Bu yazıda ben yokum

“KISASI şöyle: Devlet Terörü. Erdoğan’ın şu andaki büyük başarısının, muhaliflerini susta durdurmasının kısacık sırrı bu.

Haberin Devamı

(*) Daha uzununu istiyorsanız:
1) Seksen yıl aşağılanmak yüzünden şimdi ‘Aman AKP gitmesin’ diyen nüfusun yarısını maneviyatla ve/veya menfaatle doyurma;
2) Hırsızlığa, hukuksuzluğa, baskıya karşı çıkan diğer yarıya devlet terörü.”

***

Cumhurbaşkanı’nın yeminli trolleri, kefenli müritleri...
Sakın ola ki bu yazdıklarıma bakıp anında lince başlamayın.
Sözler bana ait değil.
Bana değil, daha düne kadar Sayın Cumhurbaşkanı’na çok destek vermiş, onun sevgisini, saygısını kazanmış biri söylüyor bunları.
Daha dün “en dürüst, en güvenilir” insanlar listesine, hem de onun onayı ile girmiş bir aydının duyguları bu.
Bugüne kadar hep tek başına yaşamış, bildiğini söylemiş, kimseye müdanası olmayan bir aydın.

***

Adı Baskın Oran...
Dün, o bir “akil insan”dı...
Dün onun “akil insanıydı...”
Bugün aklın yolunun akil insanı...

***

Evet Baskın Oran geçen cumartesi günü Radikal gazetesinde, “Uzun adamın büyük başarısının kısa sırrı” başlığıyla yazdığı yazıda, Türkiye’nin “yeni rejiminin sırrını” böyle açıklıyor. “Devlet terörü...”

***

Peki bu devlet terörü, bu baskı, bu korkutma sindirme...
Yani bu yeni rejim nereye kadar gider?

***

Cevabı yine “eski akil insan” veriyor:
“Bu ‘Bana sevdanın yolları, sana kurşunlar’ tablosu Erdoğan Rejimi’nin kaçınılmaz akıbetinin de sebebi olacak. Çünkü ne denli amansız olursa olsun hiçbir rejim nüfusun yarısını ezerek devam edemez.”

***

Ey kefenli kefensiz, kravatlı kravatsız, sakallı sakalsız mürit...
Piyaniste ateş etme...
Bu yazıda ben yokum...
Çok güvendiğin eski dağlardan geliyor bu sesler...
Ve her gün çoğalıyor...

Haberin Devamı


Bir heykel penisi ile intikam nasıl alınır

BİR heykelin penisi ne boyda olmalıdır?
Lap diye tuhaf bir başlangıç oldu, başından alayım.
Cumhuriyet gazetesi “Pazar dergisi” 1500’cü sayısını kutladı.
Derginin eski yöneticileri, hikâyelerini anlatmış. Hepsini ilgiyle okudum.
Ama itiraf edeyim, en çok Tuğrul Eryılmaz’ın anlattığı olaya takıldım.
Derginin başında sadece bir yıl kalmış ama Allah için damgasını iyi vurmuş.

***

Olay şu...
Hasan Cemal ve ekibinin gidip, İlhan Selçuk ekibinin döndüğü yıllar, geldiği yıllar.
Tuğrul Eryılmaz, derginin sol muhafazakâr yüzünü yumuşatmak için bir konu arıyor...
Büyük devrimci Duygu Asena, “Kapağa çıplak bir erkek resmi koy” diyor.
Kapağa, bazı yerlerine farklı bir mankenin montaj edildiği bir Apollon heykeli koyuyorlar.
Amaç, erkeklerin de artık estetiğe merak sardığını anlatmak.

***

Ancak Apollon’un ucu kırılmış penisi sorun oluyor.
Yazıişleri bunu rahatsız edici bulmuş.
Bunu üzerine heykelin penisinin üzerine bir incir yaprağı koymuşlar.
Buraya kadar tamam da, Tuğrul Eryılmaz’ın şu sözlerine takıldım:
“Yukarının sansürüne incir yaprağının boyuyla cevap vermeye çalıştık.”
İsterseniz heykelin üstteki sansürlü haline bakıp intikamın büyük mü küçük mü olduğuna siz karar verin.

***

Biliyorum, incir çekirdeğini doldurmayan bir konu ama kabul edin ki, incir yaprağını iyi doldurmuş...
Nice Yıllara Cumhuriyet Dergi...

Haberin Devamı


Türkiye’nin en iyi üç restoranı

HÜRRİYET Pazar, yeni yıl değerlendirmesinde en iyi 3 restoranı da seçmiş. İçinde benim de bulunduğum jüri şu 3 restoranı seçmiş.
Petite Maison
Ristoranti d’Italia Massimo Bottura
Yeni Lokanta
Peki bu ne anlama geliyor...
Listeye hiç itirazım yok...
Bu 3 restoran da bana göre bu listeye girmeyi fazlasıyla hak ediyor.
Ama başka bir itirazım var.
Listedeki 3 restoranda “yeni mutfak” anlayışına sahip.
Demek ki ben dahil jüri üyelerinin çoğunluğu “yeni mutfak” düşkünüymüşüz.
Oysa çok iyi klasik restoranlar ve tatlar da var.
Galiba gelecek yıl, restoranları kategorilere ayırarak seçim yapmak
daha iyi olacak.

Yazarın Tüm Yazıları