Bak arkadaş, felaketin olur

HAYATIM boyunca sigara içmedim.

Haberin Devamı

Ama o sigara sahnesi var ya, hani Cumhurbaşkanı’nın sokakta yürürken genç insanları azarladığı sahne...
O sahne koydu bana...

* * *

O günden beri düşünüyorum...
Şu iflah olmaz saf yanım var ya, kendi kendine homurdanıyor.
Diyor ki:
Ah o Reis’le bir karşı karşıya gelebilsek.
O, kibir dağından birkaç basamak aşağı inebilse. Ben şu umursamazlığımdan birkaç basamak yukarı çıkabilsem.
Zararı yok o yukarıda olsun ben aşağıda, yeter ki, bağırmadan çağırmadan sesimizi duyacağımız makul bir mesafede olsak, şöyle sakin bir muhabbet edebilsek...

* * *

Ona derdim ki:
Bak kardeşim, uğraşma sokaktaki delikanlı ile...
Hele hele yanında karısıyla, sevgilisiyle, yavuklusuyla oturan o sakin delikanlı var ya, sakın ola laf atma...
Adı üstünde, delikanlıdır o çocuk.
Tamam sen Kasımpaşalısın... Bil ki, onun da bir mahallesi var...
Tamam senin iyi bir mahalle raconun var, dilin, belagatin afili..
Ama onun da bir raconu var, o raconun da bir dili...
Kafedeki her çocuğu miting meydanının kefenlisi sanma...
Bil ki senin öfken varsa, onun da delikanlı gururu vardır.
Yediremez o azarı gururuna, kursağından geçmez o fırça...
İşte o çocuk var ya, o delikanlı çocuk... Sana tavsiyem, uğraşma onunla, yanındaki Topbaş’ı dinle, yürü git yoluna şu mübarek Aşure Günü’nde...

* * *

Haberin Devamı

Ya gitmezsen, aşağıdan bağırıp çağırıp azarlamaya devam edersen ne mi olur...
Bak onu da söyleyeyim...
Bir gün çatarsın deli bir mahallenin deli bir delikanlısına...
Bir bakarsın ki, senin öfke damarın atmış, onun da deli yanı zembereğinden fırlamış..
Cumhurbaşkanı falan dinlemez, Reis falan takmaz, “Yok ya” deyiverir...

* * *

İşte o an var ya o an...
Ne Kasımpaşalılığın kalır, ne yeni saraylılığın.
Ne delikanlılığın kalır, ne afran tafran...
Ne Reis’liğin kalır, ne karizman...
Yani arkadaş, diyeceğim ki:
Felaketin olur...

Yeni Şafak ve Akit’i geçen bir kadının başarı hikâyesi

HAYATIMIN en güzel ikiz hikâyelerinden birini dün Hürriyet Sosyal’de, Ayşe Baykal’ın köşesinde okudum.
Aynı zamanda en samimi ve en sıcak olanı.
Bugün genel yayın yönetmeni olsam, bunu “En güzel ikiz hikâyesi” diye manşet yapardım.
Onlar başörtülü ikiz...
Dünyalarını o kadar komplekssiz ve o kadar güzel anlatıyor ki...
Kız kardeşi Hanife ile olan ilişkisi, komşularının, yakınlarının onlara bakışı...
En ilginç bölümü ise görücü usulüyle istemeye gelenleri anlattığı sahne.

Haberin Devamı

İKİZ BİR KIZ, GÖRÜCÜ USULÜ NASIL İSTENİR

O bölüm şöyle başlıyor:
Kızı istemeye geliyorlar.
Annesinin ikiz kızı var. Dolayısıyla en doğal soruyu, en doğal haliyle soruyor:
“Hangisini...”
Aldığı cevap şu:
“Fark etmez...”
Bu rahatlıkla “İkisini birden” de diyebilirlerdi.
Tabii işin bir de kızlar tarafı var.
“Fark etmez” diye gelenlerin karşısına hangi kız çıkacak...
İlginç bir yöntem bulmuşlar.

