Hani o günler var ya işte o günleri çok özlüyorum

O gün...

Haberin Devamı

Yani Ergenekon davasının savcılığını yaptığınız günlerde...

 

- Eğer Fransa, Türkan Saylan Hoca’ya yapılan bu zulüm nedir deyip büyükelçisini geri çağırsaydı...

 

***

 

O gün...

 

- Eğer İngiltere, Ali Tatar’a, Kuddusi Okkır’a, daha yüzlerce insana yapılan zulmü protesto edip büyükelçisini geri çekseydi...

 

***

 

O gün...

 

- Eğer ABD, Gezi Parkı’nda öldürülen çocuklar için “Yeter artık” deyip büyükelçisini merkeze alsaydı...

 

O gün...

 

Haberin Devamı

- Eğer Tunus, “Cüppeli Ahmet Hoca’yı neden hapse attınız” deyip büyükelçisine “Hemen geri dön” deseydi...

 

***

 

- Bugün bir Müslüman ülke çıkıp “Fethullah Gülen’e nedir bu yaptıklarınız” deyip büyükelçisini geri çekmeye kalksa...

 

***

 

Ne cevap verirdiniz?

 

Muhtarlar toplantısında, öteki toplantılarda söylenenlerden artık ne diyeceğinizi biliyoruz:

 

“Hadi siz yolunuza biz yolumuza...”

 

***

 

Bütün dünyayla yollar işte böyle ayrılır.

 

***

 

Oysa siz bir zamanlar “medeniyetler buluşması”nın eşbaşkanı, yolları ayırmanın değil, küresel bir insanlık meydanında buluşturmanın rehberi değil miydiniz?

 

O günleri çok özlüyoruz...

 

Haberin Devamı

‘BOŞ GEZENİN BOŞ KALFASI’ KURUMLARINDAN BİRİNİ EKSİK YAZMIŞIM TAMAMLIYORUM

 

DÜN, devlette “Boş gezenin boş kalfası kurumlar” listesi vermiştim.

 

Dün Mehmet Yılmaz’ın yazısını okuyunca anladım ki birini eksik yazmışım.

 

“TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu...”

 

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı defalarca davet etmiş ama o gelmemiş.

 

Ayrıca Kamu Güvenliği Müsteşarı ile Emniyet Genel Müdürü’nü de çağırmışlar.

 

O da gelmemiş.

 

Yerlerine yardımcılarını göndermişler.

 

Şimdi merak ediyorum, bu kişileri Cumhurbaşkanı çağırsa ne yaparlar?

 

Bildiniz değil mi...

 

Koşa koşa giderlerdi.

 

TBMM’nin iki ayrı komisyonu Aydın Doğan ve beni 2 ayrı konuda davet etmişti.

 

Gitmeme hakkımız olduğu halde gittik.

 

Haberin Devamı

Bu da yazılacak yeni anayasanın genel çerçevesini gösteriyor.

 

TBMM’nin zerre kadar itibarı olmayacak.

 

TBMM’NİN İTİBARININ ZİRVEDE VE EN DİPTE OLDUĞU İKİ GÜN

 

- ZİRVEDE OLDUĞU GÜN:

 

1 Mart 2003 günü.

 

Başkanlık koltuğunda Bülent Arınç oturuyor. Irak tezkeresi oylanıyor.

 

Birçok AKP’li milletvekili, genel başkanlarının talimatına rağmen hayır oyu kullanıyor.

 

Ana muhalefet partisi CHP, yakalarında kırmızı karanfillerle salona giriyor ve hayır oyu kullanıyor.

 

Tezkere reddediliyor.

 

EN DİPTE OLDUĞU GÜN:

 

Yüce Meclis, devletin bürokratlarını komisyonda dinlemeye çağırıyor. Biri bile gelmeye tenezzül etmiyor.

 

BUGÜNLERDE

 

PHUKET’te detoks günlerinde Annie Lennox’un eski bir şarkısını yeniden keşfettim.

 

Haberin Devamı

“I cover the waterfront”...

 

Hafif cazımsı...

 

Yüksek volümle dinlendiğinde, Lennox’un sesi ve trompet denilen enstrümanın muazzam gücü öyle harika bir duet yaratıyor ki...

 

Tam bugünler için.

 

Özellikle gece yarıları.... Dinleyin siz de hissedeceksiniz...

 

Neyi mi...

 

Yalnızlığın gücünü...

 

- Spotify “Jazz in midnight” listemde bulabilirsiniz...

 

AKİF BAK SEN İNDİN AMA BEN BAŞKANIN A330’UNA BİNDİM

 

BİR zamanlar Akif Beki’ye çok özenirdim.

 

Başkanın A330 mürettebatının daimi kadrosundaydı.

 

Şimdiyse Vahap Munyar ve Verda Özer’e özeniyorum.

 

Verda’dan gizli gizli, “Başkanın A330’una binme dersleri” alıyorum.

 

Sonucunu da aldım.

 

Dün nihayet, “Başkanın A330’una” bindim.

 

Haberin Devamı

Ama bu Fenerbahçe Cumhuriyeti Başkanı Aziz Yıldırım’ın uçağıydı.

 

Kulüp başkanı ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Berlin’e uçtum. Ayrıntıları ve Hürriyet’e özel bilgileri spor sayfalarımızda okuyabilirsiniz.

 

JON SNOW’UN YENİDEN HAYATA DÖNÜŞÜNDE İLK SÖZÜ

 

ÖNCEKİ akşam “Game of Thrones” (Taht Oyunları) dizisinin 6’ncı sezonunun 2’nci bölümünü seyrettim.

 

Hani o günler var ya işte o günleri çok özlüyorum

 

Dizinin ender olumlu kahramanlarından biri olan “Jon Snow”, yenildiği bir savaş dönüşü kendi arkadaşlarının ihanetine uğrayıp öldürülmüştür.

 

Ancak cesedi taş masanın üzerine bırakıldığında tekrar hayata döner.

 

Sonra kendisine ihanet etmeyen bir bilge büyüğü ile arasında şu konuşma geçer:

 

- JON SNOW: “Neden öldüğümü bilmiyorum. Neden tekrar hayata döndüğümü de bilmiyorum.”

 

- BİLGE BÜYÜK: “Bazı şeylerin neden olduğunu bilmemize gerek yok. Önemli olan dönmen. Şimdi kılıcını al ve düşmanlarını yen.”

 

- JON SNOW: “Denedim ama başaramadım.”

 

- BİLGE BÜYÜK: “Hiç önemi yok. Kılıcını yeniden al ve git yeniden yenil.”

 

İsterseniz, “Yenilen pehlivan güreşe doymaz” gibi saçma bir atasözü ile yorumlayın.

 

İsterseniz şöyle:

 

“Her büyük başarının başında, ortasında veya sonunda başarısızlıklar da olabilir.”

 

Bazen yenilmek de onurlu bir şeydir...

 

Yeter ki onursuz olmasın...

 

Bir tek aşk hariç...

 

O, onursuz da olabilir.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları