı”:
Oylarımızla karar verdik.
Başkanlık sistemi istemiyoruz. Başkan baba değil, milletine ayrım yapmadan ana şefkati gösterecek bir cumhurbaşkanı istiyoruz.
* * *
“Yüzde 43 aldım, istediğimi yaparım”a son:
Parlamenter sistemin kırmızı çizgilerini çok güçlü biçimde çizeceğiz.
Yüksek baraj indirilecek, çoğunlukçu değil, çoğulcu bir parlamenter demokrasi kurulacak.
* * *
Komşuda zafer namazı değil, barış sofrası:
Yanlış işler yaptık. Bölgemiz Afganistan’a döndü... Komşularımızın neredeyse hepsi bizden nefret ediyor.
Öyleyse bu yanlış dış politikayı düzelteceğiz.
* * *
Akrabaya, eşe dosta, partiliye değil, hak edene:
Kabul edelim, kötü bir “Senin benim bizim oğlan” dönemi geçirdik.
Yakasına parti rozeti takana, elinde “hamili kartı” bulunana bol keseden kıyak çekildi.
Artık hak edene yol açılacak.
* * *
Onun paraleline de bunun paraleline de hayır:
Eğer, “Cemaatin paralel eğitimi” kötüyse, başkasının kurmaya çalıştığı paralel eğitim de kötüdür...
Eğer Cemaat’in polisi, yargısı var diye şikâyet ediyorsan, bir partinin hâkiminden, savcısından, polisinden de şikâyet edeceksin.
İster Cemaat, ister parti veya Saray, her tür paralel yapılanma kesinlikle önlenecektir.
* * *
Havuz lağımlarını dezenfekte:
Kabul edelim, devletin birilerinin babasının malı gibi yönetildiği bir dönem geçirdik.
İmtiyaz ve kıyak havuzlarından akan lağımların pis kokuları bütün yurda ve dünyaya yayıldı.
Tarihimizin bu utanç verici havuz dönemi, bir daha açılmamak üzere kapanmalıdır.
* * *
Maliye Bakanlığı’na Kalaşnikof yasağı:
Milletin vergilerinin emanet edildiği Maliye Bakanlığı, bir dönem, iktidarın muhaliflerine, kızdıklarına haddini bildiren bir Kalaşnikof’a çevrildi.
Maliye Bakanlığı yepyeni bir zihniyetle ve yeniden kurulacak. Bir daha hiçbir iktidarın bu silahı kullanmaya tevessül edemeyeceği bir yapılanma ve zihniyet gelecek.
* * *
Korku imparatorluğunun dibine kibrit suyu:
İnsanlar özgürce yaşayabilecek, özgürce ifade edebilecek, medyası özgürce yayın yapabilecek.
Artık kimse kızdığına höt zöt edemeyecek, hedef gösteremeyecek.
İktidar da demokrasi ve hukuk sınırlarına çekilecek, medya da...

Haberin Devamı


Karşıyakalılardan harbi bir özür yazısı

Haberin Devamı

KARŞIYAKALI kardeşim...
Senden, hepinizden çok özür dilerim.
Bu yazıyı, daha o gün, yani şampiyonluk kupasını kaldırdığın an yazmalıydım.
O da yetmezdi...
Bir İzmirli olarak, o gece ya maçın yapıldığı salonda ya da Karşıyaka’ya kurduğun o dev ekranın karşısında, senin yanında olmalı, seninle birlikte yaşamalıydım o anı...
* * *
İster akıl tutulması de, ister tembellik veya aptallık...
Ne istiyorsan onu de, yemin ediyorum, alınmam..
Hakkındır...
Sen ne diyorsan da o lafı hak etmişimdir...
Düşün, Anadolu’dan bir basket takımı çıkıyor ve milyonluk devleri yıkıp şampiyon oluyor ve bu İzmirli kardeşin uyuyor...
* * *
Arkadaş, önce, geç de olsa o gecenin heyecanı ve coşkusuyla kutlarım...
Yaşayın, var olun...
Sonra özür dilerim arkadaş...
Bana ders oldu...
* * *
İyi ki bu gazetede bir Fatih Çekirge var, iyi ki bir Deniz Sipahi var da, o gece İzmir’in coşkusunu Hürriyet’e taşıdılar.
Onları okurken inan utandım kardeşim...
Onlara da helal olsun...
* * *
Sana da teessüf ederim, spor servisimizin yöneticisi Mehmet Aslan...
Bir telefon açıp “Ağabey, senin İzmir’inin takımı finali oynuyor, izleyip yazar mısın” diye sormuyorsun be arkadaş...
* * *
Karşıyakalı kardeşim, borcum olsun...
Artık gözüm de gönlüm de Karşıyaka’da...
Bil ki, sen alacaklısın, ben ise borçlu...
Ve elimi kalbimin üzerine koyup söz veriyorum.
Borcum namusumdur...

Haberin Devamı

Aman ha Ahmet, tavsiyem bir daha ‘yüzde 52’ deme


AHMET Hakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen gün “Ben yüzde 52 alarak seçilmiş Cumhurbaşkanıyım” demesine takılmış.
Özetle, “Eğer seçim kampanyasına girip seçimi başkanlık referandumu haline getirmeseydin, haklı olabilirdin. Ama aksini yaptın ve artık oyun yüzde 40” diyor.
Sevgili Ahmet, aman ha “yüzde 52” lafını telaffuz etme...
O edebilir, sen edersen, başka tarafa çeker.
Malum, Mursi vaziyeti var...
Tavsiyem, benim yaptığım yap.
“Yüzde 51 küsurla seçilen Cumhurbaşkanı” de...
De ki başka yere çekmesinler...

Yazarın Tüm Yazıları