HANİFE’NİN TAYYİP ERDOĞAN’A SÖYLEDİĞİ SÖZE ÇOK GÜLDÜM

Bir de kız kardeşi Hanife’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a söylediği bir söz var ki, kahkahalar attım.
Gerisini yazmayayım, girip köşesinde okuyun. Ayşe Baykal, Hürriyet Dünyası’nın başı örtülü ilk yazarı.
Hürriyet’te kendi adına sayfa açtı.
Onu herkese tanıtmak için büyük çabalar harcadı.
Türkiye’nin tartıştığı olaylara kendi gözünden çok farklı bakışlar getirdi.

Ayşe Baykal - Görücüye Gelen İkiz Kızları Nasıl İsterler?

Haberin Devamı

HÜRRİYET OKURU ÖNCE YADIRGADI AMA SONRA TAKİPÇİSİ 13 BİNİ GEÇTİ

Başı açık Hürriyet okurlarının bir bölümü onu başta yadırgadı.
Hatta, “Senin burada ne işin var” türünden hoyrat mesajlar aldı.
Üzüldü, ama yılmadı. “Burası benim de yerim” dedi...
Dün bu harika sosyal köşe yazısını okurken bir şey dikkatimi çekti.
Ayşe Baykal’ın takipçi sayısı 13 bini geçmiş.
Bu ne demektir biliyor musunuz?

TİRAJI HÜKÜMET YANLISI GAZETELERDEN YÜKSEK

Tirajı Yeni Şafak ve Akit gazetelerinin bayi satışlarından yüksek demek.
Buyurun size olağanüstü bir başarı hikâyesi.
Bir kadın, yazar olmak için tek başına bir mücadeleye girdi. Ve bugün Türkiye’de gazetelerde kendine yer bulmuş birçok köşe yazarından daha çok takipçisi var.
Ayşe Baykal, hayat tarzı ile muhafazakâr bir kadın yazar.
Ama dünyaya açık.
Size Hürriyet’in “kendi kendini yaratmış köşe yazarlarını” tanıtmaya devam edeceğim.
Çünkü gerçek Yeni Türkiye’nin gerçek yeni medyasının nabzı artık bu köşelerde atmaya başladı.
Tavsiyem zaman ayırın, Hürriyet’in bütün Türkiye’ye açtığı bu yeni dünyayı takip edin.
Orada hepinize yer var.

Haberin Devamı

Dikkat edin bu çok önemli bir gelişme

AYLARDIR merakla beklediğim tarihi sorunun cevabı dün geldi.
Dünyanın en büyük 20 ekonomisinin temsilcilerinin katılacağı G-20 toplatısında Türkiye’yi Başbakan Ahmet Davutoğlu temsil edecek.
Bu çok önemli bir gelişme.
Çünkü Türkiye orada çekilen aile fotoğrafı ile bütün dünyaya, “yürütmenin başının” Cumhurbaşkanı değil, Başbakan olduğunu ilan etmiş olacak.
G-20 toplantılarının bir adı da ‘Yürütme Başkanları Toplantısı’dır.
Geçmişte bu fotoğrafa Türkiye adına hep başbakanlar katılmıştı.
Ancak Ankara’dan aldığım bilgiler, bu toplantıya Erdoğan’ın gideceği yolundaydı.
Geçtiğimiz aylarda, bu toplantıya kim gidecek diye iki yazı yazdım.
Aldığım bilgiler ve tahminim, Erdoğan’ın bu fotoğraf karesini kimseye bırakmayacağı yönündeydi.
O nedenle Davutoğlu’nun gitmesi beni çok şaşırttı. Perde arkasında ciddi bir görüşme trafiğinin yaşandığını tahmin ediyorum.
- Davutoğlu, önce “akraba kayırmacılığına” savaş açacağını duyurdu.
- Ardından Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın maliyetini açıkladı.
- Şimdi de G-20 toplantısına kendisinin katılacağını açıklıyor.
Ankara’da, yetkilerin kullanımı konusunda bir şeyler oluyor.
Aslında, Anayasa’da kimin yetkisinin ne olduğu yazılı.
Galiba Anayasa’nın yetkilere değil yetkilerin Anayasa’ya uygun olması umudu doğuyor.
Bu da bir normalleşme getirebilir...

Yazarın Tüm Yazıları