Barış süreci mi Sevr muahedesi mi

‘ÇÖZÜM süreci’ dedik...

Haberin Devamı

Canıgönülden destekledik.
Öyle şeyler gördük ki, görmezden geldik...
Öyle şeyler işittik ki, duymazdan geldik.
Ta şuramıza kadar öyle şeyler geldi ki, dilimizi tuttuk, kan kustuk, kızılcık şerbeti dedik...


* * *


Hadi itiraf edelim...
İçimizden bir ses hep “Barış süreci zordur... Dayan” dedi...
O sesi dinledik.
Hadi biraz daha itiraf edelim.
Biraz da korktuk.
AKP trollerinin “Barış sürecini torpilliyorlar” iftiralarından korktuk, korkmasak bile çekindik.
Ama ne zaman ki, sokak ortasında kalleşçe vurulan o sivil kıyafetli 3 askerimizin yerde yatan cansız bedenlerinin fotoğraflarını gördük.
Ne zaman gencecik bir askerimizin, gencecik hamile karısının gözü önünde kalleşçe şehit edilişine tanık olduk.
İşte orada dur arkadaş...
Kusura bakma ama artık dilimin ucuna gelen o sesi şahın gelse durduramaz...
Haykıracağım...


* * *

Haberin Devamı


Arkadaş, biz ne yapıyoruz...
Aynı bayrak altında kardeşçe, yan yana yaşama protokolü mü...
Yoksa Sevr Muahedesi mi..
Biz ne yapıyoruz arkadaş...
Bilmeden bir savaş kaybettik de, alnımızda bir piştov, bir tren vagonunda onun teslim antlaşmasını mı imzalıyoruz...
Cephede kaybetmediğimiz onurumuzu, masada vermeye mi zorlanıyoruz...
Nedir bu...


* * *


Her gün üç-beş askerimiz o bölgede derin PKK’nın faili meçhulüne kurban gidecek...
Kalleşçe vurulacak...
Ve bu bize hâlâ barış süreci olarak kakalanmaya çalışılacak...
Bak kardeşim...
Bu ülke, tarihinde bir defa Sevr Antlaşması imzaladı...
İkincisinin ne olduğunu da bütün dünya gördü.
Eğer oturup 21’inci yüzyıla yakışan doğru dürüst bir birlikte yaşama protokolü yapacaksak...
Niyetin gerçekten buysa...
Söyle o kukuletalı kalleş katiline, bıraksın artık bu korkak cinayetleri...
Bil ki buramıza geldi...
Bil ki içimizdeki öfke, iktidarın artık bıkkınlık veren “Sabrımızı sınamasınlar”, “Kanları yerde kalmayacak” demagojileriyle geçiştirilecek gibi değil.

Sevgili İzzet bak sana bir hikâye anlatayım


Barış süreci mi Sevr muahedesi mi

Haberin Devamı

İZZET Çapa dünkü Kelebek’te, “Süleyman Demirel’den demokrat siyasetçi çıkmaz” diyor.
Genç adamdır, tabii ki görüşüdür, saygı duyarım.


* * *


Ben “Çıktı” diyorum...
Sevgili kardeşim, eminim şu şarap hikâyesini sen de biliyorsundur.
Adamın önüne iki şişe şarap koyup sormuşlar:
“Sence hangisi daha iyidir...”
Adam şişelerden birini açıp tatmış ve hiç düşünmeden “Öteki” demiş.
“Ama öteki şişeyi tatmadan nasıl anladın” diye sorulunca, “Şu tattığım şişeden daha kötüsü olamayacağı için o daha iyidir” demiş.


* * *


Şimdi bize son 6 yıldır demokrasi diye yutturulmaya kalkışılan ara rejimi gördükten sonra, elini vicdanına koy ve söyle...
Demirel mi demokrattır, yoksa öteki mi...
Hâlâ karar veremediysen, gel şu senin örneklerine bakalım.


* * *

Haberin Devamı


Çetin Altan örneğine bak ve şu soruya cevap ver:
“Demirel’le mücadele ettiği, onun hakkında en ağır yazıları yazdığı halde, o dönemde hapse girdi mi? Yazdığı gazeteden kovuldu mu? Sırtına Ergenekon, Balyoz şu bu diye yaftalar yapıştırıldı mı...”


* * *


Şuna da bak...
Kim “Yollar yürümekle aşınmaz” demiş ve o günün gençleri bizler de yürümüşüz, hatta partisinin Kızılay’daki binalarını taşlamışız ve sonra elimizi kolumuzu sallayarak evimize dönmüşüz...
Kimin döneminde sokağa ekmek almaya çıkan 14 yaşında çocuk bile evine tabutta dönebilmiş...


* * *


Yahya Demirel örneğini vermişsin... Ona da bakalım...
Demirel başbakan olduktan sonra bir savcı çıkıp Yahya Demirel dosyasını kapatabildi mi...
Ceza alıp hapse girmesine mani olabildi mi...
Mazisinde hesabını veremediği ayakkabı kutuları, sıfırlama olayları, ceplerine dolar tıkıştırılmış takım elbise vakaları var mı...
İşte kendisi orada...
Bakanlarının bir bölümü hâlâ hayatta...
Bir bak lütfen giydikleri elbiselere, ayakkabılara...
Git bak oturdukları evlere...
Demokrasi, aynı zamanda maziden temiz hal kâğıdı almaksa eğer, orada mütevazı ve tertemiz bir siyaset diploması, tarihin verdiği temiz bir bonservis göreceksin.
Bak bakalım bunca yıl sonra kim temiz hal kâğıdı almış...
Kimin, kirlenen renkler yarışında “beyazı” daha şimdiden finişe kalkmış, birinciliği kimseye kaptırmamış...


* * *

Haberin Devamı


Ha... “Beyaz” kelimesinin Türkçedeki öteki karşılığını da biliyorsun değil mi...
Ben de biliyorum da, korkumdan ağzıma alamıyorum...


* * *


Bir de son cümle...
Sanma ki hakkında bunları yazdın diye Demirel sana kızar, köpürür...
İşinden attırmaya kalkar...
İstersen aç yarın telefonu... Karşında bulursun...
İnan bu bile, siciline “demokrat” yazılmasına yeter...

Yazarın Tüm Yazıları