Bedeli ne olursa olsun mu

Haberin Devamı

BU cümleyi yazın bir tarafa... Bugün pazar yazısı yazmayacağım.
Çünkü hepimizin, çocuklarımızın ve torunlarımızın yarınını hayati biçimde etkileyecek çok önemli bir gelişme var.


* * *


Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önceki akşam bir iftar yemeğinde coştu ve “birilerine” meydan okudu...
Hem de biz, yani bu ülkenin vatandaşlarının sırtından meydan okudu ve “birilerine” dedi ki:
“Bedeli ne olursa olsun orada devlet kurdurmayız...”


* * *


“Bir sabrımızı taşırmasınlar babalanması daha” geçip gidebilirdim.
Ama bu defa öyle değil...
Seçim sonuçları nedeniyle başkanlık ihtirası hüsrana uğrayan Erdoğan’ın neler yapabileceğini bilmesek de hissedebiliyoruz...
O nedenle vatandaş hakkımı kullanarak sormak istiyorum.


* * *


-Sayın Cumhurbaşkanı bedeli biz bu ülkenin vatandaşları ödeyeceğine göre, nedir ödeyeceğimiz bedel...
-Bu bedeli kim ve ne uğruna ödeyeceğiz?


* * *

Haberin Devamı


Bu ülkenin halkı gerektiğinde vatanı için ne bedeller ödeyeceğini Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı’nda gösterdi.
Gerektiğinde vatanımız için hangi bedel olursa onu ödemeye hazırız...
Ama, Sayın Cumhurbaşkanı bize söyleyin:
Bu bedeli yine son 3 yılın ihtirasları, akılsızlıkları için mi ödeyeceğiz...

Yeter artık son üç yılda şu ağır bedelleri ödedik


BU soruyu soruyoruz çünkü son 3 yılda zaten epey bedel ödedik.
-Ülkemizde 2 milyon Suriyeli var. Vergilerimizle onları barındırıyoruz.
-Ülkemizin adı, “terörist”e çıktı... Bedelini her birimiz ödüyoruz.
-Bu yıl turizmimiz feci durumda... Bu işten geçimini sağlayan 5 milyona yakın insan bedelini ödüyor.
-Ve bütün dünyada dehşet uyandıran IŞİD, Afganistan’dan beter bir cehennemi sınırımıza getirdi... Bedelini sadece biz değil, bütün dünya ödüyor.

Ey halkım, farkında mısın 8 ülkede büyükelçimiz yok


BİR de şunu çok iyi biliyoruz:
-Bu felakette, bizim dibe vuran akılsız Suriye politikamızın payı çok büyük...
-Mısır politikamız iflas etti.
-İsrail ile durumumuzu düzeltmeye çalışıyoruz ama biliyoruz ki, o da her an bir iftar nutuğuyla tepetaklak olabilir.
-İran’a meydan okuduk, sonra el ele gezdik, ama netice yok.
-Tam 8 ülkede büyükelçimiz ya istenmeyen insan ilan edildi ya da çekmek zorunda kaldık.
-Üstelik bunların üçü Avrupa Birliği üyesi ülkeler...
Önümüzde böyle bir tablo varken, Türkiye’yi savaşa sokacak yeni bir meydan okuma ne kadar mantıklıdır?

Haberin Devamı

Duydunuz mu, Amerika savaşa gönderecek Arap bulamıyor

BELKİ bazılarınızın gözünden kaçmıştır. Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı geçen hafta bir açıklama yaptı.
Pentagon, Irak ve Suriye’de eğitmek için adam bulamıyor.
Yani güya ülkelerine demokrasi getirmek için mücadele eden ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) ne Esad’a, ne IŞİD’e karşı savaşacak insan toplayamıyor.
Siz bakmayın bizimkilerin o “Şöyle eğiteceğiz, böyle eğiteceğiz” masallarına...
Bugün Suriye denkleminde ÖSO yok...
Orayı kendi ellerimizle IŞİD belasına terk ettik. O yetmiyormuş gibi şimdi bir de onların yerine biz savaşacağız... Bizim çocuklarımız ölecek...
“Bedeli ne olursa olsun” cümlesinin öznesi, çocuklarımızdır.

Haberin Devamı

Irak savaşına girmeyen Meclis Suriye savaşına girecek mi


ARTIK çok iyi biliyoruz ki, bizi bu batağa sürükleyen şey, ne yazık ki, dış politikamızın tamamen şahsi ihtiraslara ve iç politikaya kurban edilmesidir.
Seçimler göstermiştir ki, halk bu dış politikayı ibra etmemiştir.
O nedenle Türkiye böyle bir meydan okuyacak, savaşa girecekse, bu kararı, bu politikanın eski mimarları değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi almalıdır.
Biliyorum diyecekler ki, Meclis’in çıkardığı bir tezkere var...
Hayır efendim o tezkere, “Bedeli ne olursa olsun” tezkeresi değildi...
Hepimiz biliyoruz ki, Türk ordusu böyle bir akılsızlık sonucunda Suriye toprağına girerse, sadece Arap dünyası değil, Rusya’sı, İran’ı, Avrupa’sı da karşımıza dikilecek.
Zaten IŞİD yüzünden “terörist”e çıkan adımız, bu defa istilacı haline dönüşecek.
Beyler, aklımızı başımıza alalım...
Bu işin konuşulacağı yer, oy verenlerin yüzde 90’ından fazlasının temsil edildiği TBMM’dir...
İkinci Körfez Savaşı’na girmemenin şerefini taşıyan Meclis, Suriye’de savaş kararının da şeref ve sorumluluğunu yüklenmelidir.
Yok artık öyle iki dudak arasından iftar babalanmaları...

Yazarın Tüm Yazıları